6 ayda kanseri yendi şimdi umut dağıtıyor

Nadir görülen kanser türlerinden birine 2007 yılında yakalandı. 6 ay tedavi gördü, sonrasında kendisini kanser hastalarına adadı. Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Benli Gürkan, şimdi il il gezerek hasta ve hasta yakınlarına kanseri yenmiş biri olarak destek veriyor


  • Oluşturulma Tarihi : 13.09.2018 08:27
  • Güncelleme Tarihi : 13.09.2018 08:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
6 ayda kanseri yendi  şimdi umut dağıtıyor

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Evli ve iki çocuk annesi Sevil Benli Gürkan, 2007 yılında rutin kontroller için hastaneye gitti. Aslında hiçbir şikayeti yoktu ama yapılan kanser tarama testlerinin ardından nadir görülen kanser türlerinden birine yakalandığını öğrendi. Retroperitonel bölgede (karınla sırt arasındaki boşluk) 9.5x10 cm büyüklüğünde büyük bir kitle vardı. Hemen ameliyata alındı, kanserli dokusu temizlendi ve sonrasında 6 aylık tedavi savaşı başladı. Kemoterapi ve radyoterapi sürecinde pek çok genç-yaşlı kanserli arkadaş edindi. Hayatı da düşünceleri de değişmişti. Madem hastaydı, madem bu kadar hasta vardı çevresinde, hem kendisine hem de çevresindekilere faydalı olmalıydı. Tedavisi olumlu sonuç verdi. Kanseri yendikten sonra kendisini kanser hastalarına adadı. Şimdi 53 yaşında olan Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Benli Gürkan, 5 yıldır il il gezerek hasta ve hasta yakınlarına kanseri yenmiş biri olarak destek oluyor.



KANSERLE DANS SÜRECİ
2007 yılında rutin kontroller için doktora giden Sevil Benli Gürkan, hastalığı ile nasıl yüzleşmesini şöyle anlattı: “Doktor benden gerekli tüm testleri ve kanser tarama testlerini de istedi. Bu testler sonucunda CEA testinin sonucu yüksek çıktı. Bunun üzerine beni arayıp, ‘Hemen karın ultrasonu çektirip bana geliyorsun’ dedi. O günü hiç unutamıyorum bir cumartesi günüydü. İstanbul’a kuzenimin kızının düğününe gidecektik. Hazırlandık, sabah ultrasonu çektirip doktorumuza gösterir, oradan da yola çıkarız diye düşünmüştük ama hiç de düşündüğümüz gibi olmadı. Ultrason çekimine gittiğimde çeken doktor sürekli bana ‘Karın ağrın, bulantın var mı?’ diye sordu. Bende bütün sorulara ‘Hayır’ dedim. Sonucu aldık. Retroperitonel bölgede 9.5x10 cm büyüklüğünde bir kitle… Yıkıldık. Doktoruma gittik böbreğe çok yakın olduğunu hemen başka bir doktora gitmemizi önerdi. İstanbul programımızı söyledik. ‘Unutun hiçbir yere gidemezsin, bunu araştırmamız lazım’ dedi ve hemen önerdiği doktordan randevu aldık. Benim Kanserle Dans sürecimde böylece başlamış oldu” dedi.



