Sayfa Yükleniyor...
Diyetisyen Derya Zünbülcan, “Bu besin benim hayatımda asla olmamalı veya bu son bir daha tatmayacağım gibi iddialı cümlelerden uzak durun” dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ
Kilo vermenin anahtarının sağlıklı yaşam tarzını benimseyerek bedeni mutlu etmek olduğunu söyleyen Zünbülcan, bedenini mutlu etmek için sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı olarak görmek, uyku düzeninize dikkat etmek ve hareketli olmak gerektiğini vurguladı. Diyette besinleri yasaklamak yerine doğru şekilde tüketmenin yollarının öğrenilmesi gerektiğine dikkat çeken Zünbülcan, “Sevdiğiniz besin hayatınızda her daim var olabilir. Önemli olan ne miktar ve yanına, öncesine, sonrasına ne tüketeceğinizi bilerek onu hayatınıza dahil etmek, keyifle zayıflamaktır. Diyetisyen kişiye bir besini nasıl tüketebileceğini de öğretmeli. Bana pastayı yasaklamayı değil, pasta yemeyi öğretirseniz size güvenir ve sizinle çalışırım. Çünkü yasaklara değil sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerine dayalı bir beslenme modeli ile başarı her zaman mümkün” şeklinde konuştu.
DİYETTE PASTA DA OLMALI
Diyet sürecinin keyifli ve uzun soluklu olabilmesi için sevdiğimiz besinleri yasak olarak görmemiz gerektiğinin altını çizen Zünbülcan, şunları söyledi; “Diyeti kısa süreli bir dönemde uygulanıp bitecek bir çizelge olarak algılanmayın. Kilo vermek ve sağlıklı olmak bir yaşam felsefesi olmalıdır. Uzun süreli sağlık için uzun süreli beslenme önerilerine ihtiyacımız vardır. Bu nedenle ‘bu besin benim hayatımda asla olmamalı’ veya ‘bu son olsun bir daha tatmayacağım bile’ gibi iddialı cümlelerden uzak durun. Tabii ki sevdiğiniz besin hayatınızda her daim var olabilir. Önemli olan ne miktar ve yanına, öncesine, sonrasına ne tüketeceğinizi bilerek onu hayatınıza dahil etmek, keyifle zayıflamaktır. Zaten beslenme sanatını bilen ile bilmeyenin farkı burada orta çıkar.”
KEYİFLE ZAYIFLAYIN
Zünbülcan, diyette besinleri yasaklamak yerine doğru şekilde tüketmenin yollarının öğrenilmesi gerektiğini dile getirerek, “Keyifle nasıl zayıflanır ki? diye soranlara hep kendimden örnek veririm. Ben vişneli pastaya bayılıyorum. Farz edelim ki siz diyetisyen olun ve ben size gelmiş olayım. Siz bana, ‘Derya Hanım zayıflarsınız ama bir ömür vişneli pasta yemek yok’ derseniz yüksek ihtimalle ben de size o diyeti yapamam der, teşekkür eder ve yanınızdan ayrılırım. Ama bana şöyle yaklaşırsanız ‘Derya Hanım vişneli pasta sağlıklı beslenme modelinde yer almasa da sizin vazgeçemeyeceğiniz bir besin. Vişneli pastayı şu miktarda, şu sıklıkta, öncesinde bu besini, sonrasında bu besini tüketmek kaydıyla güvenle tüketebilirsiniz’ derseniz. Yani bana pastayı yasaklamayı değil, pasta yemeyi öğretirseniz size güvenir ve sizinle çalışırım. Bence sistem bu olmalı” ifadelerini kullandı.
TERZİ USULÜ ÇALIŞMALI
Beslenme şekillerinin kişiye özel olması gerektiğini vurgulayan Zünbülcan, “Beslenme listesi kişiye özel olmalıdır. Şöyle düşünün; bir mağazaya giriyorsunuz, raftan bir gömlek beğeniyorsunuz. O gömlek size de dikilmiş olabilir bir başkasına da dikilmiş olabilir. Yani üzerinizde güzel olabilir veya olmayabilir. Ama bir terziye gittiğinizde terzi sizin belinizi, kolunuzu, omzunuzu ölçer size istediğiniz modele uygun olan kumaş hakkında bilgi verir. Rengi, modeli kendi isteğiniz ve terzinin bilgisi eşliğinde birlikte seçersiniz. Ve sonunda gömlek dikildiğinde üzerinize olmama veya güzel durmama ihtimali yoktur. Çünkü sizin ölçünüz ve sizin isteğiniz ve terzinin becerisi ile dikilmiştir. Aslında diyet listesini oluşturmak da böyledir. Danışanın isteği ile diyetisyenin bilgisi birleşir. Terzi için mezura ne ise bizim için tahlil odur. Danışanın genetik özellikleri, istekleri ve tahlilleri doğrultusunda hazırlanmış bir beslenme programında pasta bile olabilir. Tabi ki ölçüsü ve ne şekilde tüketileceği öğrenildikten sonra…” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi