- Sağlık
- 27.10.2025 15:48
Masum zannettiğiniz o 10 hata! Uzmanlar uyardı: Uykunuzu nasıl sabote ediyorsunuz?
Yatmadan önceki son dakikalar, ekran ışığı, gece içkisi... Bilimsel verilerle ispatlandı! Kaliteli ve dinlendirici uykunuzu elinizden alan, uzmanların belirlediği 10 kritik gece alışkanlığından hemen kurtulun.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
Yoğun tempolu modern hayat, pek çoğumuzun farkında bile olmadan kendi dinlenmesini sabote ettiği bir gerçeği gözler önüne seriyor. Özellikle yatağa yaklaştığımız anlarda sergilediğimiz ve masum zannettiğimiz bazı davranışlar, gece boyu süren dinlendirici uykumuzun kalitesini derinden etkiliyor. Zihnimizdeki "yapılacaklar" listesinin son maddelerini yetiştirme çabasından, yatak odamızın sıcaklığına kadar uzanan bu gizli 'uyku sabotajcıları', uzmanlar tarafından mercek altına alındı.
Uluslararası saygın yayın organı The Huffington Post'un kapsamlı araştırmasına dayanan ve önde gelen uyku uzmanları, nörologlar ve psikiyatristlerle yapılan görüşmeler sonucunda, dinlenme periyotlarımızı tehlikeye atan, kaçınılması gereken 10 temel gece alışkanlığı belirlendi. İşte rüyalarınızın kalitesini yerle bir eden o kritik hatalar:

1. UYKUDAN ÖNCEKİ SON DAKİKA KOŞTURMACASI: ERTELEMENİN HUZURSUZLUĞU
Gündüz bitirilemeyen işlerin, eve dair sorumlulukların veya acil görülen e-postaların yatağa girmeden önceki son yarım saatte yetiştirilmeye çalışılması, modern insanın en büyük uyku düşmanı. Harvard Tıp Fakültesi'nden Psikiyatrist Dr. Ashwini Nadkarni, özellikle pandemi sonrası dönemde artan bu durumun genel uyku kalitesini düşürdüğünü vurguluyor.
Dr. Nadkarni, "İnsanlar, yatmadan önceki son dakikaları zihinsel bir yarışla geçiriyor. Listeler hazırlanıyor, cevaplanmamış mailler taranıyor. Bu durum, gevşeme ritüeli gibi görünse de, aslında beyni aşırı meşgul ederek uykuya geçiş eşiğini yükseltiyor ve derin uykuyu engelliyor," diyerek zihinsel mesainin yatak odası kapısında bırakılması gerektiğini belirtiyor.
2. GECE İÇKİSİ TUZAĞI: ALKOLLÜ GEVŞEMENİN BEDELİ
Günün yorgunluğunu atmak için tüketilen bir kadeh içki, ilk etapta uyku getirici bir etki yaratsa da, gece ilerledikçe dinlenmeyi bölen bir kâbusa dönüşebiliyor. Wesper'dan uyku uzmanı ve nörobilimci Chelsie Rohrscheib, alkolün karaciğerde parçalanırken, beyindeki uyku merkezlerini olumsuz etkileyen kimyasallara dönüştüğünü açıklıyor.
Rohrscheib, alkolün özellikle Derin Uyku ve REM uykusu fazlarını baskıladığını, bu nedenle gecenin ikinci yarısının huzursuz geçtiğini ve sık uyanmaların kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Uzmanlar, hem idrar üretimini artıran hem de uyku kalitesini bozan bu alışkanlıktan kaçınmak için son içkinin yatmadan en az 3-4 saat önce tüketilmesini tavsiye ediyor.

3. EKRAN BAĞIMLILIĞI: MAVİ IŞIK HAPSİ
Yatağın içinden telefon, tablet veya bilgisayarla vedalaşmakta zorlanmak, ne yazık ki çağımızın en yaygın uyku bozukluğu nedenlerinden biri. Çift sertifikalı psikiyatri ve uyku hekimi Dr. Alex Dimitriu, ekranların yaydığı parlak mavi ışığın yanı sıra, içeriğin kendisinin de zihinsel uyanıklığı artırdığına dikkat çekiyor.
Dr. Dimitriu, "Hastalarıma kesinlikle 'Saat 22.00’de teknolojiyi kapatın' diyorum. Yatmadan 1-2 saat önce ekrandan uzaklaşmak idealdir," derken, bunun yerine kitap okuma gibi pasif aktivitelerin beynin yavaşlamasına ve uykunun derinleşmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. Sertifikalı uyku eğitmeni Martin Reed ise yatakta TV izlemenin, yatağın yalnızca uyku için kullanıldığı algısını zayıflattığını, özellikle Netflix gibi otomatik devam eden yayınların ise farkında olmadan uyku süresini kısalttığını ifade ediyor.
4. SÜREKLİ KÖTÜ HABER TARAMASI: 'DOOMSCROLLİNG'UN UYKUSUZLUĞU
Sosyal medyada veya haber sitelerinde sürekli olumsuz, kaygı verici içerikleri tüketme alışkanlığı, bilinen adıyla "doomscrolling", yatağa taşındığında uykunun en büyük hırsızı oluyor. "Generation Sleepless" kitabının yazarları ve uyku uzmanları Heather Turgeon ve Julie Wright, yatmadan hemen önce yoğun duygusal uyarıcılara maruz kalmanın, zaten aktif olan zihnin uykuya geçişini neredeyse imkânsız hale getirdiğini söylüyor. Zihnin sakinleşmeye ihtiyacı varken, tetikte kalmasını sağlayan bu alışkanlıktan mutlaka vazgeçilmeli.

