Hayata tutundu

10 aylık oğlu olan fabrika işçisi, sosyal medyadan gördüğü 11 aylık siroz hastası Ahmet Eren bebeğe karaciğerinden parça vererek, onun hayat kahramanı oldu


  • Oluşturulma Tarihi : 10.09.2018 10:57
  • Güncelleme Tarihi : 10.09.2018 10:57
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hayata tutundu

Konya Seydişehir’de oturan, 8 yaşında Ali Efe adlı bir oğulları olan oto fren ustası Mehmet Yüklendi (41) ile ev hanımı Ayşegül Tuvanç’ın 25 Eylül 2017’de ikinci oğulları Ahmet Eren dünyaya geldi. Sağlıklı dünyaya geldiğini sandığı bebeği “bilier atrezi” (doğuştan safra yolları yokluğu) şüphesiyle Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen Tuvanç’ın evi, 11 aydan bu yana hastaneler oldu. Talihsiz bebek, 57 günlük iken kazai ameliyatı (safra kanalı açılması) için Ankara’daki Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesine gönderilirken, anne Ayşegül Tuvanç, donör olamayışının ve kadavradan bağış bulunamamasının çaresizliğini, sosyal medyada paylaştı. Paylaşımı gördüğünde Ahmet Eren’in durumundan etkilenen 10 aylık çocuk sahibi fabrika işçisi İbrahim Ulaş hiç düşünmeden verici olmaya karar verdi. Ulaş’tan alınan karaciğer parçası İzmir Kent Hastanesinde Ahmet Eren’e başarıyla nakledildi.
UYGUN OLANLAR KORKUP KAÇTI
Duygularını anlatırken sık sık gözleri dolan anne Ayşegül Tuvanç, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı: “Çocuk doktorumuz daha Ahmet Eren’in doğduğu ilk gün safra kanallarının olmadığından şüphelendi. Şüphesinde de haklıymış ama kesin tanı 2 ayın sonunda koyuldu ve ameliyat için Konya’dan Ankara’ya gönderildik. Nakil olacağı söylendi. Anne baba olarak ‘bizler veririz’ diyorduk ama oğlumla kan gruplarımız uyuşmuyormuş. ‘Adını kadavra listesine yazacağız’ dediler, umut vermediler, ‘ölür’ dediler ama bir şansı olmalı çocuğumun, diye düşünüyordum. Durumu gittikçe kötüleşiyordu, hiçbir şey yemiyordu. Bize ‘4. dereceye kadar verici olabilecek akraba bulun’ dediler. 10. derece akrabalara kadar baktık, uygun olanlar korkup kaçtı, gönüllü olanlar uygun çıkmadı. Ağabeyim bile verici olmadı.”
Nakil işlemleri hakkında daha önce bilgi sahibi olmadığını, nakil için yapılı, uzun boylu insan gerekir diye düşündüğünü ifade eden anne Tuvanç, şöyle devam etti: “Yanlış biliyormuşuz. Doktorum İbrahim ağabeyin en uygun verici olduğunu söyleyince şaşırdım. Sadece yüreğimizin büyük olması gerekiyormuş aslında. İbrahim ağabeyin de çok büyük bir yüreği varmış, Ahmet Eren için ‘o da benim çocuğum’ dedi, vazgeçmeyeceğini anladım. 8 Ağustos günü Doç. Dr. Murat Kılıç ve Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlığındaki ekip tarafından nakil başarıyla gerçekleştirildi. Doktorlarıma da çok teşekkür ediyorum. Eskiden çok küçük bir ailem vardı. Kimsesizlikten, yalnızlıktan yakınırdım. Şimdi çok büyük bir ailem oldu. Kimsem yoktu, umudum, maddi gücüm yoktu. Tam bu mutsuzluğun dibinde iken insanlar bir anda kardelen gibi açtı hayatımda. İbrahim ağabey sayesinde Ahmet Eren yeniden doğdu. Ben onu doğurdum ama çocukluğunu, hayatını ibrahim ağabey verdi. Ben oğluma hayatı öğretecektim, o bize hayatı öğretti. Hayatta hırsların, öfkelerin, nefretin, paranın, düşmanın her şeyin gereksiz olduğunu, dünyada sadece birbirimizi sevmek için insan olmamızın yeterli olduğunu öğretti.”
BAĞIŞLARIN ARTMASI GEREKİYOR
Öte yandan İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç.Dr. Murat Kılıç, kadavradan bağışların yetersizliğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Ahmet Eren’in durumu çok ağırdı, nakil olmasa kaybedecektik. Bir ay oldu nakil olalı, vericisini taburcu ettik. Birkaç güne Ahmet Eren’i de taburcu edeceğiz. Bir hayatı kurtarmak önemli, vericisi olmayan hastalar için etik kurul kararıyla böyle gönüllülerden nakiller yapılıyor. Ancak canlı vericiler için azda olsa bir risk var. O nedenle en iyisi kadavra bağışların artmasının sağlanması. Kadavra bağışların artması için sosyal medya, yazılı görsel medyada kampanyaların olmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz.”  İHA/İZMİR

Haber Merkezi