Yaşamı tehdit eden psikiyatrik bir hastalık: Anoreksiya nervoza 

Anoreksiya nervozanın, yalnızca bir estetik arayışı ya da zayıf kalma çabası değil; biyolojik, psikolojik ve toplumsal etkenlerin iç içe geçtiği karmaşık bir yeme bozukluğu olduğunu söyleyen Türkiye Psikiyatri Derneği, bu konuda toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla yaptığı açıklamada, anoreksiya nervozanın ciddiyetine dikkat çekerek, hastalığın doğru anlaşılması gerektiğini vurguladı.
Dernek, özellikle medya ve toplumun genellikle bu hastalığı ‘ince kalma takıntısı’ ya da ‘ergen kaprisi’ gibi yüzeysel ve küçümseyici kalıplarla değerlendirmesinin, hastaların tedavi arayışını geciktirdiğine ve damgalanmayı artırdığına işaret etti. Oysa derneğin aktardığı bilgilere göre anoreksiya, kişinin beden algısında ciddi bozulmalar, aşırı kilo kaybı ve bazen hayati tehlikeye varan sonuçlarla seyreden, tıbbi ve psikiyatrik izlem gerektiren bir hastalık.

DERNEK DİKKATLİ VE BİLİNÇLİ OLMAYA ÇAĞIRIYOR

Yeme bozukluğu yaşayan bireylerin, yalnızca bedensel değil, aynı zamanda ruhsal olarak da ciddi bir çöküntü yaşadığını aktaran dernek, “Ancak bu sorunların çoğu, görünürdeki ‘zayıflama’ çabasıyla maskelenir” dedi. Öte yandan derneğin açıklamasında, toplumsal önyargıların ve estetik takıntılı medya dilinin hastalığın görünmezliğini artırdığı vurgulandı. Bu önyargıların hem bireylerin yardım istemesini engellediği hem de yakın çevrenin durumu fark etmesini geciktirdiği belirtildi. Anoreksiya nervozada erken tanı ve tedavinin yaşamsal önem taşıdığını vurguluyan dernek, “Fizyolojik yıkımın yanı sıra depresyon, anksiyete bozuklukları ve intihar riski gibi ciddi ruhsal sorunlar da anoreksiya ile birlikte görülebiliyor” ifadelerine dikkat çekti. Türkiye Psikiyatri Derneği, sağlık profesyonellerini, öğretmenleri, ebeveynleri ve medya çalışanlarını bu konuda daha dikkatli ve bilinçli olmaya çağırıyor.
Tüm bunların gölgesinde, Türkiye Psikiyatri Derneği bünyesinde çalışan Yeme Bozuklukları Çalışma Birimi tarafından hazırlanan ayrıntılı bilgi metni, derneğin internet sitesinde erişime açıldı. Toplumun her kesimine ulaşmayı hedefleyen bu çalışma hem hasta yakınları hem de sağlık çalışanları için önemli bir kaynak olma niteliği taşıyor.