Bu cezaevinden ancak ölünüz çıkar

Ödemiş Kaymakçı Cezaevi, yıllardır sağlık ihlalleri ve kötü muameleyle gündemde. 66 yaşındaki Kadir Coşkun’un ölümünün ardından ortaya çıkan tıbbi ihmaller ve cezaevindeki sistematik hak ihlalleri, cezaevi yönetiminin sorumluluğundaki büyük bir skandalı gözler önüne serdi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.04.2025 08:56
  • Güncelleme Tarihi : 11.04.2025 08:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bu cezaevinden ancak ölünüz çıkar haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Kaymakçı T Tipi Cezaevi, yıllardır sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve kötü muamele iddialarıyla gündemde. Cezaevinde kalan mahkumların beyanlarına göre, tekerlekli sandalye gibi temel medikal ekipman talepleri reddediliyor, hastaneye sevk edilmeleri engelleniyor, hatta kimi zaman “Buradan ancak ölünüz çıkar” gibi tehditlerle karşılaşıyorlar. Kanser hastalarının tedavi süreçlerinin aksaması, ilaçlarının zamanında verilmemesi ve hijyen koşullarının yetersizliği gibi çok sayıda ihlal, bu cezaevini sistematik bir hak ihlali alanına dönüştürmüş durumda. Tüm bu sorunların ortasında, Mart ayında 66 yaşındaki KOAH hastası ve yüzde 71 işitme engelli Kadir Coşkun, cezaevindeki 20. gününde yaşamını yitirdi. Ailesinin ve tanıkların aktardığına göre, hastalığına rağmen hastaneye sevk edilmedi, tedavi edilmedi, ilk müdahale dahi yapılmadı. Coşkun’un ölümüyle birlikte gözler tekrardan Ödemiş Cezaevi’ne çevrilse de bu olay buzdağının yalnızca görünen yüzü. Cezaevinde onlarca hasta tedaviye ulaşamazken sadece 1 yıl içinde 42 kişi sağlık sorunları sebebiyle yaşamını yitirdi. 

‘BAYRAMDA ALIRSINIZ’ DEDİLER ÖLÜSÜNÜ ALDIK

İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulunan Kaymakçı T Tipi Cezaevi’nde, sağlık ihmali iddiası sonucu 66 yaşındaki Kadir Coşkun yaşamını yitirdi. Yüzde 71 işitme engelli, KOAH hastası olan Kadir Coşkun, 23 Haziran 2023’te karıştığı bir trafik kazası sonrası 5,5 aylık hapis cezasına çarptırıldı. Cezasını çekmek üzere 12 Mart 2025’te Ödemiş’te bulunan Kaymakçı T Tipi Cezaevi’ne teslim oldu. KOAH hastalığının yanı sıra, şeker ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunları bulunan Coşkun’un, cezaevine yürüyerek girdiği belirtildi. Ancak iddialara göre, ikinci haftasında rahatsızlanmasına rağmen hastaneye sevk edilmedi. Sağlık durumu giderek kötüleşen Coşkun’un ailesine resmi makamlar değil, aynı koğuşta kalan tutuklular ulaştı. Oğlu Tolga Coşkun, 21 Mart’ta yaptığı açık görüşte babasının sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Ancak birkaç gün sonra babasının sağlık durumunun kötüye gittiğini öğrendi. 30 Mart’ta cezaevine giden Tolga Coşkun, babasının hastaneye sevk edilmesini istese de “Bayram iznine çıkacak, o zaman alın” yanıtıyla karşılaştı.

BABAMI ÖLÜ HALDE ALDIK

Babasının 9 gün içinde vefat ettiğini belirten Tolga Coşkun, “Babam izine çıkarırken öldü, ölüsünü aldık. Geçen hafta görüşte gördüğümüz sağlam olan babamız, 9 günde vefat etti. Bu süreçte mahkum arkadaşlarından, babamızın kötü olduğunu ve öleceğini öğrendik. Resmi hiçbir açıklama yok. Bir gün önce geldik, görmek istedik, sağlık sorunları olduğunu ve hastaneye götüreceğimizi söyledik ama ilgilenilmedi. Jandarmalar, infaz koruma memurlarının izinde olduğunu belirtti ve nöbetçi savcıya gitmemiz gerektiğini söyledi. Nöbetçi savcıyla görüşmek istediğimizde, cinayet vb. bir durum olmadığı için görüşme yapılmayacağı söylendi. Cezaevine geri dönüldü, ‘Yarın çıkacak günü dolmamış’ denildi. Bugün bayram izni için sabah 9’da girişte olduğumuzu oradaki mahkumlar söyledi. Orada, babamın kalbi durmuş haliyle karşılaştık. Ambulans tahsis edilmedi, şahsi araçla hastaneye yetiştirildi. 47 dakika süren kalp masajının ardından vefat etti, geri dönmedi. Gerekli yerlere başvurularımızı yaptık. Bu ihmalsizliği yapan kişilerin cezasını çekmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz” diye konuştu. 

