“Göründüğü gibi kolay değil”

Ela Dalçam, 19 ilde üretimi yasalaşan endüstriyel kenevirle ilgili cevaplanması gereken sorularının olduğunu öne sürerek, “Kenevirin lif olarak değerlendirmesi zahmetli bir iştir, bunun fizibilitesi yapılmış mıdır?” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 19.01.2019 09:32
  • Güncelleme Tarihi : 19.01.2019 09:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Göründüğü gibi kolay değil”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye’de kenevir üretiminde yeni bir dönemin başladığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gıda ve Tarım Bakanlığı kenevirin üretimi konusunda çalışmalara başlıyor” cümlesiyle duyurdu.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Ela Dalçam ise son günlerde gündeme tekrar getirilen endüstriyel kenevir bitkisi ile ilgili bazı soruların açıklığa kavuşma ihtiyacı olduğunu bildirirken sorularını şu şekilde sıraladı: “Ne kadar alanda, hangi çeşit kenevir tarımı yapılacaktır? Hangi amaca yönelik olarak yetiştirilmesi düşünülmektedir? (Lif-tohum, hem lif hem tohum gibi ve oranları) Tohumluk nereden sağlanacaktır ve hangi çeşitler yetiştirilecektir, bu çeşitlerin THC oranları nedir? Lif olarak değerlendirmesi zahmetli bir iştir, bunun fizibilitesi yapılmış mıdır, ürün nerelerde işlenecektir? Tohumu sadece yağı çıkartılarak mı değerlendirilecektir, yoksa alkoloid ekstrakte edilmesi düşünülmekte midir ve bu işlem hangi tesis/tesislerde yapılacaktır? Konu hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için yukarıda sorulara açıklık getirilmesi gerekmektedir.” 



ÜRETİMİ KONTROLLÜ
Türkiye’nin kenevir geçmişini hatırlatan Dalçam, Türkiye’de kenevir tarımının 1990’dan bu yana kontrollü bir şekilde yapıldığını söyledi. Dalçam, “Türkiye’ de kenevir tarımı 21 Ekim 1990 tarih ve 20672 sayılı yönetmelikle 20 ilde kontrollü olarak serbest bırakılmıştır. 29 Eylül 2016 tarih ve 29842 sayılı yönetmelikle Şanlıurfa listeden çıkarılarak izin verilen il sayısı 19’a düşürülmüştür. Her iki yönetmelik hükmüne göre kenevir yetiştirilecek il sayısını arttırma veya eksiltme yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığına aittir. Kısacası, Türkiye’de kenevir tarımı 1990 yılından bu yana kontrollü olarak serbesttir. 1980 yılında 14 bin ton olan üretim günümüzde neredeyse sıfırlanmıştır. Dünya ölçeğinde bakıldığı zaman, 2. Dünya Savaşı yıllarına kadar özellikle lif üretimi açısından önemli bir kültür bitkisi olan kenevir, sentetik liflerin ve pamuğun ön plana çıkmasına bağlı olarak eski önemini yitirmiştir. Bünyesinde çok fazla sayıda alkoloid barındıran kenevir, yetiştirilmesi sırasında pestisit kullanımı gerektirmemesi nedeniyle özellikle ekolojik yaşamı benimseyenler tarafından son yıllarda aranan bir tekstil hammaddesi olma yolundadır ve kenevire olan ilginin artış eğiliminde olduğu gözlenmektedir” ifadelerini kullandı. 
KULLANIM ALANI GENİŞ
Lif özelliklerinin yanında, tohumlarında bulunan iki alkoloid THC (tetrahydrocannabinol) ve CBD (cannabidiol) önem taşıdığını da sözlerine ekleyen Dalçam, “Ancak, THC aynı zamanda uyuşturucu imalinde kullanıldığından endüstriyel kenevir yetiştiriciliğinde THC oranı düşük çeşitler kullanılmaktadır. Kurak alanlarda yetiştirilebilmesi, bitkinin vegetatif aksamından ve tohumlarından, biyo-yakıt üretimi de dâhil olmak üzere çok çeşitli kullanım alanları olması önemini arttırmaktadır. Bizde kenevir olarak adlandırılan bu bitki, tüm dünyada marijuhana olarak anılmaktadır” diye konuştu. 



KOŞULLAR NELER?
Kenevirin üretimi için başvuruda, çiftçinin daha önce izinsiz ekim, uyuşturucu imal etme, dağıtma, ticaretini yapma veya kullanma suçu işlemediğine ilişkin taahhütname verilmesi gerekiyor.
Yönetmeliğe göre yetiştiricilik izni; lif, tohum, sap ve benzeri amaçlara yönelik başvurularda en fazla bir üretim dönemi, bilimsel araştırmalar için yapılan başvurularda proje uygulama süresi dikkate alınarak en fazla üç yıl geçerli olacak. Ayrıca, bakanlığın il veya ilçe müdürlükleri teknik personelince izin verilen yerler kenevirin ekiminden hasada kadar en az ayda bir defa kontrol edilecek.