- İzmir
- 01.12.2025 12:30
İyilik sokaklarda kaynıyor
Sibel’in ölümü bir iyiliği bitirmedi; tam tersine İzmir’de dayanışma zincirini oluşturdu. Sokak Çorbacıları, her hafta onlarca gönüllüyle ihtiyaç sahiplerine sıcak çorba ulaştırmayı sürdürüyor
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER - Bir çorbanın bu kadar hayatı değiştirebileceğini kim tahmin ederdi? 2014 yılında İzmir’de iki üniversite öğrencisi Sibel ve Ece kentteki ihtiyaç sahiplerine sıcak bir kap çorba ulaştırmak için yola çıktı. Ancak Sibel’in genç yaşta kansere yenik düşmesi, başlattığı iyilik hareketinin sona ermesine değil, büyüyüp resmileşmesine vesile oldu. Sibel’in babası sayesinde 2018 yılından itibaren gönüllülerin desteğiyle Sokak Çorbacıları Yardımlaşma Derneği, iyilik mirasını yaşatmaya devam ediyor. Dernek, ayrıca aralarına katılacak yeni gönüllüleri de beklediklerini ifade etti.

2018 YILINDA DERNEĞİ KURDUK
Sokak Çorbacıları Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Sandal, sigorta sektöründe hasar uzmanı olarak çalışsa da gönüllülüğe ayırdığı vakitten büyük bir heyecanla bahsetti. Sandal’ın bu yola çıkışı, yıllar önce üniversite arkadaşları Sibel ve Ece’nin İzmir’de başlattığı iyilik hareketine dayanıyor. 2014 yılında “Çorbada Tuzum Olsun” oluşumundan ilham alan iki genç kadının, kendi imkanlarıyla çorba hazırlayıp ekmek alarak ihtiyaç sahiplerine dağıtmaya başladığını ifade eden Sandal, bu küçük ama anlamlı adımın, kısa sürede İzmir’de sürdürülebilir bir dayanışma fikrine dönüştüğünü anlattı.
Ancak bu süreçte Sibel’in kanser teşhisi aldığını ve 2017 yılında hayatını kaybettiğini söyleyen Başkan Sandal, çevresi için büyük bir üzüntüye neden olduğunu dile getirerek, “Sibel’in babası Erol Amca, kızının yarım kalan iyilik projesini resmileştirmek istedi. Sibel açıkçası dernek oluşturmak istemiyordu. Dernek olunca o ruhun kaybolacağına inananlardandı, o yüzden yaşarken bana bunu dile getirmişti. Bu yüzden babası dernek fikrini ortaya attığında benim ilk oyum ‘hayır’ oldu. Erol Amca bize ‘Siz olsanız da olmasanız da ben bu derneği kuracağım’ dediğinde ise; bize de destek olmak düştü. Böylece 2018 yılının Şubat ayında Sokak Çorbacıları Yardımlaşma Derneği kuruldu” ifadelerini kullandı.

YAZIN DAHA FAZLA GÖNÜLLÜYE İHTİYAÇ VAR
Sandal, derneğin çarşamba ve cumartesi günleri Basmane, Konak ve Alsancak rotalarında yüzlerce kişiye çorba ulaştırmaya çalıştığını belirterek, “Yoğunluk durumuna göre otogar hattı da ekleniyor.
Buraya gelen gönüllüler, saat 16.00’da çorba yapımına başlıyor. Gelen gönüllülerimiz genellikle üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Patates, havuç ve soğanlar taze taze doğranıyor; mercimek ve ezogelin sentezi olan “Sibel’in çorbası” pişmeye bırakılıyor. Ekmekler alınıyor, daha sonra oryantasyon yapılıyor. Oryantasyonda gerekli kurallarımızdan bahsediyoruz. Dağıtımda kesinlikle sigara kullanmıyoruz, termal çantaları yere koymamaya çalışıyoruz bu gibi şeylere dikkat ediyoruz. Bu yüzden de oryantasyona katılmayan kişiler bu bilgileri bilmediğinden dağıtıma çıkmıyor. Bilinçli olan gönüllülerimizle aramıza yeni katılan üyeler, grup grup ayrılarak belirlediğimiz rotalarda çorba dağıtımını gerçekleştiriyor. Bu yüzden hiçbir zaman gönüllü sayımızı yeterli bulmuyorum çünkü; rota üzerinde güvenlikle ilgili sorun yaşamamak ve sağlıklı bir dağıtım gerçekleştirmek açısından bilinçli gönüllülere ihtiyacımız oluyor. Hijyen kurallarına büyük önem veriyoruz. Dernekte maske, bone ve eldiven kullanımı zorunlu olduğunu gelenlere ifade ediyoruz” dedi. Sandal, özellikle tecrübeli gönüllülerin önemine dikkat çekerek, “Yaz aylarında gönüllü sayımız azalıyor. Öğrenciler gidince iş yükü artıyor. Bu nedenle özellikle yazın daha fazla gönüllüye ihtiyaç duyuyoruz” dedi.

