Dervişoğlu, Lozan Parkı'nda AK Parti'yi sert sözlerle eleştirdi!

PKK’nın fesih açıklamasındaki ifadelere tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, örgütün bildiriside Lozan Antlaşması’na yönelik saldırılara ağır ifadelerle yüklendi. “Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedidir” diyen Dervişoğlu, Lozan Antlaşmasını hedef almasının ardından Grup Toplantısı'nı Lozan Parkı'nda gerçekleştireceklerini duyurmuştu.
Müsavat Dervişoğlu’nun bugünkü grup toplantısını yapacağı Lozan Parkı’nda İYİ Partililer ağaçlara şehit askerlerimizin fotoğrafını koydu. Bu anlamlı hareket ise vatandaşların dikkatini çekti.
Dervişoğlu, Lozan Parkı’na geldi. Dervişoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.

Açıklamasında öne çıkan satırlar;

Bugün korkunun üzerine cesaretle yürüme günüdür. İstikbal harbimiz cesaret harbidir. O irade işte bugün burada dimdik ayaktadır.

2009'da Osla'da başlatılan 2015'de güya rafa kaldırılan çözüm süreci bugüne kadar sinsice getirildi. Lozan'ın sinsi düşmanları varmış. Bugün aynı çiçeğin tomurcuğu olarak açan MHP ve DEM, 2018'den 2024'e kadar muhalefeti entegre ettiler. Şimdi bu kirli oyunun giriş ve gelişme aşaması tamamlanmış, sonuç kısmına geçilmiştir.

Terörsüz Türkiye ile bugün terör örgütü ile ittifakla sağlanamaz, özgürlükle sağlanır. Siyaset yıllarca PKK yaftasıyla dizayn edildi. İktidar ortakları kendilerini teröristlerle eşitlemiş.

Sizin barış ile yutturmaya çalıştığınız saatli bir bombadır

Sizin barış ile yutturmaya çalıştığınız saatli bir bombadır. Tapu senedimiz olan Lozan'ı red ve inkar ederek Türkiye'yi işgalci ve soykırımcı ilan eden bu canilerle neyin pazarlığını sürdürüyorsunuz. Uniter yapımızı kast etmeye değinmişler mi? Teslimeyet ve yıkım sürecine asla müsade etmeyeceğiz.

Yarın meydanlar, sonra vatanın her yerinde her gün toplanmalıyız. Yoksa kurtaracağımız bir Cumhuriyet kalmayacaktır.

105 yıl önceki Sevr'in aktörleri yine karşımızdadır. Bu ihaneti durdurmak sorumluluğumuzdur. Devlet bizim, Cumhuriyet bizim, Mustafa Kemal Atatürk bizimdir.

Yüzlerce şehit varken biz 'hangi süreç var' diye sormayacak mıyız? Demokrasi yalanlarını inanacağız. Teğmenlerimiz ihraç edilecek, aldığı diploma iptal olacak, kendi vatanında ekmeğe muhtaç kalacak. Meydan meydan gezip şehite 'kelle' diyenler bizi 'ölümle beslenmekle' suçlayacak. Yüz yılın vampileri sizlere hesap sormaya geliyorum. Canilerle işbirliğiniz sorgulamaya geliyorum.

Türkiye'yi kaybetmekten çok, oy kaybetmekten korkuyorlar. Biz susmayacağız, bu oyunu bozacağız. Gerekirse bu Türk milleti için ölmeyi bile göze alacağız.

50 bin insanın katili, her biri bir öykü ve hayat. Bir aile için can ne demektir? Bu bedel ölçülebilir mi?