İzmir Kadın Müzesi Aşka geldi

Konak Belediyesi 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ‘Aşk ve Psikoloji Üzerine’ isimli bir söyleşiye ev sahipliği yaptı. İzmir Kadın Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Uzman Psikolog İzel Güleç Karpuzoğlu aşkı ve sevgiyi irdeledi


  • Oluşturulma Tarihi : 16.02.2019 07:57
  • Güncelleme Tarihi : 16.02.2019 07:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir Kadın Müzesi Aşka geldi haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ 
14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel düzenlenen ‘Aşk ve Psikoloji Üzerine’ söyleşi İzmir Kadın Müzesi’nde gerçekleştirildi. Konak Belediyesi tarafından organize edilen etkinliğe İzmirli birçok kadın katılım gösterdi. Uzman Psikolog İzel Güleç Karpuzoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı söyleşide, “Aşk ateş ise, sevgi kordur” denilerek özel ilişkilere dair birçok konuya değinildi. Söyleşinin ardından aşk, evlilik ve ilişkiler üzerine merak edilen tüm sorular yanıtlandı. Evlilik aşkı öldürüyor mu? Aşkın ömrü ne kadar? Aşık olunca yaşanan hormonal değişimler, aşık olunca verilen yanlış tercihler, beyinde yaşanan değişimlerden dolayı kişinin gözünün sahiden kör olması, boşanmalar ancak buna rağmen çoğalan evlilikler, danışanlar tarafından ilişkinin bir arabaya benzetilmesi ancak bu arabanın iki sürücüsü olduğunu hatırlamak, mutlu evlilik-mutsuz evlilik nedenleri, kıskançlık ve ‘ben’ merkezciliğin ilişkideki yeri, sağlıklı iletişimin önemi, ‘biz’ olabilmek… Psikolog Karpuzoğlu bu konular üzerinde durarak paylaşımlarda bulundu. 
KUVVETLİ DUYGULANIM
Öncelikle aşık olunca beyinde yaşanan değişimlere ve gelişimlere değinen Karpuzoğlu şunları söyledi: “Aşk, kuvvetli bağlılıkla kendini gösteren bir duygulanımın adı. Fakat bilimsel olarak çözebildiğimiz kısmının çok ötesinde bileşenleri, ruhsal, sosyolojik ve psikolojik kısımları da var. Aslında bugün bildiğimiz kadarıyla tüm duygularımızın kaynağı beynimiz; aşk da oradaki değerlendirme devrelerinde başlıyor, fakat bedenimizde özellikle göğüs bölgesinde kendini hissettiren bazı reaksiyonlara, mesela kalp atışı değişimlerine neden olduğu için, kalbimizde algılıyoruz. Zira beyinde olan bitenleri pek hissetmeyiz.” Aşık bir beynin mantıklı düşünme bölgelerinin baskılanmasıyla ilgili bir bulgunun daha olduğunu söyleyen Karpuzoğlu, “Aşık insanlardaki bu akıl tutulması, sadece aşık olunan kişi söz konusu olduğunda geçerli. Aşık kişiler, meslekleri veya hayatın diğer alanlarıyla ilgili kararlar alırken akılcılıklarından pek bir şey kaybetmiyor. Yani aşık insanın aklını başından sadece maşuku alabiliyor” dedi. 
İLİŞKİDE TAKİP VE TACİZ
“Erkekler, hem üremede aktif rol oynamak açısından hem de dişilerin seçici işlevlerine yönelik olarak öne çıkmaları gerektiğinden, aşkın tutkulu aşamasını daha şiddetli yaşarlar” diyen Karpuzoğlu, “Fakat erkek beyninde bu tutkulu aşamayı takip eden bağlanma kısmı daha çabuk sönüme uğrar. Erkek beyni için tutkulu aşk birkaç aylık bir sürece sahipken, kadınlarda bu süreç daha uzundur ve aşkın tutkulu aşamaları kadınlarda daha kontrollü iken, bağlanma safhası daha belirgindir. Bu da aile kurmak ve bebeğin bakımını devam ettirmek için gerekli bir dürtüdür” şeklinde konuştu. Başka birinin özel hayat alanlarına müdahale ederek onda korku, kaygı, çaresizlik ve taciz edilme duygusu yaratan her türlü davranışın aslında takip ve taciz olduğunu kaydeden Karpuzoğlu, ilişkilerdeki farklı noktalara da yer verdi. Takıntılardan söz açana Karpuzoğlu, “Bu takıntının egemen olduğu aşkın belirtisidir. Sizin selam verdiğiniz herkes için ‘Nereden tanıyorsun?’ diye soruyorsa, sizin söylemlerinizden sizin aklınıza gelmeyen sonuçlar çıkarıyorsa, üzerinizden güç geliştirme çabasında bulunuyor hatta bunu tehdit boyutuna taşıyorsa, reddedildiği zaman öfke duyuyorsa bunlar küçük işaretlerdir. Tüm bunlar romantik başlayan ilişkileri kabusa dönüştürür” yorumunda bulundu. 
ACIYI TUVALLERİNE YANSITTI
Tarihte büyük aşklar yaşandığını belirten Uzman Psikolog Karpuzoğlu, Hindistan’ın Agra şehrinde, 1631-1654 yıllarında inşa edilmiş anıt mezar Taç Mahal’in dünyaca bilinen en önemli ‘Aşk Anıtı’ olduğunu söyledi. Karpuzoğlu, “Dönemin Kralı Şah Cihan’ın büyük aşkı, eşi Mümtaz Mahal’ın ölümünden sonra uğruna inşa ettirdiği Taç Mahal, büyük aşkın ölümsüzlüğünü simgeliyor. Meksika’nın sıra dışı ressamı Frida Kahlo da resme aşıktı. Yaşadığı her şeyi, aşkı da acıyı da tuvallerine yansıttı” dedi.
“SEVGİSİZ KALMAYIN”
‘Aşk mı, sevgi mi?’ diyenler için “Aşk ateşse, sevgi kordur. Sevgi tıpkı kor gibi için için yanar” diye açıkladı Karpuzoğlu. Mutlu bir evliliğin olmazsa olmazlarını da sıralayan Karpuzoğlu, “İyi bir iletişim kurmak, birlikte problem çözebilmek, ortak değerler geliştirmek ve ‘ben’leri korurken ‘biz’ olabilmektir. Bunları başarabilen çiftler mutlu evliliğin sırrını çözmüş demektir. Bana da soruyorlar, ‘Tüm bunları bilmenize rağmen evliliğinizi nasıl devam ettirebiliyorsunuz?’ diye. Ve ben şöyle yanıtlamak istiyorum. Evlilik bir pasta gibi. Pastanın içerisinde neler olduğunu, tüm malzemelerini çok iyi biliyorsunuz. Ancak her pasta yediğinizde farklı bir lezzet, keyif alıyorsunuz. Evliliklerinizden keyif almaya çalışın” dedi. Konuşmasını görsel sunumla da destekleyen Karpuzoğlu, konuklara “Aşksız, sevgisiz kalmayın” temennisinde bulundu.