ERKEN TEŞHİS İLE HAYATA TUTUNDU
Ameliyatın ardından aldığı kemoterapi tedavisi ile kanseri yenen Gürkan, “Basit bir kitle alınacak diye girmiştim ameliyatta çok rahattım. Aklıma hiç kötü bir şey gelmiyordu. Ağır bir ameliyat sonrası kendime gelmeye çalışırken; dördüncü günün sonunda metastatik kist adenokarsinom sonucuyla yüz yüze geldik. Sonuç kötünün de kötüsüydü. Acilen pet çekimimin yapılması gerektiğini söylediler. Benim kanser biraz değişik, teşhisi zor oldu. Hiç semptom vermeyen en son organ tutulumu olunca belli olurmuş. Hemen hastaneden randevumu alarak, özel bir görüntüleme merkezine pet çekimi için beni götürdüler. İlk patoloji raporum çok kötü gelmişti. Ama pet sonucumda vücudumda hiçbir kitle bulunamadı. Böyle olunca; eşim sağ olsun ‘Ben bu patolojinin tekrarlanmasını istiyorum’ dedi ve bütün aparatları alıp Ankara’da patoloji bölümü çok iyi olan bir üniversite hastanesine incelenmesi için verdi. Orada ileri boyama tetkikleri de yapılarak, yaklaşık 20 gün kadar inceleme yaptılar. Sonuç muhteşemdi. Hiçbir yayılım yoktu. Kalın bir zarla çevrili içinde kalmış kanser hücreleri ama koruma amaçlı 6 kür kemoterapi almam gerekiyordu. Eylül ayında kemoterapim başladı. Hastanede bakımımı kimseye bırakmayan 24 saat benimle olan eşim yine yanımdaydı ve kız kardeşim de. Ben kanserle dansımı bitireli 11 yıl oldu. Artık yıllık kontrollerimi yaptırıyorum. Çok şükür ben partnerimi yordum ve benle dans etmekten vazgeçti” ifadelerini kullandı.
HEM AĞLADIM HEM GÜLDÜM
Kemoterapi sürecinde yaşadıklarını anlatan Gürkan, “Saçlarım dökülmeye başlayınca kuaföre gidip saçlarımı kestirmedim. Sorulacak sorularla muhatap olmak istemiyordum. Eşim ile annem bir gün ‘Hadi alışverişe gidiyoruz’ dediler. Bana çok güzel bir peruk aldık. Bir ara eşim ortadan kayboldu. Nereye gittiğini eve gelince anladım. Benim için tıraş makinesi almıştı. O günü hiç unutamam. İki oğlumla birlikte beni banyoya oturttular ve bir güzel saçlarımı kestiler. Ben hem ağladım, hem güldüm. Eşim beni büyük bir sıkıntıdan, sürekli dökülen saçlarımdan kurtarmıştı. Ben keldim artık bizim evin keltoşuydum” dedi. Erken teşhisin önemine de değinen Gürkan, kadınlara şu uyarılarda bulundu: “Lütfen bir rahatsızlığımız olmasa bile yılda en az bir kez doktora gidelim. Yapılması gereken rutin testlerimizi yaptıralım. Birçok doktor yanıltıcı sonuç verebilir diye kanser tarama testlerini yapmıyor. Ama benim doktorum istemeseydi kanser tarama testlerim yapılmayacaktı ve yukarıda anlattığım nedenden dolayı kanser teşhis ve tedavisinde çok geç kalmış olacaktım. Ameliyatım öncesinde son derece sağlıklı ve düzenli sporunu yapan bir insandım. Hasta olduğuma kimse inanmamıştı ama her hastalık belirti vermiyor tekrarlıyorum lütfen kontrollerimizi aksatmayalım. Üşenmeyelim.”
FARKINDALIK YARATIYOR
Kanserle Dans Derneği’nin sağlıklı beslenmeden, terapi süresince desteğe, doktorlar tarafından kullanılan birçok terimin ne anlama geldiğine kadar; yalın bir dille, bireyleri bilinçli olmaya, doğru soruları bulmaya, düşünmeye ve soru sormaya teşvik etmeyi amaçladığını belirten Gürkan, “Derneğimiz 2013 yılının Ocak ayında Amerika’da kuruldu. Kurucuları Amerika’da yaşayan ve ailelerinde kanser geçmişi olan Türk bir aile. Önce Facebook’ta bir sayfa kuruyorlar, sayfanın takip edilmesi üzerine dernek kurmaya karar veriyorlar” dedi. Derneği internette araştırma yaparken gördüğünü ve sonra etkinliklerine katılmaya başladığını belirten Gürkan, “53 yaşındayım. 2007 yılında çok nadir görünen bir kanser türüne yakalandım. Erken tanı sayesinde atlattım. Uzun zaman gönüllülük yaptım ve geçen yıl da derneğin başkanı oldum. Dernek olarak amacımız farkındalık yaratmak ve halkı bilgilendirmek. Çünkü teşhis konulduktan sonra insanlar doktorlarla iletişim halinde oluyorlar. Biz buna birinci kademe diyoruz. Bizler ise insanları bilgilendiriyoruz. İlgi alanlarımız meme, kolon ve kadın kanserleri” ifadelerini kullandı.



İKİNCİ HAYAT
Kansere yakalandığını öğrenince hayatın çok kısa olduğunu, en önemli şeyin sağlık olduğunu ve bir günün bile boşa geçirmeden doyasıya yaşanması gerektiğini anladığını söyleyen Gürkan, şunları dile getirdi: “Allah bana ikinci bir yaşam şansı verdi. Artık eşimden gelen hiçbir gezi ve aktivite teklifini geri çevirmiyorum. Herkese de bunu tavsiye ederim. Her zaman ikinci bir şansımız olmayabilir. Benim en büyük destekçim eşim oldu. Tedavim sırasında da annemin ve babamın desteği unutulamazdı. Herkesin ve özellikle kanserle dans edenlerin eşleri sevgi dolu ve ilgili olsunlar diyorum. O dönemde sevgiye ve ilgiye çok aç oluyorsunuz ya da ben öyleydim bilemiyorum. Üç aylık kontrollerim sırasında hiçbir sonucumu bana aldırmadı. Önce kendisi alır, okur sonrada bana müjdeyi verirdi. Kanserle dans eden arkadaşlarıma inançlarını, umutlarını ve azimlerini hiç bırakmasınlar. Sevgi dolu olmalarını, kimsenin kendilerini üzmesine müsaade etmemelerini istiyorum. Ben öyle yapıyorum artık. Kanserle dans etmeyenlere de erken teşhisin çok önemli olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Çünkü her kanser türü belirti vermeyebiliyor benimki gibi... Bana gittiğim her doktor soruyor ‘Nasıl teşhis edildi’ diye tamamen tesadüf diyorum. Çok şaşırıyorlar. Çünkü retroperionel bölge (karınla sırt arasındaki boşluk olan bölge) bu tür kitlelerin büyümesine çok müsaitmiş ve organ tutulumu olana kadar hiç belirti vermezmiş. Organ tutulumu olunca da tahmin edebileceğiniz gibi çok daha zorlu tedaviler bizleri bekler oluyor.”

Haber Merkezi