- Siyaset
- 10.05.2025 16:10
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat ile ilgili medyaya büyük görev düştüğünü belirterek, Bu süreçte mağduriyetlerin giderilmesini hatırlatma hususunda tabii ki medyaya da önemli görev düşüyor, medya zulme sessiz kalmasın dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret gerçekleştirmek ve İslam İşbirliği Teşkilatı 1. Bilim ve Teknoloji Zirvesine katılmak üzere Kazakistanın başkenti Astanaya gitmişti. Temasları sonrası yurda dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Birçok konuda kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Myanmar katliamı ile ilgili, Arakanda insanlık dramı yaşanıyor. O insanlar günlerdir aç susuz... Maalesef yolda vefat edenlerin sayısı yüksek. Kızılay, AFAD elinden geleni yapıyor. Başta Dışişleri Bakanlığımız olmak üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın çalışmaları sürüyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da bu hadiseyle ilgili bir oturum talebimiz var, o da kabul gördü dedi.
Erdoğan, Astana süreci hakkında ise şunları söyledi: Özellikle İdlib hakkında şunu söyleyebilirim. Ayın 14ünde yapılacak Astana Zirvesi önem arz ediyor. Şu anda İdlibde Rusya ile daha önce mutabık kaldığımız gibi süreci işletiyoruz ve bu şekilde süreç şu an çalışıyor. Rusya ile bu konuda aramızda herhangi bir ihtilaf söz konusu değil. İran ile de yaptığımız görüşmede ihtilafa konu olabilecek herhangi bir başlık gündeme gelmedi. Öyle zannediyorum ki Astana zirvesi sonrasında da aramızdaki sağlıklı görüşmeler bu şekilde devam edecektir. Gelişmeler olumlu istikamette sürüyor.
MEDYA ZULME SESSİZ KALMASIN
Cumhurbaşkanı uçağında yer alan ve 28 Şubatın sembol mağdurlarından gazeteci-yazar Yakup Köse kaleme aldığı kitabını Erdoğana hediye etti. Bu konuda konuşan Erdoğan, şunları söyledi: Bu süreçte mağduriyetlerin giderilmesini hatırlatma hususunda tabii ki medyaya da önemli görev düşüyor. Yakup Bey, bu ülkede üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir olayı anlattığı kitabını bize hediye etti. 14 yaşında bir çocuğun idama mahkûm olması düşünülecek bir şey değil. Benim de idama mahkûm edilmem istendi ama son anda yırttım. Bizi de apar topar götürüyorlardı. Niye şu yatırımı yaptık diye idamımızı istediler. O meşhur savcı vardı, Nuh Mete Yüksel. Baktık bizim idamımızı istedi, Allahtan adil bir hâkime rastladık da, bir de nöbetçi mahkeme çıkardılar. Dedim tezgâhı kurdular herhalde. Gerçek adalet sahibi olan Allah. Orada kararı verdi ve işi yırttık. Şimdi Yakupun kitabına bakınca çok üzüldüm, bir hâkim bir savcı böyle bir 14 yaşındaki masumu ne yapar da idama mahkûm eder. (Kendisi 11 yıl cezaevinde yatmış) O FETÖ denilen ahlaksız takımı, o namussuzlar nelere imza atmadılar. Sadece onlar değil. Yani beni de oraya götürenlerin verdiklerini size kimliği hakkında bilgi versem şaşarsınız. Adalet diye isteyenlerin şu anda kimliktaşları bunlar. Aynı kimliği taşıyanlar o kararları verdiler. Bir tanesinin ismini verdim size... (İHA)