- Sağlık
- 25.07.2025 15:33
Sayfa Yükleniyor...
Sağlıklı yaşamın simgesi haline gelen “günde 10 bin adım” hedefi bilimsel tartışmaya açıldı. Yeni bulgular, bu ezberin sanılandan farklı olabileceğini gösteriyor.
Yıllardır sağlıklı yaşamın altın kuralı olarak kabul edilen “günde 10 bin adım” önerisi, bilimsel bir araştırmayla tartışmaya açıldı. Saygın tıp dergisi The Lancet Public Health’te yayımlanan geniş çaplı çalışmada, bu popüler sağlık mottosunun sanıldığı kadar elzem olmayabileceği ortaya kondu.
160 binden fazla bireyin verileri üzerinden yapılan araştırma, dünya genelinde yürütülen 57 farklı çalışmanın analizini içeriyor. Elde edilen bulgular, günde yalnızca 7000 adım atan bireylerin dahi ciddi sağlık avantajları elde ettiğini gösteriyor. Öyle ki, bu adım düzeyi ölüm riskini yüzde 47 oranında azaltıyor.
Araştırmacıların ortaya koyduğu verilere göre, 7000 adım atmak kalp hastalıklarına yakalanma riskini yüzde 25, kanser gelişme olasılığını yüzde 6, Tip 2 diyabet riskini yüzde 14 ve demansa yakalanma ihtimalini ise yüzde 38 oranında düşürüyor. Ayrıca, depresyon riski yüzde 22 azalırken, yaşa bağlı düşme riskinde de yüzde 28’lik bir azalma görülüyor.
Araştırmada en dikkat çeken bulgulardan biri ise hareketsizlikle ilgili. Bilim insanları, gün içinde yalnızca 2000 adım atmanın bile sağlığa olumlu katkılar sunduğuna dikkat çekiyor. Bu durum, egzersizin niceliğinden çok sürekliliğine vurgu yapıyor. Başka bir deyişle, saatler süren yürüyüşler değil, düzenli ve sürdürülebilir fiziksel aktivite esas belirleyici faktör.
Uzmanlar, “günde 10 bin adım” önerisinin aslında bilimsel bir temele değil, 1960’larda Japonya’da geliştirilen bir pazarlama stratejisine dayandığını hatırlatıyor. O dönemde piyasaya sürülen bir adım sayar cihazının ismi olan “Manpo-kei” (10 bin adım ölçer), zamanla sağlıklı yaşamın ölçütü olarak yerleşti.
Ancak son araştırmalar, her bireyin ihtiyacının ve kapasitesinin farklı olduğuna işaret ederek, sağlıkla ilgili önerilerin kişiselleştirilmesi gerektiğini vurguluyor.