Adı gibi hissettiren Ev Restaurant

ANIL YIKGEÇ

Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi (BEGOS) içinde yer alan Ev Restaurant samimi ve sıcak ortamı, lezzetli yemekleriyle size ev samimiyetini sunuyor. Sanayi bölgesinde olmasından dolayı ilk anda böyle bir yer beklemiyorsunuz. Fakat daha içeri girmeden bahçesindeki havayla sizi farklı bir yerin beklediğini anlıyorsunuz. Resorana girer girmez ise tıpkı ev gibi dekore edilmiş, samimi bir ortam buluyorsunuz. Birbirinden güzel, eski eşyalarla dekore edilen Ev’de, her köşede bir ayrıntı var. Herkes burada kendine ait bir parça bulabiliyor. Eski gırgır, fereje kolanyası, lambalar, şamdanlar, kaneviçeler ve daha birçok eskiye ait eşya anıları da yanında getiriyor. Aile yadigarları antika sandık, radyo, dikiş makineleri, ütü, havanlar, aile fotoğrafları… bahçede asmaltında cırcır böceklerinin sesi eşliğinde yemek yiyebilirsiniz. Bildiğiniz ev. Ev Restaurant’ın sahibi Canan Kırıkkaya, adı gibi hissettiren mekanı tamamen kendi dekore etmiş. A’dan Z’ye her şeyiyle ilgilendiği mekana ruhunu katmış.

ZORLU GÜNLER SONUNDA HAYAT BULAN RESTORAN

Restoranın isminin çok büyük bir anlamı olduğunu belirten Canan Kırıkkaya, “Adının çok büyük anlamı var. Eşim ve ben yatırım yapmayı seven girişimcileriz. Yaklaşık 7 yıl önce bir belde belediyeden bize teklif geldi. Mülkü Orman İdaresi’ne ait olan bir yerde yap-işlet-devret modeline göre yatırım yapacaktık. 33 hektarlık bir arazinin 12 dönümünde kompleksin inşaatı ve işletmeciliği biz yapacaktık. Proje çok güzel bir projeydi. Restoran, kır bahçeleri, spor tesislerinden oluşan bir kompleksti. 7 yıl sonra inşaatlardan hiçbir şey talep etmeden tesisi belediyeye devredecektik. O da Orman İdaresi’ne devredecekti. Belediyeyle sözleşme imzaladık. Haklar üzerimize devraldıktan sonra yaklaşık iki yıl boyunca inşaat sürdü. Halı saha, restoran ve kır bahçesi vb. projede ne varsa inşaatı tamamladık. 2009 belediye seçimlerinde beldeler kapatıldı. Beldeler ilçe belediyelerine bağlandı ve ilçe belediyesine bağlandı. İlçe belediyesi de siyasi yönden bana ters bir anlayış iktidar oldu ve yaklaşık üç ay sonra tek taraflı olarak sözleşmemizi fes ettiler. Elimdeki sözleşmeyi yok saydılar ve bütün eşyalarınızı alın ve alanı terk edin diye ihtarname çektiler. Bu insanlığa uyan bir davranış olmadığı için konuyu yargıya taşıdık. ‘Biz burada işgalci olamayız. Sözleşmeli kiracıyız’ dedik. Fakat maalesef bölge idare mahkemesi, yerel mahkeme bizi orada belediye başkanının yanlış işlem tesis ettiğini, burayı kendisinin yapıp işletmeciye kiraya vermesi gerektiğini söyledi. Mahkeme geri alma işlemi uyguladığını ileri sürdü. Yerel mahkeme aleyhimize sonuçlandı. Biz temyize verdik. Bizi oradan sadece ceketimizle dışarı attılar. Bir yıl boyunca oradaki eşyalarımı almadım. Onlar da dışarı atmışlar. Yepyeni eşyalar sokağa atılmıştı ve kötü durumdaydı. Restorandaki eşyaların çoğu oradan kalanlardır. O eşyaları fabrikanın alt katındaki depoya koyduk. Ben uzunca bir süre psikolojik tedavi gördüm. Çünkü bizler memlekete çivi çakma kültürüyle yola çıkmışken böylesi bir cezayı hak etmediğimizi düşünüyoruz. Mahkemelerimiz sürüyor. Maddi manevi zarar gördük. Ama hayat devam ediyor. Eşimle ‘Her işte bir hayır vardır’ deyip yeniden işlerimize sarıldık” dedi.

