- Gündem
- 19.06.2025 00:47
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkarak tüm dünyada hızla yayılan koronavirüs, ne yazık ki ülkemizde de görüldü. Peki, okulların hijyen durumu korona tehlikesine karşı hazırlıklı mı?
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Koronavirüse önlem amaçlı olarak Türkiye’de eğitime bir süreliğine ara verildi. 30 Mart’a kadar okulların tatil edileceği bildirilirken, Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, okulların hijyen durumunun korona tehlikesine karşı hazırlıklı olmadığını vurguladı. Yıldırım, “Okulların ilaçlanması ve dezenfekte edilmesine yönelik 4 Mart’ta tüm okullara gönderilen resmi yazı dahi havada kalmış, bu sorumluluğun hangi kurumda olduğu bile meçhul bırakılmıştır” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 öğretim dönemini uzaktan eğitim ile tamamlamak yerine salgın riskinin azalmasının beklendiği Haziran ayı için telafi planı yapması gerektiğinin de altını çizen Yıldırım, “MEB’in yaptığı açıklama kesinlikle çocuklarımızın bu dönemki ders bilgilerinin eksik kalacağı anlamına gelmekte” sözlerine dikkat çekti. “Okullarımız, virüsün bulaşma biçimi bakımından hayati önem taşıyan yerlerdir” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Yıldırım, “Gördüğümüz kadarıyla okullar, hijyen durumu açısından ne yazık ki kötü durumdadır. Öğretmenlerimizden edindiğimiz bilgiler ve sendika yönetimi olarak yurt genelinde yaptığımız okul ziyaretlerinde yaptığımız tespitler acı bir tabloya işaret etmektedir” dedi.
ÖĞRETMENLER KENDİ CEPLERİNDEN ÖDÜYOR
Birçok okul binasının, yeterli sıklıkla temizlenmediğinin altını çizen Yıldırım, şunları ekledi: “Hatta çok sayıda okulda kaba temizlik bile haftada bir yapılmaktadır. Yine yurt genelinde birçok okulda, her türlü mikrobun kolayca üreyebileceği ve bulaşabileceği alan olduğu için ayrıca hijyenine önem verilmesi gereken tuvaletler, adeta kullanılamayacak kadar pistir. Tuvalet kağıdı ve yeterli miktarda sıvı sabunun bulunduğu okul sayısı çok azdır. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz: yavrularımızı doğrudan etkileyen bu kötü tabloda okul idarecilerinden çok, Milli Eğitim Bakanlığı’nın payı vardır. Daha önce farklı vesilelerle gündeme getirdiğimiz, temizlik malzemeleri için Bakanlığın okullara ödenek vermemesi, bu tablonun temel sebebidir. Velilerin genelde orta gelirli olduğu okullarda bu ihtiyaçlar Okul Aile Birliği vesilesiyle temin edilirken, daha yoksul yerlerdeki okullarda öğretmenlerimiz inisiyatif alıp bu malzemeler için para toplamakta ya da kendi ceplerinden vermektedir.”
“TEMİZLİK BİR AN ÖNCE DEVLETTEN GELSİN”
Öğrencilerin sadece ders bilgilerini edindiği değil, sağlıklı davranışları da kazandığı yerler olması gereken okulların, bu haliyle temizliği bir yaşam biçimi olarak çocuklara kazandırmaktan bir hayli uzak olduğunu kaydeden Başkan Yıldırım, “Okulların ilaçlanması ve dezenfekte edilmesine yönelik 4 Mart’ta tüm okullara gönderilen resmi yazı dahi havada kalmış, bu sorumluluğun hangi kurumda olduğu bile meçhul bırakılmıştır. Koronavirüs sebebiyle nasıl ki insanların mecburen bir arada olacağı kapalı toplanma alanları ve toplu taşıma sistemlerinde bazı adımlar atılmaya başlandıysa, okullar için de acilen harekete geçilmelidir. Bir salgın riskinde önce geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenliği sağlanmalıdır; onlar tehlike anında ilk kurtarılacakladır. Eğitim-İş olarak okullarda kapsamlı bir hijyen operasyonu başlatılmasını, devlet tarafından kendi haline bırakılmış özel okulların da bu temizlik operasyonunun çemberine katılmasını ya da hijyen durumunun dikkatlice teftiş edilmesini, okullarda acilen temizlik eğitimi verilmesini, okulların hijyen için temin etmesi gereken tüm kalemlere dair devletin ödenek çıkarmasını ve bu yöntemin kalıcı olmasını, okullarda virüse dair kapsamlı bir sağlık taraması yapılmasını talep ediyoruz. Her fırsatta, ilgili-ilgisiz dini referanslarla açıklamalar yapan yöneticilere ‘Temizlik imandan gelir’ deyişini hatırlatıyor, ‘Temizlik, bir an önce devletten gelsin’ diyoruz” cümlelerine dikkat çekti.
