Antalya’nın cenneti Kekova’nın saklı koyları ve tarihi yerleri nereler?

Antalya’da yer alan Kekova, tarihi kalıntıları ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekleyen benzersiz bir coğrafya. Peki, Kekova’da nerelere gidilmeli? Kekova’da hangi yerler mutlaka görülmeli?

  • Oluşturulma Tarihi : 23.08.2025 12:46
  • Güncelleme Tarihi : 23.08.2025 12:46
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Antalya’nın cenneti Kekova’nın saklı koyları ve tarihi yerleri nereler? haberinin görseli

Antalya’da yer alan Kekova bölgesi, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Berrak denizi, antik kentleri ve eşsiz koylarıyla her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Kekova, özellikle deniz turizmi ve kültür gezileri için ideal bir destinasyon. Bölgedeki Saklı Cennet Gökkaya Koyu’ndan, tarihi Aperlai Antik Kenti’ne kadar birçok nokta, ziyaretçilere hem doğa hem de tarihle iç içe unutulmaz deneyimler sunuyor. İşte Kekova’da mutlaka görülmesi gereken başlıca yerler…

SAKLI CENNET: GÖKKAYA KOYU 

Gökkaya Koyu, Akdeniz’in en göz alıcı duraklarından biri olarak Demre ile Kaş ilçeleri arasında saklı bir cennet gibi uzanıyor. 3 farklı girişe sahip olan koyun batı geçidi, Kaş yönünden gelenleri Kisneli Adası ile ana kara arasından karşılıyor. Orta geçit Kisneli ve Aşırlı Adası arasında yer alırken, doğu geçidi ise Demre tarafından gelenlere Aşırlı Adası ile ana kara arasındaki sakin sularla kapı açıyor. Konumu itibarıyla Simena Antik Kenti, Üçağız Sahil Köyü ve Kekova Batık Şehri’nin deniz altındaki Likya kalıntılarına oldukça yakın olan Gökkaya Koyu, bölgedeki koylar arasında büyüklüğü ve cazibesiyle öne çıkıyor. Ortasında yer alan kayalık adacıklar ve kuzey kıyısındaki tarihi kalıntılar hem fotoğraf tutkunlarını hem de tarih meraklılarını kendine çekıyor. Koyda su sporları yapılabilecek bir tesis bulunuyor, ayrıca akşamları yalnızca deniz yoluyla ulaşılabilen ve işletmeye ait botlarla gidilebilen keyifli bir bar, ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor. 

ANTİK SİNEMASI İLE KALEKÖY SİMENA ANTİK KENTİ 

Antik Simena, günümüzdeki adıyla Kaleköy, Likya kıyılarının en büyüleyici duraklarından biridir. Milattan önce 4’üncü yüzyıldan bu yana stratejik konumuyla varlığını koruyan bu küçük sahil kasabası, zamana meydan okuyan kale kalıntılarıyla dikkat çeker. Kaleye tırmanıldığında Kekova ve çevresinin nefes kesen manzarası ayaklarınızın altına serilir. Türkiye’de yalnızca deniz yoluyla ulaşılabilen ender yerleşimlerden biri olan Simena, Kekova Özel Çevre Koruma Alanı içinde yer alır ve birinci derece arkeolojik sit alanı statüsündedir. Karşısında, kıyıya en yakın noktası 500 metre uzaklıktaki 7,4 kilometrelik Kekova Adası bulunur. Adanın kuzey kıyıları, kısmen sular altında kalmış ve denizin 4-5 metre derinliklerine kadar uzanan antik kalıntılarla doludur. Simena ise bu tarihi adanın tam karşısında, yarımadanın zirvesinde sessizce geçmişin izlerini taşımaya devam eder.

DENİZ MACERASI YAŞAMAK İSTEYENLER İÇİN KORSAN MAĞARASI 

Demre’nin batısında, Aşırlı Adası’nın güney ucunda, adını efsanelerden alan büyüleyici Korsan Mağarası yer alıyor. Sadece deniz yoluyla ulaşılabilen bu doğal oluşum, Kekova turlarının en dikkat çeken duraklarından biri. Dışarıdan bakıldığında küçük gibi görünen mağara girişi, içeri girildiğinde beklenenden çok daha geniş. Küçük teknelerle mağaranın içine kadar ilerlemek ve loş atmosferini yakından keşfetmek mümkün. Rivayete göre, geçmişte korsanlar burayı gizlenmek ve ganimetlerini saklamak için kullanmış. Bu nedenle, hâlâ derinlerinde keşfedilmemiş hazineler olduğuna dair söylentiler dolaşıyor. Berrak sularıyla çevrili, gizemli hikâyeleri ve doğal güzelliğiyle Korsan Mağarası, Akdeniz’de unutulmaz bir deniz macerası yaşamak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir nokta.

DOĞA İLE BAŞ BAŞA KALMAK İSTEYENLER İÇİN AKVARYUM KOYU 

Kekova Adası’nın batısında, iki ada arasında saklanan Akvaryum Koyu, berraklığıyla adını fazlasıyla hak eden masmavi sulara sahip. Kristal netliğindeki denizi sayesinde su altı dünyası adeta cam fanusun içindeymişsiniz hissi veriyor. Şnorkelle dalış, kano, yüzme ya da yalnızca güneşin tadını çıkarma… Burada hepsi mümkün. Demre yakınlarında yer alan Kekova bölgesinin en popüler yüzme noktalarından biri olan bu koy, mavi tur teknelerinin ve deniz tutkunlarının vazgeçilmez durakları arasında. Lagün benzeri yapısı sayesinde sakin ve korunaklı olan Akvaryum Koyu, hem doğa ile baş başa kalmak isteyenlere hem de su sporlarına meraklı olanlara hitap eder. Burada geçirdiğiniz her dakika, berrak sulara bırakacağınız bir dalışla renklenir. Doğal manzarası, huzur dolu atmosferi ve büyüleyici sularıyla Akvaryum Koyu, Kekova gezinizin en unutulmaz anılarından biri olmaya aday.

APERLAİ ANTİK KENTİ İLE TARİHE YOLCULUK 

Aperlai Antik Kenti, Kaş ile Kekova arasında yer alan Sıçak Yarımadası’nın, uzun ve dar bir koyun başlangıç noktasında konumlanıyor. En kolay ulaşım yolu, Kaş veya Üçağız’dan deniz yoluyla Sıçak İskelesi’ne varmakla sağlanır. Luwi dilinde ‘Akarsu Boğazı’ anlamına gelen Aprillai, küçük ölçekli bir Likya liman kenti olarak tarihte yerini almıştır. Milattan önce 5’inci ve 4’üncü yüzyıla ait gümüş sikkelerde ‘APR’ ve ‘PRL’ kısaltmaları bulunur; bu da Aperlai’nin Lykia Birliği öncesinde bile var olduğuna dair önemli bir kanıt olarak kabul edilir. Kent, özellikle geç dönem antik yazarlar Plinius, Stadiasmus, Ptolemaios ve Hierokles’in eserlerinde anılmaktadır. 16’ncı yüzyılda tamamen terk edilmiş olsa da, Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinde küçük bir balıkçı topluluğunun barındığı korunaklı bir liman olarak yer alır. Günümüze kadar büyük oranda zarar görmüş olsa da, ortasında şehir giriş kapısı ve her iki yanında birer kule barındıran bu yapı hala ayakta durmaktadır.

Kaynak : MERVE AĞRIÇ