5. AKŞAMIN GEÇ SAATİNDEKİ AĞIR EGZERSİZ YANILGISI
Egzersiz, genel sağlık ve uyku kalitesi için hayati öneme sahip olsa da, zamanlaması kritiktir. Sertifikalı uyku koçu Stephen Light, yatmadan en az 90 dakika önce yoğun, terletecek türde egzersizlerden kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Yüksek yoğunluklu antrenmanlar vücut sıcaklığını artırarak ve adrenalin salgılayarak uykuya geçişi zorlaştırır. Bunun yerine, akşam saatlerinde pilates, yoga veya hafif bir yürüyüş gibi vücudu rahatlatacak, ancak aşırı ısıtmayacak aktiviteler öneriliyor.
6. GEVŞEME RİTÜELİNİ İHMAL ETMEK
Vücudun uykuya hazırlandığını zihne ve bedene sinyal veren bir rutin oluşturmamak, uyku kalitesini düşüren önemli bir eksikliktir. Sertifikalı uyku koçu Carley Prendergast, rahatlatıcı bir rutinin beynin doğal uyku hormonu olan melatonin üretimine yardımcı olduğunu dile getiriyor. Aynı saatte yatmak, ılık bir banyo yapmak, cilt bakımı uygulamak veya birkaç sayfa kitap okumak gibi basit adımlarla beyninize "dinlenme zamanı" sinyali göndermelisiniz.
7. YÜKSEK ŞEKERLİ YİYECEKLERE YÖNELMEK
Yatmadan önce hızlıca kan şekerini yükseltecek yiyecekler tüketmek, gece uyanmalarına davetiye çıkarır. Rohrscheib, kan şekeri hızla yükselip düştüğünde yaşanan hipogliseminin (düşük kan şekeri) vücudu strese soktuğunu ve uyanmaya neden olabileceğini belirtiyor. Uzman, uyku öncesinde kan şekerini dengede tutacak, düşük glisemik indeksli yiyeceklerin (örneğin bir miktar yulaf) tercih edilmesini öneriyor.
8. YATAK ODASINI FIRIN GİBİ ISITMAK
Beyin ve vücut, uykuya dalmak ve sürdürmek için hafif bir sıcaklık düşüşüne ihtiyaç duyar. Rohrscheib, çok sıcak bir odanın vücudu kendini soğutmaya zorladığını, bunun da uykuyu yüzeyel hale getirdiğini ifade ediyor. İdeal yatak odası sıcaklığının 19-21°C arasında tutulması, kaliteli bir gece uykusu için hayati öneme sahiptir.
9. YATAKTA GEREĞİNDEN FAZLA VAKİT GEÇİRMEK
Uyku problemi yaşayanlar, sorunu çözmek amacıyla yatakta daha fazla zaman geçirme eğilimi gösterebilirler. Ancak uzmanlar bunun tam tersi bir etki yarattığını belirtiyor. Reed, yatakta uzun süre uyanık kalmanın, yatağı kaygı ve uyanıklıkla ilişkilendirdiğini, bu durumun da uykuya geçişi zorlaştıran bir koşullanmaya neden olduğunu söylüyor. Yatak, sadece uykuya yakın bir zamanda ve yalnızca uyumak için kullanılmalıdır.
10. YATAK ODASINI GEÇİCİ OFİS OLARAK KULLANMAK
Evden çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, yatak odasının bir çalışma alanına dönüşmesi de uyku kalitesini olumsuz etkileyen en büyük etkenlerden biri haline geldi. Holistik uyku koçu Morgan Adams, "Yatak, beyninize sadece uyku sinyali vermelidir," diyerek yatakta çalışmanın bu temel bağı zayıflattığını ve "çalışma zihnini" kapatmayı zorlaştırdığını vurguluyor.
Bu on alışkanlıktan kaçınmak, sadece daha uzun değil, aynı zamanda çok daha kaliteli ve gerçekten dinlendirici bir uyku çekmenin anahtarını sunuyor. Zira günün başarısı, gecenin kalitesinde gizlidir.
Kaynak : HABER MERKEZİ