Tarım balkona sığar!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Bahçeli bir evde yaşamak hepimizin hayallerini süsler. Güller arasında dolanıp ağaçtan taze bir portakal koparmayı, mis kokulu bir nane demeti toplamayı hepimiz isteriz. Balkon bahçeciliği, adından da anlaşıldığı gibi bahçesi olmayan kişilerin, evlerinin balkonlarında kendilerine minyatür bir bahçe oluşturmaları demektir. Balkon bahçeciliğinde sebze ve meyveler uygun saksılarda yetiştirilir. Özellikle bütün dünyada etkisini gösteren, sağlıklı, güvenli tarım ve gıdanın önemini bir kez daha hepimize hatırlatan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) balkon bahçeciliğine olan talebi de artırdı. Tam bu noktada konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisi Mine Pakkaner, balkonların gıdanın yanında eczane görevini de gördüğünü belirtti.
KENTİN İÇİNDE MİNİ BİR BAHÇE
İnsanların balkon bahçeciliği ile kentin içinde kendilerini mini bir bahçe yaratabileceğini belirten Pakkaner, tıbbi bitkilerin yetiştirilmesiyle de balkonların aynı zamanda eczane görevi de gördüğünü söyledi. Pakkaner, “Balkon bahçeciliği ile yiyeceğimiz gıdayı basit olarak yetiştirebiliriz. Bunun yanında balkonumuzda şifalanacağımız tıbbi bitkileri de yetiştirip kendimize küçük bir eczane de yaratabiliriz. Ben balkon bahçeciliğini şu şekilde tanımlıyorum: çeşitli bitkileri küçük mekanlarda ve doğal yöntemlerle yapma sanatıdır. Şehrin içerisinde kendinize mini bir bahçe yaratabilirsiniz. Burada her şeyi yetiştirmemiz mümkün değil. Yoğun tükettiğimiz ve balkonda çok da yer kaplamayacak, pek çok ürünü küçük küçük parçalar halinde yetiştirebiliyoruz. Bunun için öncelikle bitkiyi tanımamız lazım. Çünkü balkona uygun kök bitkisi yetiştirmeliyiz” diye konuştu.
SOSYAL MEDYADAN ÖĞRENİYORLAR
İnsanların sosyal medyadan bitki ekmeyi öğrendiğini dile getiren Pakkaner, “İnsanlar hem salgından dolayı dışarı çıkamıyorlar hem de tarımda kimyasal ilaçlamanın çok kullanılmasından dolayı endişe içindeler. Bu nedenlerden dolayı insanlar kendi elleriyle balkonlarında bitki yetiştirmeye başladı. Bu insanların büyük bir kısmının eli hiç toprağa değmemiş. Dolayısıyla sosyal medyadan bitki yetiştiriciliğini öğrenip balkonunda ekmeye, dikmeye başladı. Doğru bilgiyi doğru yerden alırlarsa, bitki yetiştirmede hata yapmaları mümkün değil. Çünkü yanlış bilgi insanların hevesini kırıyor” ifadelerini kullandı.
ATIKLARI DEĞERLENDİRİYORLAR
Balkon bahçeciliğinde dikkat edilmesi gereken noktaları da anlatan Pakkaner, “Balkonumuzda yapacağımız uygun bir düzenlemeyle birçok sebze ve meyveyi yetiştirmemiz mümkün. Balkon bahçeciliği bize aynı zamanda atıkları değerlendirme şansı da veriyor. Mesela bitkileri ekmekte plastik su şişeleri kullanılabilir. Saksıları alt alta koyarak kule yöntemiyle de balkonda bahçe yetiştiriciliği yapılabilir. Öncelikle derin köklü bitkilerin dikilmemesi gerekiyor. Çünkü derin köklü bitkiler için çok büyük saksıların kullanılması gerekiyor. Patates, taze soğan ve çilek gibi ürünler kolayca ekilebilir. Maydanoz, roka, dereotu, marul, tere otu gibi salatada tükettiğimiz her şeyi uygun saksı derinliğinde balkonda yetiştirebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
KORONA TALEBİ ARTIRDI
Pakkaner, “Salgınla beraber insanların balkon bahçeciliğine yönelimin, arttırdı. Dediğim gibi insanlar endişeleniyorlar. Dışarı çıkamadılar, bir demet maydanozu nereden alacağım diye düşünürken, balkonunu bu yönde geliştirdi. Balkonda yetiştirdiğimiz sebze ve meyveler normal tarladan hiçbir farkı yok. Hatta insanlar, bu korona günlerinde istiridye mantarını bile evlerinde yetiştirebilirler. Bunun için biraz bilgi ve ilgi yeterli. Bitki çayları çok kolay yetiştirilebilen bitkiler. Kısacası doğadan koptuğumuz bu zamanda çocuklarımız domatesin, soğanın ve biberin nereden geldiğini bile bilmiyorlar. Neredeyse tezgahlarda yetiştiğini zannedecekler. Balkon Bahçeciliği uygulaması, insanları küçük çaplı da olsa tabiatla buluşturmak için büyük bir şans” diye konuştu.