Her genç kızın rüyası

NİLGÜN TAZE

Abiye-gelinlik sektöründe 10 yıldır hizmet verdiğini ve beş yıl önce iki ortak bir araya gelerek kendi iş yerlerini açmaya karar verdiklerini belirten Degrade Modaevi İşletmecisi Zeynep Olgun, dikiş makinasına ayakları yetişmemesine rağmen dikiş dikmeye çalıştığını ifade ederek, “Annem terzi değildi ancak hazır giyim bu kadar yaygın olmadığı için kendi kıyafetlerimizi annem dikiyordu. Bende onun yanında bebeğime ve kendime bir şeyler dikmeye çalışıyordum. Modaya olan merakım böylesine küçük yaşlarda başladı.

Lisede matematik bölümündeydim ve o zamanlar moda tasarımı çok yaygın değildi. Annemin Zuhal Yorgancıoğlu’na giderek, ne yapabileceğim ile ilgili tavsiye istemesi olgunlaşma enstitüsünde 2 yıl okumama vesile oldu.  Gelinlik giymek tüm kızların çocukluk hayali ve bize gelen her kız da güzel bir gelin olmak istiyor. Aynı şekilde ben de güzel bir gelin olmalarını istiyorum. Ben firma olarak kapımdan mutsuz gelin çıkarmıyorum. Gelinin adayını bırakın teslimatta provada bile yüzü asık görmüşsem mutlaka içine sinip sinmeyen bir şey olup olmadığını sorarım. Bazen kızlar o kadar çekingen olabiliyorlar ki söyleyemeyebiliyorlar” dedi.

GELİNLİK RÜYASI

Uzun yıllardır binlerce insanla çalışmanın kendisinde hatırı sayılır bir hayat deneyimi oluşturduğunu söyleyen Olgun, Türkiye’de gelinlik bir kere giyilir sözünün kendilerini daha titiz davranmaya ittiğini belirterek, “Gelinin en güzel günü olduğu için kendisinin ve gelinliğinin güzel olmasını istemesi hakkı. Gelinliğinin çirkinleşmemesi için gelinin ruhunun hoş olması gerekiyor. Sorun bizle ilgiliyse zaten hemen düzeltiyoruz. Ancak kendimde kişisel gelişimle ilgilendiğim için gelinlerimizin kişisel sorunlarını da dinlediğim çok oluyor. Türk halkı olarak sınırlarımız iç içe girmiş durumda. Düğün sürecine kayınvalideler, kız ve erkek kardeşler, diğer akrabalar ve arkadaşlar dahil olabiliyor. Gelin kayınvalidesiyle geliyor. Kayınvalide başka bir şey söylerken gelinde başka bir şey söylüyor. Ben burada devreye girerek kayınvalide hatalı olsa bile çözüm odaklı düşünerek durumu tatlıya bağlıyorum” açıklamasını yaptı.

“MADDİ ŞARTLAR ZORLUYOR”

Ülke koşullarının iyi olmamasından dolayı insanların maddi olarak zorlandıklarını ifade eden Olgun, ailelerin araya girmesiyle düğün sürecinin daha da zorlaştığını belirterek, “Gelinlerin kaprisli halleri de oluyor ve bunun nedeni toplumumuzda ayrı yaşam kavramı olmayışı. Kız hayatı boyunca ailesi ile yaşamış ve ilk defa ev kurarak bir erkekle aynı çatı altında yaşayacak. Doğal olarak gelinde damatta çok gergin oluyor. Biz kendi üstümüze düşeni yaparak bu gerginlikleri minimum seviyeye düşürmeye çalışıyoruz. Provalar sırasında ciddi tartışmaların yaşandığı zamanlarda oluyor. Geçen yıl kalabalık bir şekilde gelinlik bakmaya geldiler. Kayınvalide ve damat dışında 8 kişilik ekibin geri kalanını gelinin kız kardeşleri oluşturuyordu. Gelin ve damat kendi hallerinde sessiz insanlardı ancak gelinliğin nasıl olacağına onlardan çok etrafındakiler karıştı. Damat ‘Sıkıldım sigara içmek için dışarı çıkacağım’ deyince kız kardeşlerden biri ‘Sıkılacaksan evlenme’ dedi. Bu cevap üzerine ortam gerildi ve gelin ağlamaya başladı.  Ben damadı anlayabiliyorum damat için önemli olan kızdır. Kız ne giyse çok güzel der. Araya girerek gelin ve damadı sakinleştirdim ve bir çay içmeleri için ortamdan uzaklaştırdım” ifadelerini kullandı. 

