- Sağlık
- 21.10.2025 16:07
Hastaneler alarmda: Avrupa Birliği etanolü yasaklayabilir!
AB, milyonlarca kişinin hayatını koruyan el dezenfektanlarının temel maddesi etanolü “kanserojen” olarak sınıflandırmaya hazırlanıyor. Sağlık sektörü alarmda!
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ

Avrupa Birliği (AB), milyonlarca hayatı koruyan ve hastanelerin vazgeçilmezi olan alkol bazlı el dezenfektanlarının geleceğini kökten değiştirebilecek tarihi bir kararın eşiğinde. Birliğin, yaygın olarak kullanılan etanol (etil alkol) maddesini potansiyel kanserojen olarak sınıflandırma ihtimali, sağlık otoritelerini ve kimya endüstrisini alarma geçirdi. Eğer bu yönde bir adım atılırsa, COVID-19 pandemisi sırasında kritik öneme sahip olduğu kanıtlanan pek çok hijyen ürünü, AB pazarından fiilen çekilmek zorunda kalabilir.
ECHA'NIN GİZLİ RAPORU: ETANOL RİSKLİ MADDELER LİSTESİNE Mİ GİRİYOR?
Tartışmaların fitilini ateşleyen gelişme, Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA) bünyesindeki bir çalışma grubunun 10 Ekim tarihli iç raporu oldu. İngiliz Financial Times (FT) gazetesinde yer alan ve gündeme bomba gibi düşen bilgilere göre, söz konusu rapor etanolün kansere ve hamilelik komplikasyonlarına yol açma riski taşıdığını öne sürdü. Bu risk değerlendirmesi, temizlik ve biyosidal ürünlerdeki kullanım koşullarının gözden geçirilmesini tavsiye ediyor.
Bu, 1990'lardan bu yana Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) Temel İlaçlar Listesi'nde "güvenli" kabul edilen ve küresel hijyen standartlarının temel direği olan bir madde için radikal bir değişim anlamına geliyor.
KRİTİK TARİH: KOMİTE KARARINI KASIM'DA VERECEK
ECHA'ya bağlı Biyosidal Aktif Maddeler Komitesi, 24-27 Kasım tarihleri arasında toplanarak, etanolün insanlar için potansiyel zararlı olup olmadığı konusunda bilimsel bir değerlendirme yapacak. Komitenin hazırlayacağı tavsiye, nihai kararı verecek olan Avrupa Komisyonu'na sunulacak.
Eğer etanol, "tehlikeli madde" olarak sınıflandırılırsa, bu durum sadece el dezenfektanlarını değil, aynı zamanda sağlık kuruluşlarında kullanılan diğer birçok temizlik ve sterilizasyon ürününü de etkileyecek.
SAĞLIK SEKTÖRÜNDEN 'PANDEMİ ÖNLEYİCİNİN SONU' UYARISI
Olası bir yasağın etkileri konusunda en sert uyarılar, cephe hattında görev yapan sağlık profesyonellerinden geldi. Cenevre Üniversitesi'nden ve Clean Hospitals (Temiz Hastaneler) ağından uzman Alexandra Peters, bu kararın hastaneler üzerindeki etkisini "çok büyük bir felaket" olarak nitelendiriyor.
Peters, rakamlarla konuşarak alkol bazlı dezenfektanların hayati önemini vurguluyor: "Sağlık hizmetleriyle ilişkili enfeksiyonlar, dünya genelinde her yıl sıtma, tüberküloz ve AIDS'in toplamından daha fazla ölüme neden oluyor. Alkol bazlı el dezenfektanlarıyla sağlanan el hijyeni, yılda tahmini 16 milyon enfeksiyonun önüne geçiyor."
ALTERNATİFLER GÜVENLİ Mİ? HEMŞİRELER AMELİYATIN YARISINI EL YIKAMAYA MI HARCAYACAK?
Peters, etanol yasağı durumunda devreye girecek alternatiflerin de sorunlu olduğunu belirtiyor. Etanolün en bilinen alternatifi olan izopropanolün dahi daha toksik olduğu, sürekli sabun ve su kullanımının ise hem zaman kaybı yarattığını hem de sağlık çalışanlarının cildine zarar verdiğini ifade ediyor.
Uzman, dehşet verici bir senaryoyu şu sözlerle özetliyor: "Bir araştırmaya göre, dezenfektanlar olmasaydı, bir hemşire ameliyat sırasında her saatin yaklaşık 30 dakikasını elini yıkamak için harcamak zorunda kalırdı. Bu, ameliyathane verimliliğini ve hasta güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atar."
ECHA VE ENDÜSTRİ CEPHESİNDE ŞÜPHELER: BİLİMSEL TEMEL TARTIŞILIYOR
ECHA, henüz nihai bir karar alınmadığının altını çiziyor ve komitenin etanolü "kanserojen" olarak sınıflandırması durumunda bile, güvenli maruz kalma düzeyleri veya alternatif bulunamaması gibi istisnai durumlarda kullanımına onay verilebileceğini belirtiyor.
Ancak kimya endüstrisi, yasağın bilimsel temelini sorguluyor. Uluslararası Sabun, Deterjan ve Bakım Ürünleri Birliği'nin AB işleri direktörü Nicole Vaini, "Bu iç raporun bilimsel dayanağı sorgulanmalı. Etanolün kendisine ilişkin herhangi bir bağımsız çalışma yok. Mevcut insan verilerinin tamamı, alkollü içeceklerin tüketiminin sağlık üzerindeki etkilerine dayanıyor" diyerek, cilt dezenfeksiyonu ile alkollü içki tüketimi arasındaki ayrımın altını çiziyor.
Yılın başında başlatılan kamuoyu istişare sürecinde yaklaşık 300 paydaş görüş bildirirken, bunların büyük çoğunluğunun yasağa karşı çıktığı öğrenildi. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ise, Mayıs ayında yayınladığı bildiriyle "el hijyeninde birincil yöntem olarak alkol bazlı dezenfektanların belirlenmesi" çağrısını tekrarlamıştı.
İSTİSNA BAŞVURULARI VE EKONOMİK YÜK
Eğer etanol "toksik madde" olarak sınıflandırılırsa, şirketler biyosidal ürünlerinde kullanmaya devam etmek için bireysel muafiyet (istisna) başvurusu yapmak zorunda kalacak. Ancak Vaini, bu muafiyetlerin yalnızca beş yıllığına verileceğini ve her bir başvurunun ayrı ayrı değerlendirilmesinin, sektör için ek maliyet, bürokrasi ve tedarik gecikmeleri yaratacağını belirtiyor.
Peters, etanolün stratejik bir avantajını daha vurguluyor: Üretim Kolaylığı. "Etanol neredeyse her şeyden üretilebilir. Bu, pandemi gibi küresel kriz anlarında tedarikin hızla artırılmasını sağlar. COVID-19'da gördüğümüz gibi, acil durumda hemen her bira fabrikası etanol bazlı dezenfektan üretimine geçti. Aynı şeyi izopropanol için yapmanız mümkün değil."
Avrupa Komisyonu'nun ise bu hayati karar aşamasıyla ilgili yorum taleplerine henüz yanıt vermemesi, Brüksel koridorlarındaki sessiz bekleyişi derinleştiriyor. Sağlık ve endüstri çevreleri, Kasım ayındaki komite toplantısından çıkacak kararı nefeslerini tutarak izleyecek.
Kaynak : HABER MERKEZİ