‘Edebiyat Nöbeti’ bizim değil okurlarımızın!

Samsun Bafra’da ‘Altın Yaprak’tan uzun yıllar sonra yayınlanan ilk kültür, edebiyat ve sanat dergisi ‘Edebiyat Nöbeti’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Celal Karaca ile derginin yerelden ulusala geçiş serüvenini konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 14.04.2021 07:23
  • Güncelleme Tarihi : 14.04.2021 07:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
‘Edebiyat Nöbeti’  bizim değil okurlarımızın!

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Samsun’un Bafra ilçesinden yola çıkarak tüm Türkiye’ye yayılan ‘Edebiyat Nöbeti’ kültür sanat ve edebiyat dergisinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Celal Karaca ile konuştuk. Cumhuriyet kurulduktan sonra 1935’te yayınlanmaya başlayan ve 29 sayı çıkmayı başaran ‘Altın Yaprak’tan uzun yıllar sonra Bafra’da 11 kişilik bir ekiple 2015’te yola çıkan ‘Edebiyat Nöbeti’ ulusal düzeyde Türkiye’nin dört bir tarafına dağılıyor. Bir dönem mali sıkıntılar nedeniyle derginin yayın hayatını sonlandırmayı düşündüklerini söyleyen Celal Karaca, “Dergimiz üçüncü yılını doldurduğunda noktayı koymak istedik. Çünkü ciddi bir ekonomik sıkıntıya düşmüştük. Sayfa sayısını da arttırarak 142 sayfadan, 178 sayfaya çıkardık. Temmuz, ağustos, eylül, ekim (2018) sayısını birleştirdik. Veda yazısıyla son sayı yaptık. Okurlarımızdan müthiş bir tepki aldık. ‘Bu dergi kapanmamalıdır’ diyen arkadaşlarımızın çabasıyla tekrar yayına devam etmek zorunda kaldık. O günkü okur desteğiyle dergimiz devam ediyor. Kısacası, 18. sayıdan sonra Edebiyat Nöbeti bizim değil, okurlarımızın dergisi oldu” dedi.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1964 Bafra’nın Akalan Köyü’nde doğdum. İlkokulu köyümde okudum. 10 yaşımda ilkokula başladım. Çünkü köyüme ilkokul 1974’te açıldı. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayıyla köyden ortaokula gidecek öğrencileri erken mezun edebilmek için üçüncü sınıftan 5.sınıfa geçiş sınavı düzenlenerek bir yıl erken mezun edildik. Ben, anne babanın üç abinin okuma yazma bilmediği bir ailenin ilkokul mezunu, köyün ilk lise mezunu bireyiyim. Ortaokulu Bafra Cumhuriyet Ortaokulunda, liseyi de Bafra Lisesinde okudum. Lise eğitiminden sonra çalışma yaşamına başladım. Özel şirketlerde çalıştıktan sonra 2006 yılında emekli oldum. Emeklilikten sonra 9 yıl İstanbul Çekmeköy’de ticaretle uğraştım. İş yerimi kapattıktan sonra 20 yıl yaşadığım İstanbul’u martılara emanet ederek! Memleketim Bafra’ya döndüm. 2015’te arkadaşlarımızla çıkarmaya başladığımız Edebiyat Nöbeti dergisinin sahipliğini ve sorumlu yazı işleri müdürlüğünü sürdürmekteyim.

Edebiyat Nöbeti Dergisinin kuruluş amacı ve çıkış noktası ne oldu?

Doğup büyüdüğüm, ilk gençlik yıllarımın geçtiği Bafra kadim bir yerleşim yeri. Cumhuriyet öncesi Rum ve Ermenilerin yoğun olduğu bir ilçe. Bu çok kültürlülük, çok dillilik zengin bir kültür, uygar bir toplumsal yaşam miras bırakmış bu ilçeye… Öyle ki, bu ilçeden sürgün edilen Rumlar Yunanistan’da Neo Bafra (Yeni Bafra) adıyla bir yerleşim yeri kuruyorlar. Buradaki İkinci, üçüncü kuşak hala Türkçe konuşmaktadır. Bafra’nın geçmiş kültürünü ayakta tutabilmesi için şiirle, öyküyle kent kültürüyle zenginleşmesi gerekir. Bu ilçenin tarihinde Altın Yaprak dergisinden başka hiç dergi yayınlanmamış. Halkevleri Bafra Şubesi’nin yayın organı olan bu dergi tek başına bir edebiyat dergisi değildi. Halkevleri dergilerinin ortak karakteristik özelliklerini taşıyan bir yayın organıydı. Spor, moda, sağlık, aktüalite, tarı, müzik, şiir, hikaye gibi aklınıza ne gelirse her şey bu derginin sayfalarında yerini alıyordu. İşte hiç edebiyat dergisi yayınlanmayan bu ilçenin ilk edebiyat dergisi olarak Temmuz 2015’de Edebiyat Nöbeti dergisini yayınlamaya başladık.

Derginin adı oldukça çarpıcı neden ‘Edebiyat Nöbeti’?

Hiç edebiyat dergisi çıkmayan bir ilçede ancak edebiyatın nöbeti tutulur. Bu ilçede edebiyat dergisi çıkarmanın çok kutsal bir görev olduğu bilincinden dolayı bu adı uygun bulduk. Dergi yayına başladıktan sonra İstanbul’dan bazı yazar arkadaşlarımız adımızı biraz “militarist” buldular. Biz de dedik ki, ‘Nöbet deyince ilk aklınıza gelen neden asker polis oluyor. Oysa nöbetçi doktor, nöbetçi hemşire, nöbetçi eczane yok mu?”

Türkiye’de edebiyat dergilerinin durumu ortada birçok sıkıntı mevcut. Genel anlamda mevcut olan dağıtım baskı vs gibi sıkıntılar sizde de yaşanıyor mu?

Artık matbaa sıkıntısını çok yaşamıyoruz. Dergimiz kendi yağıyla kavrulmaya başladı. Ama dağıtım sorunu bugün edebiyat dergilerinin sorunlarının başında geliyor. Geçen Kasım ayında özellikle dağıtımın en ağırını biz yaşadık. Ekim ayında Türkiye genelindeki dağıtım için kurye firması ile anlaştık. Ancak daha ilk dağıtımda çuvalladı. Çünkü abonelerimize ulaştırmak için aldığı 3 koli (210 adet) dergiyi dağıtmadan sahada kaybetti.

Kaç yıldır faaliyet gösteriyorsunuz. İçeriğinize koyduğunuz yazarların, şairlerin eserlerini nasıl bir süzgeçten geçiriyorsunuz? Yayın çizginiz nedir?

Temmuz/Ağustos sayısı olarak yayınlanacak olan 35. sayımızla beşinci yılımızı bitiriyoruz. Dergimize gelen ürünler üç editör tarafından incelenerek yayınlanıp yayınlanmayacağına karar veriliyor. Şiir Editörümüz Fatma Hatun Esen, Öykü Editörümüz Semrin Şahin, Düz Yazı Editörümüz Dursun Bayar. Edebiyat Nöbeti dergisine gelen ürünlerin yazınsal kalitesi çok önemli. Editörlerimiz özellikle buna titizlikle uymaktadır. Ayrıca, gelen ürünlerin yazınsal kalitelerinin yanı sıra ırkçı, cinsiyetçi, bağnaz konular içermemeli, Atatürk düşmanlığı yapmamalı, emekten, demokrasiden, insan haklarından yana olmalı.

2015’te yerelden yola çıkarak ulusala geçtiğiniz süreçte neler yaşandı?

