- Gündem
- 26.08.2025 17:18
Ortadoğu’daki gerilim sonrası Türkiye, güvenlik planını yeniliyor. İsrail ve İsviçre modeli sığınaklar inşa ediliyor. İlk adım Ankara’da atıldı!
Ortadoğu’da artan gerilim ve nükleer tehdit tartışmaları, Türkiye’de güvenlik politikalarını yeniden gündeme taşıdı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ülke genelinde kapsamlı bir sığınak seferberliği başlatarak mevcut altyapıyı masaya yatırdı.
Kabine toplantılarında ele alınan raporlarda, Türkiye’deki mevcut sığınakların hem kapasite hem de güvenlik açısından yetersiz kaldığına dikkat çekildi. Bakanlığın hazırladığı yeni projeyle birlikte, savaş, nükleer sızıntı, biyolojik tehditler ve büyük doğal afetler gibi olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere modern sığınakların inşa edilmesi kararlaştırıldı.
Hazırlık sürecinde dünyadaki başarılı örnekler incelendi. Özellikle İsrail’in hava saldırılarına karşı geliştirdiği yeraltı sığınakları, Japonya’nın deprem ve nükleer tehditlere karşı kurduğu güvenlik sistemleri ve İsviçre’nin neredeyse her vatandaşa yetecek kapasitedeki sığınak ağı, Türkiye için model olarak gösterildi.
Edinilen bilgilere göre, ilk etapta Ankara başta olmak üzere kritik şehirlerde yeni sığınakların yapımına başlanıldı. Dayanıklılığı artırılmış betonarme sistemlerle tasarlanan bu yapılar, vatandaşların kriz anlarında hızlı ve güvenli erişim sağlayabileceği şekilde planlanıyor. Amaç, her bölgede halkın güvenliğini garanti altına almak.
Aslında Türkiye’de sığınak zorunluluğu yeni değil. 1987’de yürürlüğe giren Sığınak Yönetmeliği, belirli büyüklükteki binalarda sığınak yapılmasını zorunlu kılıyor. Ancak denetim eksikliği nedeniyle bu alanların çoğu ya otopark ya da depo olarak kullanılıyor. Uzmanlara göre en büyük sorun, yönetmeliğin sahada karşılık bulmaması.
Türkiye’de halka açık, modern ve işlevsel bir sığınak bulunmuyor. II. Dünya Savaşı döneminde inşa edilen, Ankara Kalesi’nin altındaki tarihi sığınak gibi yapılar ise günümüz koşullarına uygun değil. Bu alanlar, yalnızca tarihi değer taşıyor ve geniş halk kesimlerinin ihtiyacını karşılamaktan uzak kalıyor.
Kamuoyunda sık sık AFAD’ın belirlediği toplanma alanları ile sığınaklar karıştırılıyor. Yetkililer, bu ayrımı özellikle vurguluyor: Toplanma alanları, afet sonrası organizasyon ve koordinasyon için belirlenen noktalar. Ancak savaş, bombardıman veya nükleer tehdit gibi durumlarda koruma sağlamıyor.
Türkiye’nin güvenlik stratejisinde sığınakların yeniden gündeme alınması, uzmanlara göre “gecikmiş ama kritik bir adım”. Proje hayata geçtiğinde, her şehirde vatandaşların güvenliğini sağlayacak modern sığınak ağının kurulması hedefleniyor.
Kaynak : HABER MERKEZİ