Yasalar kadından yana

NİLGÜN TAZE

Kadına yönelik şiddet dendiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddet yani dayak, yaralama ve cinayet olsa da şiddetin başka türleri de var. Örneğin kadının ev dışında çalışmasına izin vermemek, gelirine el koymak, ailesi ya da arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermemek, hakaret etmek veya istemediği halde cinsel ilişkiye zorlamak da şiddettir. Bugün, fiziksel, duygusal, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet veya şiddet tehdidiyle her kesimden milyonlarca kadın baskı altında yaşıyor, toplumsal hayata daha az katılıyor, zorla evlendiriliyor, sakat kalıyor veya öldürülüyor. Üstelik şiddet aile içinde gerçekleştiğinde etkisi de daha yıkıcı oluyor.

YASALARI BİLMİYORLAR

Kadına yönelik şiddette yasal durum hakkında birçok kadının çok az bilgiye sahip olmasından dolayı kendilerine uygulanan şiddete karşı sessiz kaldıklarını açıklayan Avukat Figen Özler Merder, “Türk kadınları kendilerine verilen birçok koruma hakkında oldukça bilgisiz ve bu durum onların sinerek şiddeti kabullenmesine yol açıyor. Halbuki şiddet uygulamak dünyanın her yerinde kabul edilemez bir davranıştır ve cezaya tabi tutulur. Ülkemizde ise şiddete karşı kadınlar Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, İş Kanunu, 6284 Sayılı Yasa ve Uygulama Yönetmeliği, İstanbul Sözleşmesi ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile koruma altına alınır” dedi.

KORUYUCU KANUNLAR

6284 Sayılı Kanun ile kimler korunur, kimlere karşı tedbir uygulanır, uygulamada sorumlu yetkililer kimlerdir ve alınan tedbirlerin neler olduğu hakkında bilgi veren Merder şunları söyledi: “Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri, tek taraflı ısrarlı takip mağdurları yürürlükte olan kanunlar tarafından koruma altına alınır. 6284 Sayılı Kanun’da şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişilere, özellikle kadına ve kız çocuklarına, aile bireylerine, sevgililere, partnerlere şiddet uygulayan eş, sevgili, kayınvalide, kayınpeder, komşu, torun ve benzeri herkese karşı tedbir alınabilir.”

KADIN NEREYE GİDER?

Şiddete uğrayan kadınların en yakın karakol başta olmak üzere savcılık, aile mahkemeleri, kadın sığınma evleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), Mülki İdari Amirlikler, Alo 183 Hattı ve İzmir Barosu Kadın Hakları Ve Hukuk Araştırmaları Merkezine ihbar edebilecekleri bilgisini veren Merder, “Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı halinde herkes bu durumu saydığımız bu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. Tedbir kararı almaya yetkili makamlar ise mülki idare amirleri, polis, jandarma gibi kolluk kuvvetleri ve hakimlerdir. Mülkî amir tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları kadına ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlar. Ayrıca diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılır” açıklamasını yaptı.

YASAL SÜREÇ

Merder, şiddet uygulanan kadınlara psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesinin yanı sıra hayati tehlikesinin bulunması halinde resen geçici koruma altına alındığını açıklayarak, “Gerekli olması halinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması halinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkanı sağlanır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ilgili kolluk amirlerince de tedbir alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde mülki amirin onayına sunar. Mülki amir tarafından kırk sekiz saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar” şeklinde konuştu.