Sayfa Yükleniyor...
CHP’li Aslanoğlu, Menemen Belediyesi’nde işten çıkarmalarla ilgili Zübük filmini hatırlatırken; bu konu üzerinde yaratılmaya çalışılan algıya ilişkin olarak ise “Gündem bizim Menemen’i kaybetmemiz mi yoksa Bilal Saygılı'nın 30 tane belediyeyi kaybetmesi mi?” diye sordu
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, yerel medya ziyaretlerine devam ediyor. Gazetemizi ziyaret eden Aslanoğlu’na CHP İzmir İl Basın Sözcüsü, Basın-Yayın ve Sosyal Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Asena Karcıer, Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ahmet Doğukan Gül ve İl Basın Danışmanı Sait Çelik eşlik etti. Gündeme dair açıklamalarda bulanan Aslanoğlu, Tüzük Kurultay’ından İBB’nin işten çıkarmaları hakkında birçok konuda sorularımıza samimiyetle cevap verdi.
Menemen Belediyesi’nin işten çıkarmaları hakkında konuşan Aslanoğlu, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ı eleştirerek ‘Zübük’ filmine atıfta bulundu. Aslanoğlu, “Gündem bizim Menemen’i kaybetmemiz mi yoksa Bilal Saygılı'nın 30 tane belediyeyi kaybetmesi mi? 31 belediyeden 2 belediyeyi alamadık, almayı çok isterdik. Birinde parti olarak öne de geçtik. Ama mevcut belediye başkanı uzun süredir oradaydı, vatandaştaki algıyı kıramadık. O algıyı yıkamadığınız zaman seçim zorlaşır. Aliağa’da meclis çoğunluğu da bizde. Menemen'deyse, nasıl kaybettiğimizi herkes gördü. Dört milyar paraya ne oldu? Herkesi hatta CHP’lileri bile işe aldılar. Şimdi aldıklarının hepsini atıyorlar. Tam bir Zübük hikayesi. Belki Menemen'de açık hava sineması düzenleyip Zübük filmini halkımıza tekrar seyrettirip, hatırlatabiliriz. Beklemeden işten atmaları gerçekleştirdiler. Üç dört ay önce aldı, şimdi işten çıkartıyor. Çıkarttıkları bizim cenahtan, oylarını alırım dediği insanlar. Bir ilçe belediyesinin büyükşehrin yollarına girip asfaltlamaya çalıştırıldığı tarihte görülmemiştir. Çünkü ilçe belediyesinin bütçesi buna uygun değildir. İlçe belediyesi dediğin çöp alır, peyzajla ilgilenir. Şimdi 1 milyar bütçesi vardır diyelim. 700 milyonu personel giderlerine ayrılır, elinde 300 milyon kalır. Kalan para ile de ufak tefek işleri yaparsın. Menemen Belediyesi’ne ait arazilerinin tamamını satarak parayı buldu. Sattığı kişide Cumhurbaşkanı'nın ortakları. Tarihte bir serbest bölgesi olan yerin yanına bir tane daha serbest bölge yapıldığı var mıdır? Serbest bölge gümrüklü sahadır. Orada bir Menemen Serbest Bölgesi var. Eyüp Sevim’lerinin de başkanı olduğu ve dericiler içindi. Bunun tam çizgisine yeni bir serbest bölge kurdular. Buranın ayrı gümrük müdürlüğü var şu an. Geçenlerde Cumhurbaşkanı onayladı. Belediyenin arazisini bir serbest bölge haline getirip bir vatandaşa satıp parayı katlama işleri inanılmaz boyutlara ulaştı. Onun dışında da zaten maşallah her gün yeni bir yeri satarak gidiyor. Bütün Seyrek’i satacak gibi duruyor” diye konuştu.
Türkiye’nin zorlu bir ekonomik süreçten geçtiğini belirten Aslanoğlu, pandemi ve depremin belediyeleri yıprattığını söyledi. Aslanoğlu, “Türkiye genelinde şunu biliyor olmamız lazım. Siyasetin dışında, ülke pandemi geçirdi. 2019-2024 arası ülke ekonomisinin battığı bir dönem. Özelikle belediye ekonomileri, şirket ekonomileri, ev ekonomileri çok kötü geçti. Pandemi üstüne Cumhuriyet tarihinin en büyük depremini yaşadık. Bu durum AK Partili belediyeler içinde geçerli. Belediyeler pandemi sürecinde bize ekmek getirmeye çalıştılar, çocuğumuza internet getirmeye çalıştılar, tablet dağıttılar. Belediyenin işi olmayan ne kadar iş varsa yaptılar. Çünkü evlere girmiştik ve hayatımızda böyle bir şeyin nasıl olduğunu da bilmiyorduk. 6 Şubat’ta yaşadığımız afet görüp göreceğimiz en büyük depremlerden bir tanesiydi. O dönem hepimiz bölgeye gittik. İzmir'in kaynaklarını götürdük. Bizim için temel yer Osmaniye’di. Osmaniye'de, Hatay’da konteyner kentler kuruldu. Oranın ihtiyaçları giderildi, her gün yemek dağıtılıyordu. İzmir'in bütçesi gitti. Hemen ardından seçim geldi ve seçim ekonomisi yapıldı. Merkezi hükümette de yerel hükümette de böyledir. İktidar da 14 Mayıs öncesi çok para harcadı” değerlendirmesinde bulundu.
Seçim sürecindeki halef/salef CHP’li Belediye Başkanları arasındaki tartışmaların normal olduğunu söylen Aslanoğlu, “Belediye başkanlarımızın neredeyse hepsi değişti. Birinin koltuktan kalkıp gitmesi zordur hele ki belediye başkanının. Bizde hem il belediye başkanımız değişti hem ilçe belediyelerimizin çoğu değişti. Yenisine alışana kadar bir zaman gerekiyor. Yeni bir fabrika açarken bile uyum sağlama sırasında muhakkak bir sürtünme, bir ısı olacak, çok normal. Ben Tunç Bey'le bir yıla yakın zaman çalıştım. Dolayısıyla belli bir süre sonra öğreniyorsun. Çayı nasıl içiyor? Kahveyi nasıl içiyor? Ya da o benim için öğreniyor. Bu öğrenme karşılıklı olur. Ama ben İzmir özelinde söyleyeyim. İzmir’de özellikle bu süreci çok başarılı yönettiğimizi düşünüyorum. Önce kurultayda genel başkanı, sonra geldik, büyükşehir belediye başkanını, çok sayıda ilçe belediye başkanı, meclis üyelerinin yüzde 80-90’nı değiştirdik. Bu kadar büyük değişimin olduğu yerde sürtüşmelerin olması doğaldır. Ben bunun iyi yönetildiğini düşünüyorum. Kimin payı varsa bunda teşekkür ediyorum” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile AK Parti Genel Başkanı arasında gerçekleşen normalleşme çalışmaları hakkında konuşan Aslanoğlu, “Toplumu kutuplaştıran bir aktör var. O aktör değişmediği sürece bu yapı çok değişir mi bilmiyorum. Biz zaten süreci yumuşama olarak değerlendirmiyoruz. Biz istişare süreçlerinin açıklığını savunuyoruz. Bunu parti politikalarında bir yumuşama vesaire diye de görmüyoruz. Onların açısından benim değerlendirmem şu; seçimi kaybediyorlar. Tekrar kazanabilmelerinin yolu kendi cenahını çoğaltmak. Bunun yolu da ilk önce geçirgenliği sağlamak. Karşı cenahtakilerin buraya gelmesini sağlamaları gerekiyor. Onun için Meral Hanım'ın saçlarının rengini değiştirip Külliye’ye gitmesi ve görüşmesi gerekiyordu. Teknik direktörler çok takım da değiştirse de oyuncu da değiştirse ana oyun şeklini çok değiştirmez. Bunu yürütecek ekibin de kalmadığını düşünüyorum. Türkiye'deki en büyük problemi tek adam iktidarı dediğimizde ne olduğu çok anlaşılmıyordu. Tek adam iktidarı bugün görülen şeydir. Biz Bursa’yı, İstanbul’u kazandık, AK Parti kaybetti. Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul'da doğru bir aday mı gösterdi? Ekrem Bey çok başarılı bir belediye başkanıydı ama Murat Kurum’da o kadar başarısız. Bursa'da, bizim bütün anketlerimizde karşı adayın kaybedeceği gözüküyordu. Kiraz'da ahalinin tamamının Kiraz Belediye Başkanı'ndan rahatsız olduğu görülüyordu Bergama'daki eksiklik görülüyordu. Ellerinde bir tek Kınık Belediye Başkanı'nın toplumsal karşılığı vardı? Ankara'da, Mansur Bey'in karşısına çıkartılabilecek daha kötü bir aday var mıydı? Adaylığı açıklandığı gün seçim bitti. Çünkü artık yakınında uyaran kimse yok, o beş adamı da yok. Kimse bir şey söylemeyince tek adam rejimi tek başına kararlar aldı” ifadelerini kullandı.
