Masalcı teyze geldi

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Dizi, film ve tiyatrolarda yıllardır profesyonel oyunculuk yapan Aynur Kesecioğlu, KOSGEB’ten aldığı sertifika desteğiyle hayalini gerçekleştirdi. Kurduğu Ay Işığı Atölyesi ile çocuklara ve yetişkinlere masallar okuyan Kesecioğlu, daha birçok etkinliği atölye bünyesinde gerçekleştiriyor.

Yeteneğini kendi işine dönüştürmüş, sosyal alanda bir inovasyona öncülük etmekte olan Aynur Kesecioğlu’nusizlerle tanıştırmak istedik. Kendisi, uzun yıllardır kazandığı oyunculuk tecrübesini, masal aşkıyla bir araya getirip, seyircilerini bir yolculuğa çıkaran, anlattıklarını yanı başınızda hissetmenizi sağlayan özel bir girişimci. Aynı zamanda azim, cesaret ve çalışmayla her zorluğun üstesinden gelip, hayallerinizin peşinden koşmanın hiçbir zaman geç olmadığının da bir kanıtı diyebiliriz. Kendi işini yapmasıyla ilgili olarak; “Özgürce ve tam kapasiteyle yol haritası çizip, adımlar atabilmenin verdiği özgüven ve tatmin duygusu tarif edilemez” diyen girişimcimizle keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

YENİ BİR GELECEK YARATMAK İÇİN

Sorduğumuz sorular üzerine kendinden bahsetmeye başlayan Aynur Hanım, “1963 doğumluyum. 2007 de M. E. B öğretmenlikten emekli oldum. 2000 yılından bu yana profesyonel oyunculuk yapıyorum. Bu süre içinde çocuklarla gençlerle tiyatro odaklı başarılı AB ve yurt içi projeler gerçekleştirdim. Kültür ve Sanat Derneği kurup yönettim. 2016 yılından bu yana masal anlatıcılığı yapıyorum. Bu arada lise çocuk gelişimi bölümü mezunuyum ana okullarda da öğretmen ve yönetici olarak çalıştım” dedi.

“İş fikrinizden bahsedebilir misiniz?” sorusuna Kesecioğlu, “Masal anlatıcılığı yaparak geçimimi sağlamak istiyorum. Sahip olduğum özellikler, beceriler bütünüyle bu mesleği en iyi şekilde yapmamı sağlıyor. Masal anlatıcılığı bağımsız olarak yapılabilir bir iş. Bu işi yapmak için bir ofise, iş gücüne vs. ihtiyacınız yok.Günümüz insanı öykünün gücünü iyiden iyiye anlamaktadır. Ne yazık ki öyküler, insanlara mutluluğun sadece sonsuz ürün çeşitliliğinden birini seçip almak ve tüketip yenisini almak olduğunu söyleyen reklamcılar ordusu tarafından kullanılmaktadır. Ancak bu durumu, kendileri ve diğerleri için karşılıklı saygıya dayanan bir dünya isteyen biz masal anlatıcılarına, yeni gelecek yaratmak için bir fırsat olarak görmekteyim” diye konuştu.

ÖZGÜVEN VE TATMİN DUYGUSU TARİFSİZ

Böyle bir girişime nasıl karar verdiğini anlatan Aynur Hanım, “Profesyonel anlamda bu zamana kadar birilerine bağımlı ve projelerinin parçası olarak çalıştım. Bu durum beni yaratıcılık, üretkenlik ve mali olarak sınırladı. Zaman, enerji ve ekonomik kayıplarıma neden oldu. Masal anlatıcılığı tek başına da olsa sürekli ve aktif olarak özgürce gerçekleştirilebilecek bir meslek. Ayrıca aldığım eğitimler, deneyimlerim bütünüyle bu işi en verimli şekilde gerçekleştirmemi sağlıyor. Masal anlatıcılığını profesyonel olarak düşünmeme sebep olan olay; özel bir tiyatro da oynadığım son oyunun kuklalarını yapmam ve anlatıcı olarak rol almamdı. Yaklaşık bir yıl devam ettim. Bu sıra da masal anlatıcılığıyla ilgili çalışmalar ve bu işi profesyonel yapanlar dikkatimi çekti. Ayrıca bu sırada masalın büyüsüne de kapılmıştım. Bu işi bağımsız olarak yapmaya karar verdim. Akabinde bu alanda eğitimler aldım” ifadelerine yer verdi.

“Kendi işinizi yapmak nasıl bir duygu?” sorusunu yönelttiğimiz de ise aldığımız cevap epey etkileyiciydi. Kesecioğlu şöyle bir yanıt verdi: “Özgürce ve tam kapasiteyle yol haritası çizip adımlar atabilmenin verdiği özgüven ve tatmin duygusu tarif edilemez.”

Hedeflerinden de bahseden Kesecioğlu, “Yurt içi ve yurt dışında bu alandaki eğitimlere, atölyelere ve etkinliklere katılmak. Masal projemi yurt içinde ve yurt dışında yetişkin gençler ve çocuklarla gerek özel gerekse kamu kuruluşlarında gerçekleştirmek” dedi.

RİSKE DEĞECEK BİR EYLEM

Hayalleri için vazgeçtiklerinden de bahseden Kesecioğlu, maddi olarak zorlandığını da belirtti: “Aktif anlatıcılık öncesi dönem mali açıdan oldukça sıkıntılıydı. Hala da gelirden çok mislisiyle atölyelere, kitap, ulaşım ve kostüm vb. masraflara harcama yapmaktayım. Bu iş aynı zamanda başka bir işten elde edilecek düzenli gelir imkanınıda ortadan kaldırdığı için ara sıra maddi açıdan sıkıntılarım oluşmakta. Ancak ben hiç kazanmadan da bu alanda harcamayı ve mali krizi göze almış bulunmaktayım. Benim için bu işi başarmak ve hayata geçirmek bu riske değecek bir eylem” ifadelerinde bulundu.

“Bu konudaki yaşadığım her şey deneyim ve bir sonraki adım için zemin oluşturuyor” diyen Aynur Hanım, pişmanlıkları olmadığını da vurguladı.

İşinin zorluklarından ve destek alıp almadığına dair de konuşan Kesecioğlu, “Sürekli partnerli çalışmak çok kolaylaştırıcı olmasının yanında, zaman bakımından kısıtlayıcı ve süreci yavaşlatan bir durum olabiliyor. Her zaman çalışma takvimleri aynı partnerle mümkün olmuyor. Bu nedenle kişisel takvimime uygun planlamalarla müzik ve diğer konularda eşlik edebilecek değişken unsurların olması süreci kolaylaştırabiliyor. Atölyemizde yaptığımız masal okuma etkinliği dışında belediye ile de bağlantılı çalışmalarımız oluyor. Sayfamızda sürekli duyurusunu yapıyoruz etkinliklerimizin. Sürekli atölyede gerçekleşmiyor yani. Farklı mekanlarda da yer buluyoruz. Devletten de herhangi bir destek almıyorum. Ancak almak isterim. Birkaç ay önce KOSGEB’ ten sertifika aldım. Henüz bu işimle ilgili bir yardım alma girişimim olmadı. Maddi açıdan destek bu işin sürekliliği ve yaygınlaştırılması açısından olmazsa olmaz bir unsur olduğunu düşünüyorum” dedi.

KUŞAKLARI BİRLEŞTİREN BİR TILSIM

Müziği masalla buluşturan Ay Işığı Atölyesi’nde sadece masal anlatılmadığını, müzik yoluyla da daha birçok etkinliğin gerçekleştirildiğini belirten Aynur Hanım, masala dair de konuştu:“Masal bu ya; çocukları masal dünyası ile tanıştıran sihirli kapılardan sadece biri. Bir karpuz çekirdeğinin insan olma yolunda başına gelen olayları anlatıyor mesela. Masallarımız da çocuklarla birlikte bir yolculuğa çıkıyoruz. Yolculukta cesur, merhametli ve akıllı olmaları gerektiğini bir kez daha hatırlıyorlar. İyilik de kötülükde insanın içindedir. Sen seçmen gereken yola dikkat et, iyilikten uzaklaşma ama korkularını,zaaflarını,hatalarını da cebinde taşıdığını ve aslında tüm bunların birlikteliğinin insanı insan yapan şey olduğunu unutma diyor masallarımız. Ama asıl önemli olan şey, masal denen o tılsımın onların hayatına değecek olması. Masal okumak ile anlatmak arasında çok büyük farklar vardır. Masal anlatılırken göz kontağı kurulur ve kurulan bu bağ çocuğun bir adım daha yol almasına izin verir. Ona günlük hayattan ayrıntılar katar. Çocuklara masal anlatılırken, masalların içine kazandırılmak istenen değerleri, kendi deneyimlerimizi ve yaşanmışlığımızı da katarız. Hayal gücünün yanı sıra masallar, hayal gücü ile duygularımız arasında da bir bağ oluşturur ve masallara inanmaya başlayınca günlük hayatta kaçırılan fırsatları, tılsımları ve şansları görmeye başlar insan. Masallar çocuk, genç, yaşlı ya da kadın, erkek ayırmaz. Onlar herkes içindir. Kuşakları birleştiren bir tılsım. Bu etkinliklere sadece çocukları değil ebeveynleri de davet ediyoruz. Birinin hayal dünyası biraz daha büyürken, diğerinin unutulmaya yüz tutmuş yaratıcılığı canlanacaktır. Çünkü bu bir yola çıkma masalı. Yolda olan işitir, yolda olan görür, yolda olan öğrenir. Masal dinleyen, hikayesini yeniden yazar.”

Haber Merkezi