TEPKİLER FARKLI

İlk defa gelinlik giyen genç kızların gelinliğe tepkilerinin farklı olduğunu belirten Olgun, kimi gelinlerin duyarsız davrandığını,  kimilerinin ise aşırı tepkiler gösterdiklerini söyleyerek, “Kimi kızlarımıza gelinlik giymekle tişört giymek aynı geliyor. Kimileri ise sevinçten havalara uçuyor. Çok umursamayan insanlarda daha az problem çıktığının garantisini verebilirim. Nasıl ki bir şeyleri gözümüzde çok fazla büyüttüğümüzde sorunlarla karşılaşırız, gelinlikte de aynı şey oluyor. Eğer profesyonel bir bakış açısına sahipseniz işi işin uzmanına bırakmanız gerektiğini bilirsiniz. Bu sene Ankara’da yaşayan bir kızımızın gelinlik siparişini nişanlısı verdi. Kıza en azından bir kez prova gelmesini rica ettiğim halde iş durumundan dolayı gelemedi. ‘Ne olsa giyeceğim size bırakıyorum’ dedi.  Düğünden bir gün önce İzmir’e gelebilen kızımız gelinliği giydiğinde sıfır problemle karşılaştı. Rahat olmanın işleri daha da kolaylaştırdığı kesin. Kız burada olsa belki de daha fazla problem çıkmış olacaktı” dedi.

GELİNLİK TÜRLERİ

Gelinlik türlerinin çok geniş ve farklı bir yelpazeye sahip olduğunu belirten Olgun, eski tip gelinliklere olan talebin geçmiş yıllara oranla azaldığını, toptan imalat yapmaları nedeniyle farklı kültür yapılarına hizmet etmek durumunda kaldıklarını söyleyerek, “Arap ülkeleri başta olmak üzere çeşitli ülkelere üretim yapıyoruz ve her bölgenin tercihi farklı oluyor. Doğu tarafları daha gösterişli, kabarık ve kapalı gelinlikleri severken batı daha düz, sade, vintage gibi tarzları tercih ediyorlar. 6 parçalık hazırladığım vintage grubu gelinliklerin satışı gayet güzeldi. Kızlarımız son yıllarda tarlatansız yani kabarık olmayan gelinliklere dönüş yaptılar. Kızların bir kısmı ise prenses havasını kendilerinde hissetmek için kabarık gelinlikleri tercih ediyor. Düz gelinlik tercihinde henüz Avrupa seviyesine ulaşamadık. Gelinlikte zaman zaman akımlar değişiyor. Bir dönem tül çok tercih edilirken bir dönem dantel tercih edilebiliyor. Gelinlik tamamen kişinin yaşam tarzıyla ilgili bir seçim. Bazen birçok yeri dövmeli, küpeli entelektüel olarak algıladığımız bir kız görünümünün tam tersi olarak bizden prenses gelinlik isteyebiliyor” açıklamasını yaptı.

GELİNLİK SEÇİMİ

Gelin adaylarına düğünün nerede olacağı, kaç kişilik olacağı, ortamın nasıl dizayn edileceği ile ilgili sorular yönelttiklerini ve tüm etmenler değerlendirildikten sonra gelinliğin nasıl olması gerektiği konusunda yönlendirme yapıldığını belirten Olgun, “Bazı gelin adaylarımız 600 kişilik bir düğün yapılacağını ancak kendisinin düz bir gelinlik giymek istediğini söylüyor. Bu kadar çok insanın katıldığı yemekli bir düğünde bir gelin böyle olamaz, olmamalı çünkü o düğüne herkes saçını, makyajını yapmış bir şekilde şık geliyor. Eğer sen bir gelin olarak vintage gibi bir gelinlik giyersen herkesin arasında kaybolup gidersin. Bu tür düğünlerde sizi diğerlerinden ayıracak sıra dışılıkta ve gösterişte bir gelinlik giymek daha mantıklı olacaktır. Eğer 40-50 kişilik bir nikah yapılıyorsa ya da küçük bir kokteyl tarzı ise işte o zaman sade gelinlikler tercih edilebilir. Kişinin kültürel yapısı ve tercihleri bu seçimlerde de önem teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

STYLİNG HİZMETİ

Gelin adaylarına düğün süreci boyunca styling hizmeti vererek yardımcı olmaya çalıştığını belirten Olgun, saç tasarımından makyaja, ayakkabı seçiminden abiye seçimine kadar gelinlere yol gösterdiklerini belirterek, “Gelinliği teslim ederken, duvağın nasıl kullanılacağını, gelinlikle nasıl oturulup kalkılacağını, nasıl bir saç yapılması gerektiğini gelinlerimize uzun uzun anlatıyoruz. Ben gittiğim düğünlerde işten anlayan biri olarak bu gelinliğe bu saçı kim yapmış gibi eleştiriler de bulunabiliyorum. Ya da duvak gelinliğe uygun değilse eğreti durduğunu hemen fark edebiliyorum. Benden alınan gelinlikler için böyle yorumlarda bulunulmasını istemediğim için çiçeği, duvağı, ayakkabısı, saçı, tacı ile ilgili gerekli yönlendirmelerde bulunuyorum. Herkesi memnun edemeyiz ancak tüm bunların ahenkli olması gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi