Sayfa Yükleniyor...
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Sedat Gündoğdu, çeşitli firmaların ürettiği tuzlarda yaptığı inceleme sonucunda 16 markanın sofra tuzunun tamamında mikroplastik tespit ettiklerini söyledi
Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, Türkiye’nin başlıca tuz üretim merkezlerinde üretilen ve Şubat ve Mart 2017 tarihleri arasında piyasadan satın alınan 16 markanın sofra tuzunu incelendiklerini belirtti. 5 deniz tuzu, 6 göl tuzu ve 5 kaya tuzu olmak üzere toplam 16 sofra tuzu örneklerinin Çamaltı, Tuz Gölü, Palas Gölü, Seyfe Gölü, Acıgöl, Çankırı, Cihanbeyli ve Aksaray’da üretildiğini kaydeden Prof.Dr. Gündoğdu, yapılan incelemeler sonucunda, 16 markanın sofra tuzunun tamamında mikroplastik tespit ettiklerini, en yüksek mikroplastik partikül sayısına deniz tuzunda rastladıklarını söyledi.
“PLASTİKLER SOFRAMIZA GELİYOR”
Prof.Dr. Gündoğdu, deniz tuzu tüketildiğinde bir kişinin yaklaşık 500 adet mikroplastiği tüketme riskiyle karşı karşıya olduğunun altını çizerek, “Göl tuzunda bu sayı 200’lere kadar düşüyor. Kaya tuzlarında ise daha da düşük oluyor. Yüzde 50’ye kadar düşebiliyor bu sayı. Bu da denizlerin ve göllerin ne kadar kirli olduğunun göstergesi. Çünkü tuz denizden veya gölden alınıyor. Denizlerimiz kirli olduğu için bunlar tuza bir şekilde yansıyıp soframıza kadar geliyor. Kaya tuzlarındaki problem ise sadece denizlerin değil havanın da mikroplastiklerle kirlendiğini gösteriyor. Çünkü kullandığımız elbiselerin birçoğu plastikten, polyesterden, akrilikten, viskozdan yapılıyor. Bunlar bir yıkamada yaklaşık 700-800 bine yaklaşık plastiği ortama salabiliyorlar. Bunlar da bir şekilde hava akımlarıyla ortamlarda, yemek yediğimiz tabağımıza gelebiliyor. Mesela bir kaya tuzu işleme fabrikasında çalışan işçi plastikten yapılmış bir elbise giyiyorsa tabi o elbiseden kopan parçalarda tuzun içerisine bulaşacaktır” şeklinde konuştu. İHA
Haber Merkezi