- Sağlık
- 21.07.2025 16:22
Sayfa Yükleniyor...
TTB, 26 Nisan 2025 tarihinde yürürlüğe giren ‘Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik’in tamamının ve bazı maddelerinin iptali ile yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı
Türk Tabipleri Birliği (TTB), 26 Nisan 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik’in hukuka aykırı düzenlemeler içerdiğini belirterek, yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı.
TTB, Sağlık Bakanlığı tarafından getirilen düzenlemenin hekimlerin mesleğini serbestçe icra etmesini engellediğini, hasta mahremiyetini ihlal ettiğini, sağlıkta simsarlığı teşvik ettiğini ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine kapı araladığını ifade etti. Yönetmelikte yer alan bazı hükümlerle Türk Tabipleri Birliği’nin sağlık hizmet tarifesini belirleme yetkisinin de Bakanlığa devredildiğine dikkat çekildi.
TTB’ye göre yönetmelik, bir hekimin yurtdışında ikamet eden ya da yabancı uyruklu bir hastaya sağlık hizmeti sunabilmesini belgeye bağlı hale getirerek, mesleki yetkiyi fiilen sınırlandırıyor. Ayrıca, yönetmelik kapsamı dışında kalan yabancı hastaların kimler olduğu da belirsiz bırakıldığından, hekimlere fiilen hasta seçme yükümlülüğü yüklendiği ifade ediliyor. Yönetmelikte, yurtdışından hasta temini amacıyla seyahat acenteleri ve benzeri ‘aracı kuruluşlar’ ile yapılan işbirliklerine de yer veriliyor. TTB, hasta başına ücret/prim üzerinden yürütülen bu sistemin ‘sağlıkta simsarlık’ anlamına geldiğini, bunun Türk Ceza Kanunu açısından suç teşkil ettiğini ve yönetmelik ile meşrulaştırılamayacağını belirtti. TTB ayrıca yönetmelikte yer alan veri paylaşımı yükümlülüklerinin, hem 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurguladı. Yönetmelik uyarınca, yabancı hastalara ait tüm sağlık verilerinin Sağlık Bakanlığı’nın merkezi sistemine aktarılması ve istenilen her türlü bilginin paylaşılması öngörülüyor. TTB, bu düzenlemenin hasta mahremiyetini hiçe saydığını belirtti.
Yönetmelikte yer alan ‘komplikasyon sigortası’ uygulaması da TTB’nin itirazları arasında. Komplikasyonların tıbben hekim kusuru kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirten birlik, bu sigorta sisteminin asıl amacının sağlık alanında yeni bir sigorta pazarı yaratmak olduğunu savundu. Sağlık hizmet bedellerinin Sağlık Bakanlığı tarafından belirleneceğine dair düzenleme de TTB’nin hukuki gerekçeleri arasında. Mevzuata göre bu yetkinin Türk Tabipleri Birliği’ne ait olduğunu vurgulayan kurum, Bakanlık tarafından fiyat tarifesi belirlenmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Öte yandan, yönetmelikte sağlık turizmine ilişkin reklam yasağına dair hiçbir hükme yer verilmemesi, TTB tarafından ‘insan sağlığını tehlikeye atacak boşluk’ olarak tanımlandı. Bu durumun, etik olmayan tanıtım kampanyalarıyla hasta yönlendirmeye neden olabileceği ve sağlık hizmetinin metalaştırılmasını hızlandıracağı ifade edildi.
TTB, yönetmeliğin tamamının yetki yönünden; ayrıca 4, 5, 6, 7, 8, 11 ve 13. maddelerinin de ayrı ayrı hukuka aykırılık gerekçeleriyle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’a başvurdu. Yönetmeliğin sağlık hizmeti sunumuna dair temel ilke ve kuralları ihlal ettiğini belirten TTB, halk sağlığı, hasta hakları ve hekimlik mesleğinin korunması adına düzenlemenin tümüyle yürürlükten kaldırılması gerektiğini savundu.