Haziran 2025 Hapishane İstatistikleri açıklandı

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Türkiye’deki hapishanelere dair Haziran 2025 istatistiklerini yayımladı. Verilere göre, toplam 304 bin 608 kişilik kapasiteye sahip 400 hapishanede 416 bin 927 mahpus bulunuyor. Bunların 100 bin 226’sı açık, 316 bin 701’i ise kapalı cezaevlerinde tutuluyor. 359 bin 227 mahpus hükümlü, 57 bin 700’ü ise henüz yargılanma süreci tamamlanmamış tutuklulardan oluşuyor.
Hapishanelerdeki toplumsal çeşitlilik de dikkat çekiyor. 200 LGBTİ+ mahpusun yanı sıra, 14 bin 276 yabancı uyruklu kişi cezaevlerinde tutuluyor. Engelli mahpus sayısı 269 olarak açıklanırken; bunlar arasında dil ve konuşma engelli, görme, işitme, ortopedik engeli olan bireyler yer alıyor. Yaşlı mahpus sayısı da kayda değer bir düzeyde: 6 bin 535 kişi 65 yaşın üzerinde.

İÇERİDEKİ YAŞAM KALİTESİ CİDDİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA

Öte yandan, hapishanelerde öğrenim gören mahpus sayısı 77 bin 014 olarak açıklanırken, sigortalı şekilde mesleki faaliyette bulunan 58 bin 500 kişi bulunuyor. Bu rakamlar, mahpusların bir kısmının eğitim ve meslek edinme süreçlerine dahil olabildiğini gösterse de koşulların ne denli elverişli olduğu soru işareti yaratıyor. En çarpıcı verilerden biri ise çocukların durumu. 12-18 yaş arasında 4 bin 293 çocuk mahpus bulunurken, bunlardan 173’ü kız çocuğu. Ayrıca 18 bin 554 kadın mahpusun yanında kalan, 0-6 yaş arası 759 çocuk da cezaevi yaşamına doğrudan maruz kalıyor. Günlük iaşe bedelleri ise adaletsiz dağılıma işaret ediyor. Sağlık sorunu olmayan mahpuslar için belirlenen 83 TL’lik iaşe bedeline karşılık, anneleriyle kalan 0-6 yaş çocuklara sadece 150 TL ayrılmış durumda.
Ölümlerle ilgili veriler ise cezaevlerinde yaşanan koşulların ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. 2018’den 2022’ye kadar geçen beş yılda hapishanelerde yaşamını yitiren mahpus sayısı 539’a ulaştı. Bu rakamlar, cezaevlerinde sağlık ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dair güçlü bir uyarı niteliği taşıyor. Açıklanan veriler, ceza infaz sisteminin yalnızca mahpus sayısı değil, içerideki yaşam kalitesi açısından da ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.