İBB’nin işten çıkardığı işçiler ile bugün görüşeceğini söylen Aslanoğlu, “Uzun yıllardır merkezi iktidar olamamamız ve yerelde çok uzun süredir iktidar olmamızın getirdiği bir sıkıntı var. Özellikle 2009-2010'dan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi bir parti devleti haline geldi. Geldikten sonra bizim çocuklarımızı türlü bahanelerle elediler. Doğru düzgün bizim çocuklardan hâkim, savcı olan yoktur. Devlet kademesinde kim işe girmek istediyse elediler. Polis, asker olmak istediyse de elediler. 2014-2015'ten sonra ordu da artık parti devletin bir parçası haline gelince, o işler de gitti. Şimdi çocuklar işsiz kaldıkça ne yaptılar? Belediyenin kapısına gittiler. İşten atılan çocuklar bizim. Biz sol partili bir belediyeyiz. O yüzden ülkede 17 bin liraya geçim olamayacağını bildiğimiz için daha fazla para verelim diyoruz. Ama ülkenin ekonomik koşulları da facia bir durumda. 2018-2019'dan bu yana aldığınız her şeyin fiyatı kaç katına arttı bilmiyorum. Gevrek kaç paraydı? Ekmek kaç paraydı? Şimdi kaç para? Ama aynı dönemde belediye hizmetlerine de bakın. Harçlar kaç paraydı, şimdi kaç para? Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet demiryolları, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ray kirasını bir yılda yüzde 350 artırdı. Yeniden değerleme rakamı değil, devletin açıkladığı enflasyon değil. Faturayı büyükşehire kesiyorlar sadece. Büyükşehir Belediyesi kim? Senin belediyen senin paran. Yoksa ben arkadaşlarımın özel bir durumu olduğunu düşünmüyorum. Örneğin Kiraz, belediyenin ne masrafı olabilir ki? Kiraz Belediyesi'nin makam arabası yok. Seçimden önce 300 kişiyi işe almışlar seçime 2 ay kala 300 işçi daha almışlar, yeni bir Kiraz kurmuşlar resmen. Belediyelere seçim döneminde fazla işçi alınmış. Zaten partili çocuklar. Partili çocuklar nereye gitsinler? Süleyman Demirel diyordu ki, ‘Karaman'da kaybolan kara koyundan ben sorumluyum’. Ben İzmir sınırları içindeki her şeyden sorumluyum. O belediye başkanı bunu yapmış, büyükşehir, belediye başkanı bunu yapmış, deme haklı olmayan biriyim. Haklı olarak da o çocuklar işten çıkartıldıklarında, bu partinin temsil makamı olan il başkanlığına gelmeleri çok normal. Kendileriyle bugün görüşeceğim. İlk günden itibaren il başkanlığına geliyorlar. Başkan yardımcılarımızla görüşüyorlar. Her gün oradalar. Düzenli olarak çay içmeye geliyorlar” açıklamasında bulundu.
Eylül ayında gerçekleştirilecek olan Tüzük kurultayındaki değişimden ziyade parti programının değişmesi gerektiğini söyleyen Aslanoğlu, “Medya özellikle CHP haberini okuyor. AK Parti haberleri niye okunmuyor? Banaller, renksizler. Biz daha renkli bir partiyiz, heyecanlı bir partiyiz. Bizim il kongremizin 8 ayı geçmiş, daha 16 ayı var. AK Parti’de kongre kararı varmış ama erteliyorlar. O kongreden ne bekleniyor? Hiçbir şey. Bizim parti sol gelenekten geldi. Bizde biat kültürü çok yoğun değil. Genel başkan da olsa karşısında bizde bir şeyler söyleyebiliriz. AK Parti'de böyle biri tarihte görülmemiştir, kuruluşunda yoktu. Bizde bu var diye belki kurultaylarımız hep medyanın ülkenin gündeminde. Partililerimiz tüzüğü değiştiğinde birçok şeyin değişeceğine inanıyorlar. Ben böyle olacağını düşünmüyorum. Çünkü tüzük daha çok bizim iç hukukumuzu anlatan bir metin. Tüzük değişikliğinden ne isteniyor? Ön seçim. Başka? Kocaman tüzükte başka bir şey yok mu? Ben çok hızlı bir şekilde parti programının değişmesi gerektiğine inanıyorum. Parti programımız eskidi. Çünkü çağ çok hızlı ilerliyor artık. Bir program yenilemesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Tüzük Kurultayı’nın genel başkanlık seçimi kurultayına dönüşmeyeceğini ifade eden Aslanoğlu, partide kimsenin böyle bir beklentisinin de olmadığını söyledi. Aslanoğlu, “Tüzük Kurultay’ının genel başkan seçimi kurultayına döneceğini düşünmüyorum. Medyanın çok okunsun diye yazdığını düşünüyorum. Ben önceki genel başkanımız Kemal Bey’in söylediklerinde böyle bir izlenime kapılmadım. Kemal Bey'i görmüş, tanımış biri olarak söylüyorum. Kemal Bey böyle sansasyonel işlerin bir parçası olacak biri değil. Tüzük Kurultayının genel başkanlık seçimi kurultayı dönmesini istediğini düşünmüyorum. Partide şu an il başkanları, ilçe başkanları örgütte bugün bir seçim olmalı, değişim olmalı diyen kimse yok, bende ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