EVDE NE PİŞİYORSA BURADA DA O VAR

Zorlu günler yaşadıktan sonra kendini toplayıp işe sarılan Kırıkkaya, neden organize sanayi bölgesini tercih ettiğini şöyle anlattı; “BEGOS’taki fabrikamızın deposuydu burası. Sağlığım yerine geldikten sonra arkadaşlarımın da desteğiyle buradaki eşyaların kimini yıkadım, kiminin kumaşını değiştirdim, boyadık, süsledik. Onun için de adını büyük anlam ifade eden ‘Ev’ koydum. Dedim ki artık buradan beni atamazlar. Kendi evimdeyim. Yaptığı her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyorum.”

Dört ay önce açılan Ev Restaurant’ta menü de dekorasyon gibi aynı ev samimiyetinde. Ege mutfağının ağırlıkta olduğu Ev’in menüsü anlatan Kırıkkaya, “Dört ay oldu açılalı. Kendimizi tanıtmaya çalışıyoruz. Öğlen yemekleri açık büfe ve Ege mutfağı ağırlıklı. Güveç yemekleri, kızartma, sarma, dolma, kızartma, ev ekmekleri, her şey ev usulü. Burada ben bir şey hedefledim. Evine gidersin annen ya da eşin ne pişirdiğini bilmezsin. Akşam yemeği sürpriz olur. Ben de menüyü öyle belirliyorum. Annemden öğrendiğim bir şey vardı; eve aniden misafir gelirdi. Annem mevsiminde yaptığı konserveyi açardı. Turşu, sarma, dolma hepsini hazırlardı. Evimizde ne varsa misafire sunardı. Burada da aynı sistem var. Misafirlerimiz geldiğinde ne yiyeceklerini bilemiyorlar. Çeşit çok. Büfeden ne isterse alıp yiyor. Akşam ise bizim belirlediğimiz fiks menü var. Cuma ve cumartesi gitar dinletimiz oluyor” diye konuştu.

EGE MUTFAĞINI DÜNYAYA TANITIYORUZ

Canan Kırıkkaya Ev’in annesi gibi. Burada aşçı yok, servis elemanı yok, hatta hesap da yok! Canan Kırıkkaya servisi yapıyor, misafirler de kendileri hesap ödüyor. En ince ayrıntıya bile dikkat eden Kırıkkaya, “Şirketimizin bünyesinde çalışan bayanlar en iyi hangi yemekleri yapmayı biliyorlarsa onu yapıyorlar. Profesyonel aşçıyla da çalıştım ama o zaman restoran sistemine döndü. O yüzden onlarla çalışamadım. Ben burada tamamen ev samimiyetini oluşturmak istedim. Burada yemek yiyenler de tıpkı evlerindeki gibi buzdolabını açıp istedikleri içeceği alırlar. Açık büfeden tabaklarını doldururlar. Başı ağrıdığında ilacını kendi alıyor. Annene, anneannene misafirliğe gittiğin zamanki havayı burada koklatmaya çalışıyoruz” diye ifade etti. Sanayi bölgesi olduğu için akşam etrafta kimse kalmıyor fakat yine de bilenlerin geldiğini belirten Kırıkkaya, “Akşam buralarda kimse kalmıyor ama ‘Abla evde misin?’ diye telefon edip geliyorlar. Burayı bilen geliyor. Bilmeyen gelmiyor. Burada iki tane çok güzel düğün yaptık. Yer önemli değil, ne yediğin de önemli değil. Hangi hisle yapıldığı ve kiminle olduğun önemli. Doğumgünü, sünnet, düğün organizasyonları yapabiliyoruz. İşten bunalan işadamları burada soluklanıyor. Yurtdışından çok misafir ağırlıyoruz. Organize sanayi bölgesi olduğu için ithalat ve ihracatın yoğun olarak yapıldığı bir bölge. O yüzden fabrikaların yurtdışından gelen misafirlerini burada ağırlıyoruz. Onlara da Ege mutfağını tanıtma şansımız oluyor. Yabancıların da çok hoşuna gidiyor. ‘Kendimizi evimizde gibi hissettik’ diyorlar” dedi.

Birçok kişinin markalaşması ve şubeler açması konusunda destek aldığını söyleyen Kırıkkaya, “Bana böyle bir konseptin olmadığını benim ilk olduğumu söylediler. Markalaştırmak istediler. Şubeler aç dediler. Önümüzdeki günlerde başka şubeler açmayı düşünüyorum. Adı Ev, tarzı ev ve her evde bir hikaye ve her evde bir yaşanmışlık vardır. Burada bir ev var. İçinde de onları bekleyen güzleryüzlü insanlar var” diye konuştu. 

Haber Merkezi