Kader mahkumları için af talep edildi

NİLGÜN TAZE

Mahkum Yakınları Platformu üyeleri Konak Meydanı’nda bir araya gelerek kader mahkumlarının affedilmesi için basın açıklaması yaptı. Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanununun alternatif çözüm yöntemleri ile suçluyu topluma kazandıracak bir yapı oluşturması gerektiğini açıklayan Mahkum Yakınları Platformu Sözcüsü Seyhan Başar, mevcut düzenin adli mahkumu dört duvar arasına sıkıştırarak hem kendisini hem de ailelerini cezalandırdığını açıkladı. Kader mahkumlarına uygulanan cezalandırmaların mahkumları hayata kazandırmak yerine tam tersi olarak toplumdan uzaklaştırdığını söyleyen Başar, “Bizler buraya anayasal hakkımız olan ceza indirim düzenlemesini istemek, sesimizi ve mağduriyetimizi toplumun tüm kesimine duyurmak için toplandık. Devlet büyüklerimizin bizlerin sesine kulaklarını tıkamamasını terör, pedefoli ve kadın cinayetleri haricinde TCK’nın her maddesinde bulunan adli mahkuma eşit bir yasa verilmesini talep ediyoruz. Daha yaşanabilir ve adil bir Türkiye’ye tüm Türkiye’nin ihtiyacı var. Bu nedenle hem burada sizleri ve halkı uğradığımız haksızlık konusunda bilgilendirmek hem de şehitlerimizin aziz ruhlarına lokma döktürüp dua etmek için toplanmış bulunuyoruz” dedi.

“DEVLETİMİZİN YANINDAYIZ”

Türkiye’nin birlik ve beraberliğine kasteden FETÖ, PKK, DAEŞ gibi hainlerine karşı içlerinde yer olmadığını ve tek amaçlarının kader mahkumlarına bir şans verilmesi olduğunu açıklayan Başar şunları söyledi: “Devlet büyüklerimizden kader mahkumu olanlar için af diliyoruz. Bizler kesinlikle vatan haini ya da terör örgütü mensubu insanlar olmayıp tam aksine devletine, vatanına, milletine bağlı 8 milyon adli mahkum yakınını temsilen buradayız. Aksine bu terör örgütlerine cevabımızı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında meydanlara çıkarak sizlerin, devletimizin ve milletimizin yanında olarak verdik. Aynı şekilde devletimizin Türkiye sınırları dışında güvenlik gerekçesiyle Fırat Kalkanı ve Afrin Harekatı’yla verdiği haklı mücadelesinin de yanındayız.”

ADİL YARGILANMA HAKKI

Çok uzun yıllardır yargı organlarının adil yargılanma hakkını ellerinden aldıklarını açıklayan Başar, “Anayasamızın adil yargılanmayla alakalı maddesi, ‘Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir’ der. Konuyla ilgili devlet kademelerinde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda çalışmalar elbette ki vardır. Ancak üzülerek görüyoruz ki kader mahkumları her zaman bu çalışmaların dışında bırakılmıştır. Anayasal hakkımız hiçe sayılmış, yeniden yargılama yolu açık denilse de verilen dilekçeler okunmadan ret verilerek bu hak da bizler için ayrı bir çaresizliğe dönüşmüştür. Bu durum ise halk arasında yargıya güvenin çok daha azalmasına neden olmuştur” şeklinde konuştu.