Tansiyon, şeker gibi hastalıklara kapı aralamayın: Ramazan’da nasıl beslenmeli?

Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Deniz Zünbülcan Adıtatar, Ramazan ayında açlık hissinin önüne geçmek için çokça yenen yiyeceklerin beraberinde getireceği olumsuzlukları anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 28.02.2025 12:59
  • Güncelleme Tarihi : 28.02.2025 12:59
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Tansiyon, şeker gibi hastalıklara kapı aralamayın: Ramazan’da nasıl beslenmeli?

Ramazan ayında beslenme düzeni, sağlıklı kalmak ve oruç tutarken enerjik hissetmek için oldukça önemli… Peki, doğru beslenmek için neler yapmalıyız?

Sorularımızı yanıtlayan Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Deniz Zünbülcan Adıtatar, önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunurken, “Yanlış seçimle yenilen yemekler faydadan çok zarar getirebilir. Ramazan, arınmak ve sağlığımıza kavuşmak için harika bir ibadet ancak bu şekilde yanlışlar yaparak sindirim problemleri başta olmak üzere ne yazık ki tansiyon, şeker gibi hastalıklara da kapı aralanmış oluyor” dedi.

BU ÜRÜNLERDEN UZAK DURULMALI

Öncelikle sahurun öneminden ve nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahseden Zünbülcan Adıtatar, “Sahurda gün boyunca kan şekeri dengesini sağlayacak besinlere yer verilmelidir. Bu besinler protein içeriği yüksek kefir, yoğurt, peynir, yumurta olabilir. Sahurda tüketilebilecek tuzlu besinler gün boyu su ihtiyacını arttırabilir. Bu nedenle tuzlu zeytin, salamura ürünler, tuzlu peynirlerden uzak durulmalıdır. Aynı zamanda sahurda tüketilecek tahıl ürünleri tam tahıllı olmalıdır. Tam tahıllı ürünlerin glisemik indeks değeri düşüktür. Bu nedenle gün boyunca kan şekerindeki dalgalanmaları engelleyerek iştahı kontrol eder” dedi.

ERTESİ GÜN SORUN YAŞAMAMAK ADINA…

İftar vakti ise Ramazan ayının en önemli kısmını oluşturuyor… Peki, hangi saat aralığında, nelerin tüketilmesi makul olur? Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Deniz Zünbülcan Adıtatar, şunları aktardı: “Gün boyunca azalan öğün sayısı meyve porsiyonlarında da azalmaya neden olmaktadır. Bu nedenle iftardan sonra ara öğünde tercih edilmesi gereken kontrollü bir şekilde mevsim meyvelerinin tüketilmesi olacaktır. Tercihe göre kilo sorunu veya herhangi bir hastalığı olmayan kişiler bu ara öğünde haftada 1 veya 2 gece güllaca da yer verebilir. İftarda ise fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için öğünler bölünmelidir. İftara peynir, hurma, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, yaklaşık 15-30 dakika sonra ana yemek ve salata ile devam edilmesi daha uygun olacaktır. Tabii yine mümkün olduğu kadar hem vücudun arınması hem de ertesi gün sorun yaşamamak adına işlenmiş gıdalardan, hamur işlerinden, kızartmalardan uzak durmakta fayda var.” 

YEMEKLER FAYDADAN ÇOK ZARAR GETİREBİLİR

Sahur ve iftar vakti, açlık hissinin önüne geçmek için çokça yenen yiyeceklerin beraberinde getireceği olumsuzlukları da anlatan Zünbülcan Adıtatar, “Aslında çok değil… Doğru yemeklerin yenilmesine ihtiyaç vardır, bu nedenle fazla ve bir de yanlış seçimle yenilen yemekler faydadan çok zarar getirebilir. Ramazan, arınmak ve sağlığımıza kavuşmak için harika bir ibadet ancak bu şekilde yanlışlar yaparak sindirim problemleri başta olmak üzere ne yazık ki tansiyon, şeker gibi hastalıklara da kapı aralanmış oluyor” bilgisini paylaştı.

KABIZLIK PROBLEMİ YAŞAYANLAR İÇİN…

Ramazan ayında en sık rastlanan sorun ve dile getirilen şikayetleri sıralayan Zünbülcan Adıtatar, “Kişiler genelde hazımsızlık ve kabızlıkla karşılaşabiliyor. Bu noktada öğün sayılarının azalmasını dezavantaj değil, öğün içeriklerini düzenleyerek avantaj haline getirebilirler. Vücutlarına yardım etmek için daha lifli gıdalara, probiyotik içeriği yüksek besinlere, hareket etmeye ve suyu yeterli içip içmediklerine dikkat etmelerinde fayda var… Öte yandan, kabızlık problemi yaşayan kişiler için smoothie tarifi verebiliriz: 1 bardak kefir, 1 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 3-4 kuru kayısı…” önerisinde bulundu. 

ÖDEM ATMAYA YÖNELİK BİTKİ ÇAYLARI RİSKLİ OLABİLİR

Kaçınılması gereken başlıca gıdalara değinen Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Deniz Zünbülcan Adıtatar, “Ertesi gün acıkmamak adına beyaz undan yapılmış ürünler, bol şerbetli tatlıları istemiyoruz. Yine susamayı tetiklememesi için bol baharatlı, tuzlu gıdalar ve kızartmalar da istemediğimiz besinler arasında. Son olarak ödem atmaya yönelik bitki çayları riskli olabilir, bunları içmek yerine ödem yapabilecek gıdaları tüketmemek ve bol su içmek daha iyi olacaktır… Oruç tutmanın sadece aç kalmak anlamına gelmediğini idrak ettiğimiz, her anlamda arınmayı yaşayabildiğimiz ve kendimize değer vermeyi, kendimizi de fark etmeyi sağladığımız bir Ramazan ayı diliyorum. Hayırlı Ramazanlar…” mesajını iletti.

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA