Terör en çok çocukları etkiliyor

Psikolog Aslı Soykal, terör olaylarından en çok çocukların etkilendiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 08.01.2017 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 08.01.2017 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Terör en çok çocukları etkiliyor

EMİNE YALÇIN - ÖZEL HABER

Etrafında sürekli terör olayları olup biten kişinin, başına geleceklerden habersiz, kaygı ve korkuyla hayatını devam ettirmeye çalışacağını anlatan Psikolog Aslı Soykal, bu durumun toplumda genel olarak huzursuzluğa yol açacağına dikkat çekti.

Psikolog Aslı Soykal, terör olayları toplumsal olarak ele aldığında kötü dünya sendromu denilen rahatsızlıkla karşılaşıldığını belirterek, terör olaylarının insanların birbirine olan güvenini azalttığı gibi kaygı düzeyini yükselten bir durum olduğunu söyledi.

SOSYAL HAYATTAN UZAKLAŞABİLİRLER

Soykal, “İnsanlar daha dikkatli ve algıları daha seçici olmaya başlayınca daha çabuk yorulur. Son zamanlarda yaşadığımız olaylardan dolayı anne ve babalar sürekli çocuklarına uyarı halinde. Bu durum çocuklarda anksiyeteyi tetikler. Ülkede yaşanılan korku yaratıcı bu tip olaylar insanları daha kaotik duruma getirmektedir. Beşiktaş’ta ki patlama Reina’da yapılan terör saldırısı ve son olarak İzmir’deki terör saldırısı insanları sosyal hayattan alıkoyacaktır. Sinemaya, alışverişe dahi gidemeyen ya da zorunlu ihtiyaçlar dışında sokağa çıkmayan insanlar olacak. Bu bir yandan aile fertlerinin evde bir arada vakit geçirmesini sağlarken bir yandan da oluşan kaygılı durum aile içi tartışmaları ve gerginlikleri de yaratacaktır” dedi.

EN ÇOK ETKİLENEN ÇOCUKLAR

Son zamanlarda yaşanan olaylardan dolayı anne ve babaların çocuklarının yanında rahat tavır sergilemeleri gerektiğini öneren Soykal, bu olaylardan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Kaçınma davranışlarının geliştirmeye başlanacağını ifade eden Soykal, “Bulunduğumuz şehri ülkeyi terk etme gibi bu kararları alırken en etkilenen kişiler çocuklar olacak. Çocuklar anne babanın kaygılarını görüp duyup yaşadıkça kendilerince davranış geliştirecekler. Bu geliştirdikleri davranış ve düşünceler sağlıklı olmayacak. Bunun için anne ve babalar çocuklarının yanlarında rahat davranmaları gerekiyor” diye konuştu.

O GÜNLERDEN REFERANS ALALIM

Soykal, son zamanlarda yaşanılan bu durumların benzerlerini geçmişte de yaşandığını dile getirerek, geriye dönüp bakıldığında yaşanılan o olayların atlatıldığını söyledi. O günlerden referans alıp bugünlerde umudun kaybedilmemesini tavsiye eden Soykal, “Bütün gücümüzle normal hayatımızı yaşamalıyız. Dikkatli bir şekilde etrafımıza biraz daha dikkatli bakarak gözlemleyerek işimize gitmeliyiz. Biz işe giderken de çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatına devam etmesini destekleyerek çocuklarımızı okula göndermeliyiz” şeklinde konuştu.

TERÖR HER YERDE AYNI İZLERİ BIRAKIYOR

Türkiye gibi dünyada terör mağduru ve aday ülkelerin olduğunu da sözlerine ekleyen Soykal, terörün her yerde aynı izleri, kayıpları ve korkuları bıraktığını söyledi. Terörün amacının korkutmak, sindirmek ve ekonomiye zarar vermek olduğunun da altını çizen Soykal, “Başka yere gittiğimizde de başka bir ülkede de bu olayları yaşama ihtimalimiz var. Bu sebeple birey olarak duyarlı olmamız gerekiyor. Bireyin, toplumun ve yöneticilerin üstüne düşen görevleri bilmeleri ve ona göre davranmaları gerekiyor. Herkes kendi alanında yapılması gerekenleri yaparak kriz yöntemlerini soğukkanlı bir şekilde uygulamalı” ifadelerini kullandı.

DAHA ÇOK HATA YAPILABİLİR

Soykal, topluma korku psikolojisi yaymak isteyenlerin amaçlarına ulaştıklarını ileri sürerek, toplumun stres, kaygı ve panik içinde olduğunu kimsenin ne zaman nerede ve ne olacağını bilmediği için korktuklarını da öne sürdü. Soykal, “Olaylar karşısında kişilerde panik devreye girdiğinde daha çok hata yapılabilir. Bu açıdan herkesin daha sağduyulu ve soğukkanlı davranarak streslerini kontrol etmeleri gerekir” dedi.

UMUDUMUZU KAYBETMEYELİM

Soykal, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Çocuklarımıza bu tip olayların dünyanın her yerinde olduğunu ve zaman zaman bunları duyacağız diye anlatmalıyız. Kesinlikle etnik bir ayrımcılık, kitle siyasal söylemler ve ayrımcılık yaratılacak söylemlerden uzak durularak kısa ve öz anlatmalıyız. Çocukların yanında detayları konuşulmamalıyız. Evet çocuklarımız bizimle aynı dünyayı yaşıyorlar olaylardan soyutlamayız ancak filtre koymalıyız. Tepkilerimizi soğukkanlı ve panik yapmadan az kelimeyle çocuklarımızın yanında dile getirmeliyiz. Mümkün olduğunca aile büyükleri olarak akşam yemeklerinde bir arada çocuklarımız ile olmaya özen göstermeliyiz. Bu zamanlarda çocuklar için rahatlatıcı ve güven ortamı yaratmak çok önemlidir. Ama en önemlisi birbirimizi eskisi gibi sevelim ve güvenelim. Umudumuzu kaybetmeyelim.”

Haber Merkezi