DERS BİLGİLERİ EKSİK Mİ KALACAK?
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ilköğretim, ortaöğretim ve lise öğrencilerinin, koronavirüs nedeniyle eğitime 23 Mart’tan itibaren ‘uzaktan’ devam edeceğini açıklamasının da pek çok sorunu gündeme getirdiğini aktaran Yıldırım, “Eğitim sürecinin uzaktan yürütülmesinde en büyük sorunlardan birinin evlerinde imkanı olmayan öğrencilerin durumunun ne olacağı belirsizdir. Milli Eğitim Bakanlığının 2019-2020 öğretim dönemini uzaktan eğitim ile tamamlamak yerine salgın riskinin azalmasının beklendiği Haziran ayı için telafi planı yapması gerekmektedir. Örgün eğitimin en önemli özelliği çocuklarla yüz yüze eğitimdir. Uzaktan eğitim sisteminin yüz yüze eğitimin yerini tutması mümkün değildir. Asıl olan yaparak, yaşayarak ve karşılıklı soru-cevap ile elde edilen kazanımlardır. Ayrıca öğrencilerimizin evlerinde eşit imkanlar (bilgisayar – tablet – internet) olmadığından uzaktan eğitimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşme imkanı bulunmamaktadır. MEB’in yaptığı açıklama kesinlikle çocuklarımızın bu dönemki ders bilgilerinin eksik kalacağı anlamına gelmekte. Çocuklarımız için en eşit ve adil olan yöntem Haziran ayında telafi programlarının uygulanmasıdır. Salgına karşı milletçe seferberlik halinde olalım ve hepimiz bu konuda devletin önleme çabalarına destek olalım ancak görülen o ki; MEB’in bu türden olağandışı durumlarla ilgili hazırlık yapmadığını görmüş olduk” açıklamalarında bulundu.
DAHA BÜYÜK BİR RİSK Mİ VAR?
Ayrıca eğitim camiasını yakından ilgilendiren bazı konuların da açığa kavuşması gerektiğini söyleyen Yıldırım, yetkililere şu soruları yönlendirdi: “21-22 Mart tarihlerinde yapılması planlanan Açık Öğretim Kurumları Sınavı neden Eylül ayına ertelenmiştir? Daha büyük bir risk ile mi karşı karşıyayız? Lise ve üniversite sınavlarının tarihleri de değişecek mi? İşlenmeyen konuların soruları olacak mı? Sorular hazırlandı ise bu konular çıkacak mı? Ücretli öğretmenlerin durumu ne olacak? Sigortaları yatacak mı? Bu tatil döneminde ücretleri ödenerek mağdur olmalarının önüne geçilecek mi? Halk Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla açılan kurslarda görev alan Usta Öğreticilerin de mağdur olmamaları adına ücretleri ödenecek mi? Öğrenci servis ücretlerinin iki haftalık iade ücreti olacak mı? Öğrencilere tatil varken akademisyenlere ve teknik personel ile diğer çalışanlara üniversitelerde, okullarda da İdari Personele tatil yok. YÖK ve MEB’e sormak lazım bu kişiler risk grubunda değiller mi? Ayrıca neden tatil planlaması 16 Mart itibariyle yapıldı? 13 Mart Cuma günü virüs salgını için risk taşımıyor muydu? Okullar tatil edilirken ve sınavlar ertelenirken neden 15 Mart 2020 tarihinde yapılan Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı (EKYS) ileri bir tarihe ertelenmedi? 16 Mart tarihinden önce virüsün yayılmama ihtimaliyle ilgili elimizde kuvvetli bilgiler mi vardır?”