Sayfa Yükleniyor...
23 yaşındaki otizmli Oğuz Tüfekçi, İzmir’de beş yıldızlı bir otelde kat görevlisi olarak çalışıyor. İşine her sabah bisikletle giden Oğuz, boş zamanlarında ise kendi yaşamını kaleme aldığı kitabında otizmin engel olmadığını anlatıyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Henüz 5 yaşındayken otizm teşhisi konulan Oğuz Tüfekçi, bugün 23 yaşında kendi ayakları üzerinde duran bir genç. Otizmli olmayı asla kendine bir engel olarak görmedi. Ailesinin de desteği ile hayata tutunmaya başardı, her zaman toplumun içinde yer aldı. Bungee jumping yaptı, seramik kursuna gitti, piyano çalmayı öğrendi… Şimdi bir işi var. Her sabah erkenden uyanıyor. Ailesinden yardım almadan hazırlanıyor ve bir iş sahibi olmasından duyduğu mutlulukla evden çıkıyor. Bisikletine atlayıp yaklaşık 4 aydır kat görevlisi olarak çalıştığı evinin yakınındaki otelin yolunu tutuyor. Hayata bağlılığı ile herkese örnek olmayı başaran Oğuz, boş zamanlarında ise kendi yaşamını kaleme alarak otizmin başarmak için engel olmadığını yazıyor. Yakın zamanda baskıya girecek olan kitabında, içinden geçtiği süreçleri ve çalışma yaşamını insanlarla paylaşmaya hazırlanan Oğuz, bir anlamda ‘içeriden bildiriyor’ bize. Oğuz şunları söylüyor: “Otelde işe başladığım için çok mutluyum. Artık gereksiz şeyler düşünecek, bir şeyleri takıntı yapacak vakit bile bulamıyorum. Bana çok iyi bir uğraş oldu. Bugün, ilk gün olduğu için biraz zorlandım ama zamanla alışacağım. Biraz utandım ama yeni insanlarla tanışmak beni çok mutlu etti. ‘Yoruldun mu?’ diye sorsalar dahi ‘Yorulmadım, bu işi çok severek yapıyorum’ dedim. Ailem de çok mutlu oldu. Ben yokken 3 saat duygulandılar, sevinçten ağladılar. Artık hiç kimsenin şakalarını yanlış anlamıyorum. Çünkü alınganlığı bıraktım. Alınganlığım genetik olarak babaannemden geliyor. Ondan bazı ağır şakaları kaldıramıyorum.”
BRANŞINI DEĞİŞTİRDİ
5 yaşındayken oğullarına otizm teşhisi konulan Tüfekçi ailesi, o dönem Kastamonu’da yaşıyordu. Kentte otizmli bireylere özel eğitim veren kurumların azlığı nedeniyle İzmir’e taşınmaya karar verdiler. Otizm teşhisi konulduğu günden bu yana evlatlarının hayatın içerisinde var olan bir birey olabilmesi için mücadele verdiklerini dile getiren 50 yaşındaki baba Ali Tüfekçi, Balçova İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde veteriner hekim olarak görev yapıyor. Eşi Nurhayat Tüfekçi ise, öğretmen. Aslen sınıf öğretmeni olan Nurhayat Tüfekçi, oğlunun özel durumundan dolayı branşını değiştirmeye karar verip, pedagojik formasyon eğitimi aldı ve özel eğitim öğretmeni oldu. Şu an bir okulda otizmli öğrencilerle ilgileniyor. 2 yaşındayken Oğuz’un durumundan şüphe etmeye başladıklarını belirten baba Tüfekçi, “Konuşmasında gecikme, göz teması kuramama ve dönen nesnelerin başında uzunca kalması gibi nedenlerle oğlumuzda bir farklılık olduğunu sezdik. O zamanlarda otizm konusunda çok farkındalık yoktu. Doktora götürdük fakat bir farklılık olmadığını söylediler. Ama bizim içimiz rahat etmedi. Bir de Ankara’daki doktorlara göstermek istedik. Doktorlar otizmden şüphelendi. Daha dikkatli davranmaya başladık ama Kastamonu’da imkanlar kısıtlıydı, özel eğitim veren kurumlar azdı. Oğuz 5 yaşındayken, tayin istedik ve İzmir’e taşındık. Kesin teşhis Ege Üniversitesi Hastanesi’nde konuldu. Bunu duyunca ilk anda dünyalar başınıza yıkılıyor, şok yaşıyorsunuz. Hemen özel eğitime başladı. Otizm çok büyük bir yelpaze. Oğuz, yelpazenin iyi bir yerinde. Hiçbir zaman pes etmedi. Şimdi her şeyi tam konuşuyor, anlatıyor” dedi.
AKRANLARI TARAFINDAN DIŞLANDI
Aldığı özel eğitim derslerinin yanı sıra Oğuz için 2002 yılında ilkokula gitme çağı geldi ve annesinin görev yaptığı okulda eğitim görmeye başladı. Bundan dolayı ilkokul ve ortaokul süresince herhangi bir sorun yaşamadı ancak lise çağına geldiğinde kayıt yaptıracak okul bulmakta zorlandılar. Tüfekçi, “Meslek öğrenebilmesi için meslek lisesine gönderdik. Tekstil bölümünde eğitim almaya başladı. 1. sınıftayken sorun yaşamadık ama 2. sınıfta dikiş makinalarının sesinden çok rahatsız olmaya başladı. hemen agresifleşiyor ve sinirleniyordu. Okulunu ve bölümünü değiştirdik. Muhasebe bölümüne kaydını yaptırdık. Ama agresifliği tam geçmedi çünkü okuldaki akranları çok acımasız davrandılar. Sürekli kızdırdılar, alay ettiler… Oğuz, orada çok zorluk yaşadı ama biz hep yanındaydık. Lise bitince acı gerçekler ortaya çıkıyor. Çünkü çocuk kendisinin farkına varmaya başlıyor. ‘Baba benim bir şeyler yapmam lazım evde sıkılıyorum’ diyordu. Bir süre halk eğitim kursları gönderdik. Sosyal gelişmesinin önemli olacağını düşündük. Hep insanlarla iletişim kurmasını sağladık.”
İŞE BİSİKLETLE GİDİYOR
Uzun yıllar bungee jumping yapan, 2 yıldır da haftada bir gün piyano dersleri alan Oğuz, boş kalan vakitlerini değerlendirebilmek için çalışmak istediğini söyledi. Oğulları için uygun bir iş arayışı içine giren Tüfekçi ailesi, evlerinin yakınlarında bulunan bir otele giderek insan kaynakları müdürü ile görüştü. Oğullarının çalışmayı çok istediğini söyleyen aile, otel idaresi tarafından iyimser karşılandı ve Oğuz 4 ay önce bu otelde kat görevlisi olarak çalışmaya başladı. Oğlunun oteldeki işini çok sevdiğini, her sabah bisikletiyle evden çıkıp tek başına işyerine gittiğini anlatan baba Tüfekçi, “İlk zamanlar bazı sorunlar yaşadık ama sonra baktık ki işi sevmeye başladı. Burada arkadaşları oldu. İş disiplini arttı. Para kazanmanın vermiş olduğu bir haz var. Çalışma hayatından memnun, çalışma arkadaşlarının da ondan memnun olması güven veriyor. Sabah saat 8’de çalışmaya başlıyor, akşam 4’te işten çıkıyor. İşe de tek başına bisikletiyle gidip geliyor. İşten çıkıyor spora gidiyor, spordan çıkıyor eve geliyor. Bu iş onun için büyük bir sosyal aktivite oldu; toplumda artık ben de varım diyebiliyor. İlk 2 ay biraz stres yaşadı çünkü deneme sürecindeydi. Başarısız olacağını düşünerek epey stres yaptı ama şimdi çok daha iyi. Artık 4. ayına girdi işyerinde. 3 kez maaş aldı. Aldığı parayı bankaya yatırıyoruz ve onun geleceği için birikim yapıyoruz. Biz onun hep arkasındayız ama bu iş ona manevi anlamda çok iyi geldi. Ben de bu toplumun içinde bir bireyim diyebilmesi için fırsat verdi” ifadelerini kullandı.
BANA DESTEK OLURLAR
Teşhis konulduktan sonra kısa sürede durumu kabullendiklerini ve “Oğuz için ne yapabiliriz?” diyerek mücadeleye koyulduklarını dile getiren anne Nurhayat Tüfekçi, “Çok korumacı olursak sosyalleşmesine engel olabilirdik. Elimizden geldiği kadar destekledik. Şimdi onunla gurur duyuyorum çünkü bize aile olarak çok şey kattı. Oğuz olmasaydı biz insani anlamda bu kadar gelişemezdik. Empati yeteneğimizi artırdı, hayata bakış açımızı değiştirdi. Bizim yaşam mimarımız hatta hayat koçumuz oldu. Onun sayesinde hep duyarlı insanlarla tanıştık. En büyük hayalim tek başına ayakları üzerinde durabildiğini görmekti. Bunu kısmen başardı. Devlet memuru olma şansı da yüksek ama şu an işini çok severek yapıyor. Ayrı eve çıksa tek başına yaşayabileceğine eminim ama kötü niyetli kişilere karşı savunmasız. Yalnızca kötü insanlarla karşılaşırsa diye gözüm arkada kalır” dedi. “Biz öldükten sonra ona ne olacak diye düşünürken; Oğuz, 4 yıl önce bizden kendisine kardeş yapmamızı istedi” diyen anne Tüfekçi, şunları söyledi: “Oğuz bir gün, ‘Benim kardeşe ihtiyacım var. Size bir şey olduktan sonra benim desteğe ihtiyacım olabilir ve kardeşlerim bana destek olur’ dedi. Tüp bebek yapmaya karar verdik. Aliçe ve Arda isminde ikiz kardeşleri oldu, şu an 3,5 yaşındalar. Ağabeyleri ile araları çok iyi. Birbirlerini çok seviyorlar. Oğuz’un hayalleri ailemizi de büyüttü. İkizler de bize pozitif enerji kattı. Oğuz’a da, bize de iyi geldiler. Bizim de gelecek kaygılarımız azaldı. Otizmli çocuklara sahip ailelerin büyük çoğunluğu dağılır. Ya baba ya da anne kabullenemez kaçar. Biz daha çok kenetlendik birbirimize, ailemizi büyüttük.”
KENDİ HİKAYESİNİ YAZIYOR
Oğlunun çok duygusal bir çocuk olduğunu ve kendini daha çok yazarak ifade ettiğini söyleyen anne Tüfekçi, “Karıncaları ezmemek için üstlerinden atlayarak yürür. Çok iyi kalpli bir genç. Onunla arkadaş gibiyiz. İçinde çok şey yaşayan ama duygularını yazarak ifade etmeyi tercih eden bir çocuk. Şu an bir kitap yazıyor. Kitapta kendi hayatını, küçüklüğünden bu yana otizmden dolayı neler yaşadığını anlatıyor. Bir kitapevi ile anlaştık bittiğinde kitap baskıya girecek. Kitabın adını henüz koymadı. Ayrıca ben de bir annenin gözünden otizmi anlatan kitap yazıyorum. O da bitmek üzere. İkisi de tamamen duygularla yazılmış kitaplar. Oğuz, neredeyse bütün işlerini kendi başına yapıyor. Ayrıca ev işlerinde de bize yardımcı oluyor. Kendi kendine yemek yapıyor, bulaşıklarını yıkıyor. Kişisel temizliğini tek başına kendisi yapar. Her gün duşunu kendi alır, tıraşını kendi olur. Kirli kıyafetlerini çıkarırı banyoya koyar, hep temiz kıyafetler ile dolaşır. Bize neredeyse hiç bağımlılığı kalmadı. Tek başına dışarı çıkar, gezer. İstediği lokantada gidip yemeğini yer, kendi alışverişini kendi yapar. Otizmli çocukları olan aileler, çok büyük hayallerden ziyade tek başına ayakta durmaları için neler yapabileceklerini düşünsünler. Çok mutluyum. Onunla gurur duyuyoruz” dedi.
İÇERİDEN BİLDİRİYOR
İnsanlarla güçlü iletişim kuran, tebessümü yüzünden eksiltmeyen Oğuz, iş arkadaşlarıyla da büyük bir uyum içinde çalışıyor. Oğuz, çalışmaktan duyduğu memnuniyeti şöyle anlattı: “Boş vakitlerimi değerlendirmek için bir işe girip çalışmak istedim. Evimize yakın bir otelde kat görevlisi olarak çalışıyorum. İşimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum çünkü burada çalışmayı ve iş arkadaşlarımı çok seviyorum, KPSS’ye de girdim ama asla memur olmak istemiyorum. Bir yandan da kendi hayatımı anlattığım bir kitap yazıyorum. İnsanların otizmi iyi anlamaları ve bilmeleri için yazıyorum bu kitabı. Yakında bitirmeye çalışacağım. Umarım yazdıklarım birilerine umut olur ve bu konuda bir farkındalık yaratabilirim.”
OTEL İDARESİ DE MEMNUN
Türkiye ve dünyadaki otizm gerçeğine dikkat çeken İzmir Özdilek Wyndham Grand Kat Hizmetleri Müdürü Gözde Özveren Kader, “Çok saygılı bir genç. Annesi babasının ailesinin yetiştirme tarzının çok büyük katkısı var muhakkak. Ben daha önce tanıştığım benzer durumdaki çocuklardan çok iyi bir yerde. Verilen görevi eksiksiz yerine getiriyor. Biz de ondan bazı şeyler öğreniyoruz. Kurallara uyan bir çocuk. Hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz” diye konuştu.
Haber Merkezi