Derginin kuruluş aşamasında Semrin Şahin, Fatma Hatun Esen, Celal Karaca, Kamil Dikmen, Fatma Şener Dursun, Erdoğan Kurt, Dursun Bayar, M. Uğur Şahinol, Necdet Yarar, Esra Deniz Karagöl, Onur Kırkaç gibi arkadaşlarımızdan oluşan11 kişilik bir gruptuk. Dergimiz yayına başladığında bu arkadaşlarımızdan Semrin Şahin, Fatma Hatun Esen, Celal Karaca, Kamil Dikmen, Fatma Şener Dursun, Erdoğan Kurt, M. Uğur Şahinol, Esra Deniz Karagöl’den oluşan bir Yayın Kurulu oluşturduk Bu kurul, 18. sayıya kadar işlevini sürdürdü. 18 sayıdan sonra Yayın Kurulunu kaldırdık. Şiir, öykü ve düz yazı editörlükleri oluşturarak görevi bu arkadaşlarımız üstlendi, Bir-iki arkadaşımızın dışında bu kadro dergimize desteğini sürdürmektedir. Bütün bu arkadaşlarımız da dahil, hiçbirimiz dergi fikrini tartışırken bile “yerel” kavramını kullanmadık. Yerelden beslenerek ‘ulusal’a doğru yol alacaktık. Öyle de oldu. Ülkemiz okuru kısa zamanda ‘Edebiyat Nöbeti’ni benimsedi. Bugün dergimizin ülke genelinde şimdilik 300 abonesi var. Bu sayı her gün artarak devam etmektedir. Dergimiz üçüncü yılını doldurduğunda noktayı koymak istedik. Çünkü ciddi bir ekonomik sıkıntıya düşmüştük. Sayfa sayısını da arttırarak 142 sayfadan 178 sayfaya çıkardık. Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim (2018) sayısını birleştirdik. Veda yazısıyla son sayı yaptık. Okurlarımızdan müthiş bir tepki aldık. “Bu dergi kapanmamalıdır” diyen arkadaşlarımızın çabasıyla tekrar yayına devam etmek zorunda kaldık. O günkü okur desteğiyle dergimiz devam ediyor. Kısacası, 18. sayıdan sonra Edebiyat Nöbeti bizim değil, Okurlarımızın dergisi oldu. 2020 yılının son aylarında dergimiz iki ödülle taçlandırıldı. Kasım ayında Nedret Gürcan’ın Ailesi ve Payda Yayınları’nın ortak düzenlediği “Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü” dergimize verildi. Bu ödülün bizim için anlamı çok büyük. Çünkü “taşra” olarak tanımlanan Anadolu’da yayınlanan bir dergiye veriliyor. Ayrıca, “edebiyatın laboratuarı” olan edebiyat dergilerine ilk kez “edebiyat ödülü” veriliyor. İkincisi, 1954/1957 arasında Nedret Gürcan Afyon Dinar’ın ilk edebiyat dergisi “Şairler Yaprağı”nı çıkarıyor. Onun adına konulan ödülü Samsun Bafra’nın ilk edebiyat dergisini çıkaran bizlere uygun görülüyor. Yine Aralık ayı içinde başka bir ödülle onurlandırıldık. Samsun’un Bafra ilçesinde ilk edebiyat dergisi sıfatını taşıyan, Temmuz 2015’den bu yana yayınlanan, dergi çıkarmanın ve sürdürmenin bütün zahmetine rağmen, sadece kendi yereline değil bütün Türkiye’ye ulaşan, edebiyatın ve yazının büyüsünü ısrarla, inatla ve emekle bugünlere taşıdığı için Pusula Sahaf ve Kitabevi 2020 Emek ve İnat Ödülü’nü de alma onurunu taşıyoruz. Bütün bunlar gösteriyor ki, Edebiyat Nöbeti dergisi artık yazınımızda söz sahibi ulusal bir dergidir.

Edebiyat dergilerinin ülkemizde tüketimin az olmasının sebebini nelere bağlıyorsunuz?

Sanırım bu sorunuz basılı dergiler için geçerli. Özellikle gençler sanal yayınlara yöneldi. Basılı dergileri okuyan genç sayısı çok az. Bizim kuşak (50’li yaş ve üstü) parmaklarını kitap sayfası çevirmek için kullanırken, gençler elektronik tuşlara dokunmak için kullanıyor. Yani gençler dokunmatik yöntemle, yaş alanlar da çevirmetik yöntemle okuyor!

Neden okumalıyız?

Aslında bu sorunun yanıtı şu salgın döneminde kolayca bulduk. Evlere kapandığımızda en önemli sığınağımız okumak ve yazmak oldu. Kitaplar, dergiler, gazeteler masalarda, sehpalarda pencere önlerinde daha sık görünüz oldu. Kitaplığımızda tozlanan dergi ve kitaplar toz beziyle yeniden tanıştı, dostluk tazelediler! Salgın döneminde eve kapanınca şunu düşündüm: Emekliyim. Ya okumasaydım, yazmasaydım edebiyat nöbetçisi olmasaydım halim ne olurdu.

Dergi ne sıklıkla yayınlanıyor. İzmir’de nereden temin edebiliriz?

Edebiyat Nöbeti iki aylık kültür, sanat ve edebiyat dergisi. Dergimizin İzmir ve ilçelerinde 37 sürdürümcüsü var. Bu ilimizde dergimizin dağıtımı için şair abim Hüseyin Peker, Şerif Tezgörenler Karşıyaka ve Alsancak gibi merkezi yerlerdeki bazı sürdürümcülerimize elden teslim ediyorlar. Ayrıca YAKIN ve PAN kitap evlerine bırakıyorlar. Sadece bırakmakla kalmıyor, buralarda takibini de yapıyorlar.

Haber Merkezi