ÇORBA SADECE BİR ARAÇ
Ekip için her dağıtım gününün yeni bir heyecan olduğunu söyleyen Sandal, evsizlerle kurulan bağın hassasiyetinden bahsetti: “Kişilerin travmalarını tetiklememek için nereli olduklarını bile sormuyoruz. Bizim için çorba sadece bir araç; asıl kurduğumuz şey güven.” Dilenen kişilere çorba verilmediğini, bunun meslek hâline getirildiğinin gözlemlendiğini söyleyen Sandal, yıllardır aynı insanlara ulaştıklarını, onların da kendilerini beklediğini dile getirdi. Sandal, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Kullandığımız malzemeleri çoğunlukla kendi imkanlarımızla temin ediyoruz ancak bağış da kabul ediyoruz. Resmi bir dernek olduğumuz için IBAN üzerinden nakdi, makbuz karşılığında ise ayni bağış alabiliyoruz. Kurulduğumuz ilk dönemlerde tüm ihtiyaçlarımızı tamamen kendi imkanlarımızla karşılıyorduk. Aslında insanların bizden beklediği, maddiyattan çok bir güler yüz ve anlayış… Her hafta çorba verdiğimiz bir kişi tok olduğunda; ‘Ben bugün aç değilim, daha çok ihtiyacı olan birine verin’ diyebiliyor. Bu sözleri duydukça buraya daha büyük bir istekle geliyoruz, daha fazla insana ulaşmak istiyoruz. Gönül ister ki her gün çorba dağıtabilelim. Yeterli gönüllü sayımız olsa rota sayımızı artırıp daha çok kişiye dokunabiliriz. Şu an yalnızca kendi imkânlarımızla ulaşabildiğimiz insanlara temas edebiliyoruz. Her hafta çarşamba ve cumartesi günleri buradayız; bize katılmak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.”

PERDEYİ ARALAMAK BİZİM ELİMİZDE
2018’den bu yana gönüllü olan Dilara Kaya, derneğe kuzeni aracılığıyla katıldığını anlatarak, “Beni en çok etkileyen an, çorba dağıtımı sırasında içten bir gülümseme oluyor. Dağıtım esnasında bizleri karşılayan evsiz kişinin ‘Ben bugün yemek bulup yiyebildim, tokum çok şükür. Benden aç olan birisine verin” demesi beni çok etkiliyor. O kişinin yaşadığı zorlu koşula rağmen böyle söylemesi içindeki merhameti canlı canlı görmenizi sağlıyor. Ve bu durumla çoğu zaman karşılaşıyoruz” dedi.
Yaptığı bu gönüllülüğün hayatında önemli bir farkındalık yarattığını söyleyen Kaya, toplumun genel olarak destekleyici olduğuna dikkat çekerek, “Yeleklerimizi gören gelip ne yaptığımızı soruyor. Bu şekilde yeni gönüllüler kazanıyoruz” ifadelerini kullandı. Kaya, genç gönüllülere ise şu mesajı verdi: “Hayatın bambaşka bir perde arkası var. Perdeyi aralayıp o dünyaya ulaşmak bizim elimizde.”
Kaynak : HABER MERKEZİ