Workcube dünyaya kooperatif olarak açılıyor

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

İstanbul merkezli global bir marka Workcube yazılım grubu Genel Müdür Yardımcısı Olgar Ataseven Dünyada globalleşme, Türkiye’de dijitalleşme, ekosistem içinde dijitalleşme ve iş yönetimi konularında değerlendirmelerini paylaştı. Türkiye’den doğan web tabanlı ve holistik iş yönetimini sağlayan ve artık dünya markası olarak konumlanan Workcube yazılımı hakkında bilgiler veren Ataseven’e İş Ortaklığı Program Yöneticisi Barış Çiçek de eşlik etti.

DİJİTALLEŞME SÜRECİ SANCILI

Workcube’ün dünyaya ihraç edilen çok değerli bir iş yazılım platformu olduğunu belirten Holistic Bilgi Teknolojileri Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Olgar Ataseven, “Tüm sektör ve şirketlerde dijitalleşmeden var olmak, var kalabilmek artık imkansız. Ne yazık ki analog şirketlerin dijitalleşme süreci sancılı ilerliyor. Dijitalleşme sadece bir teknoloji değil aynı zamanda bir strateji. İşletmelerin dijitalleşmek için üç şeye ihtiyaçları var: Açık kaynaklı web tabanlı bir teknoloji platformu, strateji ve yenilikçi iş modelleri ve yetkin iş gücü. Workcube bir işletmenin ihtiyaç duyduğu iş yazılımlarını bütüncül olarak sunuyor. Dijital, ekonomide müşterilerimize başarı getirecek iş modellerine, metodolojileri sahibiz. 700 sertifikalı uzman ile 6 bin şirkete katkı sağlıyoruz. Workcube’e 700 kişi yetmiyor. Bu sayıyı kooperatifimiz 10 bine çıkarmayı hedefliyor. Sadece Türkiye’de haftada 50-100 arasında şirket dijitalleşmek istiyoruz. Bizi uzman biri arasın diye not bırakıyor Workcube’e. Kooperatifimiz tüm dünyada Workcube’e dijital kasları güçlü uzmanlar yetiştirecek ve onların hizmetlerini ihraç edecek” diye konuştu.

500 BİN DÖNÜŞÜM UZMANI AÇIĞI

Araştırmalara göre işletmelerin dijitalleşmek veya dijital olgunluk düzeyini yükseltmek için yılda 2 trilyon dolardan fazla harcama yaptığına dikkat çeken Ataseven, “Dijitalleşme sürecinde şirket çalışanları da büyük efor sarf ediyor. Avrupa’da 500 binden fazla dijital dönüşüm uzmanı açığı var. Workcube ihtiyaç duyduğu iş gücünü doğrudan ortak ederek yeni kooperatifçi bir model uyguluyor. Katılım bedeli yok. En az üç sertifika alanların kooperatif üyelik bedelini Workcube ödüyor. Bu sertifikalar dijitalleşme ve Workcube yetenekleri ile ilgili sertifikalar. Ayrıca sertifikalı ortaklara Workcube müşterilerine satış yapabilme, proje yönetme, geliştirici olma, danışmanlık yapma gibi imkanlar veriliyor” dedi.

BENZERLERİNİN İLKİ VE EN İYİSİ

Dijitalleşme talebinin yüksek olduğunu fakat arz sorunlarının olduğunu da belirten Ataseven, “Şirketler bir iş yazılımı alırken çok dikkatli olmalılar. Bir program almamalılar. Açık kaynaklı bir platforma katılmalılar. Bunun adı Workcube. Sürdürme maliyetine çok dikkat etmeli işletmeler. Patronlar arkadaşlarına hava atmak için pahalı ve sürdürme maliyeti korkunç yazılımlar aldıklarının farkına vardıklarında ortada büyük bir sorunla yüzleşiyorlar. Üç tane sistem var, Bunların biri bel büken ulus üstüler. O kadar pahalı anlamsız ki bunlar üst düzey yöneticiler veya patronlar yaratılan mite kanıyorlar. Diğeri ise deli gömleği giydirenler. Bunlar ise 2020’lerde 90’lerin teknoloji bazını işletmelere veriyorlar. Ağırlıklı değişime karşı olan işletmelerdeki dinazorların destekledikleri programlar bunlar. Üçüncüsü ise Workcube gibi yapılar. Google ile Amazon ile Tesla ile yada benzeri digiratilerle - dijital yenilikçilerle aynı düşünce ve teknoloji bazında olanlar. Workcube bu alanda tüm dünyada benzerlerinin ilki ve en iyisi. İşte amacımız bu kadar değerli bir ürünü dünyaya taşımak. Türk insanına ve gençlerine inanıyoruz ve dünyanın her yerinde yaratıcı ve üretken olduklarını görüyoruz. Ana dili Türkçe olan ve dünyaya çalışan en az 5 bin yeteneği ihraç ermek için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

PAYLAŞIMCI VE YENİLİKÇİ İŞ MODELİ

Neden kooperatif kurduklarını izah eden Olgar Ataseven “Workcube çatısı altında toplanan uzmanları ve şirketleri bir kooperatife dönüştürdük. Dikkat edin holdinge değil bir kooperatife. Paylaşımcıyız ve yenilikçi bir iş modeline sahibiz. Workcube’ün geleceğine iş ortaklarımızı, uzmanlarımızı ve kullanıcı şirketlerimizi ortak ediyoruz. Bu kooperatife girmenin iki şartı var: öğrenmek ve çalışmak. Hisse satmadan, yatırım almadan, bağımsızlığımıza halel getirmeden bileğimizin gücü, aklımızın kapasitesi ve de kalbimizin cesareti ile yeni bir yoldan yürüyeceğiz. Bu yol kooperatifçilik yolu” dedi.