Sayfa Yükleniyor...
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, günümüzde ilaç kullanımının artmasına bağlı olarak, ilaç reaksiyonlarının sağlığa yaptığı olumsuz etkilerinin de arttığını söyledi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, günümüzde ilaç kullanımının artmasına bağlı olarak, ilaç reaksiyonlarının sağlığa yaptığı olumsuz etkilerinin de arttığını söyledi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Şemsettin Karaca, yüksek maliyetlere yol açarak sağlık ekonomisini de olumsuz etkileyen ilaç reaksiyonlarının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına vurgu yaptı. Prof.Dr. Şemsettin Karaca danışmanlığında Dr. Sinan Özçelikin hazırladığı uzmanlık tezi bu anlamda önemli bilimsel verileri ortaya koydu. Tez oluşturulurken, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde son 5,5 yılı içeren bir çalışma yapıldı. Çalışma çerçevesinde İlaç döküntüsü nedeniyle yatarak tedavi edilmiş ve diğer bölümlerden dermatolojiye danışılmış hastalar değerlendirildi.
ANTİBİYOTİKLER RİSK GRUBUNDA
Sonuçları dünyadaki verilerle karşılaştırıldığında, ilaç döküntülerinin tedavinin önemli bir yan etkisi olarak karşımıza çıktığını söyleyen Prof.Dr. Şemsettin Karaca, araştırmalarında ayrıca literatüre benzer şekilde, kadınlarda biraz daha fazla yan etki görüldüğünü belirtti. Prof.Dr.Karaca, Çoklu ilaç kullanımı ile diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalığa sahip olmanın risk faktörü olabildiğini gözlemledik. Çalışmamızda deride en fazla reaksiyon yapan ilaçların antibiyotikler, ağrı kesiciler ve santral sinir sistemi ile ilgili ilaçlar olduğunu gördük. Bu bakımdan hekimler klinik yaklaşımda, hastalar ise kullanırken bu gruptaki ilaçlara özellikle dikkat etmelidirler diye konuştu.
DAHA ÇOK AÇIK TENLİ KİŞİLERDE GÖRÜLMEKTE
Prof.Dr. Şemsettin Karaca, en sık kızamık benzeri ilaç döküntüsünü, ikinci sırada ise halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtikeri saptadıklarını kaydederken; önemli oranda ilaçların güneş ışınları ile etkileşerek oluşturdukları güneş alerjisi ile karşılaştıklarını vurguladı. Prof.Dr. Karaca, etkileşimin güneş yanığı ve güneş alerjisi olmak üzere iki şekilde görüldüğünü anlattı. Prof.Dr. Karaca, Güneş yanığı genellikle ilaç alımından saatler sonra; güneş alerjisi ise ilaç alımını takiben 1-2 hafta içinde oluşur. Reaksiyonlar, herkeste olabilmekle birlikte daha çok açık tenli kişilerde görülmektedir. Akne tedavisinde kullanılan ilaçlar deriyi güneşe karşı duyarlandırarak reaksiyona yol açabilmektedir. Çalışmamızda kinolon ve betalaktam grubu içeren, antibiyotiklerin de güneş yanığı yapmış olduğunu tespit ettik diye konuştu.
BİTKİSEL ÜRÜNLERE, MERHEMLERE DİKKAT
Reçetesiz satılan ilaçlar, bitkisel ürünler ile bazı yiyecekler, toksinler, vitaminlerin de güneş alerjisi oluşturabildiğini söyleyen Prof.Dr. Karaca, Çalışmamızda ilaca bağlı alerjik egzama görülen olguları da inceledik. Önemli sayıda yara merheminde (sarı merhem) alerjik egzama olgusu saptadık. Özellikle cerrahi branşlar tarafından kullanılan bir ilaç olan topikal nitrofurazonu reçete ederken alerjik egzama yapma potansiyelinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ve güncel kullanımının sorgulanması açısından ileri çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz dedi. (HABER MERKEZİ)
Haber Merkezi