VÜCUDU ALARM VERİYORDU

Cezaevine girdikten 20 gün sonra yaşamını yitiren Kadir Coşkun’un ölmeden önce yapılan kan tahlili sonuçları, adeta bir ‘ölümün habercisi’ niteliğinde. 7 Nisan 2025 tarihli raporlar, Coşkun’un vücudunda enfeksiyondan organ yetmezliğine kadar pek çok kritik sorun olduğunu ortaya koyuyor. Çoklu organ yetmezliği olarak adlandırılan bu tablo, ölümünün kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Normalde bir insanın kanındaki oksijen seviyesi en az 70 olması gerekirken Coşkun’un kanındaki oksijen seviyesi 28’e düşmüştü. Kanın normal asit dengesi ise 7.35-7.45 arasındayken, Coşkun’un kanının asit seviyesi 7.00’ye kadar düşmüştü. Bu, vücudun çöküşünün en net göstergesi. Bunun yanı sıra, kanda aşırı asit birikmesi asidoz nedeniyle pH değeri 7.00 düşmüştü. Normal bir insanda bu değer 7.35-7.45 aralığında olmalı. Bu kadar düşük bir pH, böbrek ve karaciğer yetmezliğine işaret ediyor. Uzmanlar KOAH hastaların kanlarındaki asit baz dengesinin ani değişim yaşaması sebebiyle sürekli gözetim halinde tutulması gerektiğini ve kandaki oksijen değerinin düşmesine ani müdahalelerin yapılması gerektiğini belirterek Coşkun’un bu nedenlerle yaşamını yitirmiş olabileceğini ifade etti.

ENFEKSİYON TÜM VÜCUDA YAYILMIŞTI

Kan testlerindeki beyaz küre değeri 19.62 çıkmıştı ki bu, normalin neredeyse 3 katı. Bu durum, vücudun ciddi bir enfeksiyon kaptığını gösteriyor. Tahlillerde en dikkat çeken değerlerden biri de potasyum seviyesinin 6.2 seviyelerine çıkmış olmasıydı. Normalde 3.4-5.1 arasında olması gereken bu değer, kalp ritmini bozarak ani kalp durmasına yol açabilecek kadar yüksek. Bu tahlil sonuçları, Kadir Coşkun’un ölümünün ‘ani’ olmadığını, günler süren bir ihmalin sonucu olabileceğini gösteriyor. Kadir Coşkun’un ölümüne ilişkin hazırlanan otopsi tutanağı, 1 Nisan 2025 tarihinde İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlendi. Raporda, Coşkun’un cezaevinden hastaneye kaldırıldıktan sonra sevk edildiği bu adrese nasıl ulaştığı ya da ölümün orada mı gerçekleştiği belirsizliğini koruyor. Coşkun için hazırlanan ölüm belgesinde ise ölüm şekli olarak ‘Bulaşıcı olmayan hastalık’ olduğu belirtilirken, ölüm nedeni ise hekim kontrolleri tamamlanmadığı için açıklanmadı. 

2023 YILINDA 42 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ 

Ödemiş Cezaevi’ndeki skandallar, yalnızca Kadir Coşkun’un trajik ölümüyle sınırlı kalmıyor. İnsan Hakları Derneği’ne yapılan başvurular, cezaevindeki yapısal sorunların boyutunu gözler önüne seriyor. İHD verilerine göre, 2023 yılında Ödemiş T Tipi Cezaevi’nde toplamda 42 mahpus hayatını kaybetti. Cezaevindeki hasta tutuklulardan Mehmet Sait Demiröz, 17 Temmuz 2022’de sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirdi. Bir başka hasta tutuklu Necip Bulut ise 17 Ocak 2023’te yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle cezaevinden hastaneye sevk edilirken yolda hayatını kaybetti. 

ONLARCA KİŞİ ŞİKAYETTE BULUNDU

İnsan Hakları Derneği tarafından paylaşılan Ege Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri raporunda onlarca kişi cezaevindeki sağlık sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle başvuruda bulundu. Bu başvurulardan bazılar ise şu şekilde; 26 Nisan 2022’de G. K., oğlu V. K.’nin şeker ve kalp ritim bozukluğu olduğunu, abisinin rahatsızlanması üzerine cezaevi müdürüyle görüşmeye gittiğinde müdürün üzerine yürüyüp ayağını vurduğunu ve tekerlekli sandalye talebinin reddedildiğini belirtti. Başgardiyanın ise, “Buradan ancak ölünüz çıkar” diyerek oğluyla görüşmelerini engellediğini ifade etti. Aynı tarihte başka bir başvuru da yapıldı. G. K., oğlu M. K.’nin karantinada olduğunu, gardiyanla tartışma sonrası intihar girişiminde bulunduğunu ve 5 iğne yutmuşken doktorun “tuvaletini yaparak düşür” dediğini aktardı. M. K.’nın daha önce 2 kez COVID-19 geçirdiği ve görüşmelerinin engellendiği de belirtildi. 18 Ekim 2022’de T. K., 28 yılını hapiste geçirdiğini ve sağlık sorunları nedeniyle 15 gün içinde 3 kez hastaneye sevk edilmesinin engellendiğini, sevklerin iptal edildiğini ve onur kırıcı söylemlerle karşılaştığını bildirdi. 20 Mayıs 2022’de, M. S. F., Ödemiş Cezaevi’nden Bodrum S Tipi Cezaevi’ne sevk edilirken çıplak aramaya maruz kaldığını, kabul etmediği için darp edildiğini ve kanser hastası olduğunu söyledi. Ayrıca, tedavi edilmediğini ve dövülüp hücreye götürüldüğünü belirtti. 8 Nisan 2020’de Ş. F., kardeşi M. S. F.’nin cezaevinde kolon kanseri, verem ve kemik erimesi hastalıkları bulunduğunu, tedaviye rağmen ilacının verilmediğini ve hastaneye COVID-19 gerekçesiyle götürülmediğini aktardı. 12 Haziran 2020’de ise aynı kişi, kardeşinin kanser tedavisi sırasında yaşadığı kanama ve ağrılara rağmen tedavi edilmediğini, gardiyanların yalnızca pansuman malzemesi verdiğini söyledi.

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