Sayfa Yükleniyor...
Macera Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Toprak Özmen ile birlikte bir araya gelerek kulüp bünyesinde yapılan çalışmaları ve bundan sonraki yapılacak olan etkinlikleri konuştuk
EMİNE YALÇIN
Macera Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Toprak Özmen, İzmir aşığı bir insan olduğunu ve uzun yıllar boyunca bir kamu kurumunda memur olarak görev yaptığını da söyledi. Yıllarca kişisel gelişim ile ilgilendiğini vurgulayan Özmen, Aslında hayatımızda bizi mutlu edebilecek olan şeylere yöneldim. Mutluluk üzerine birçok seminer vererek daha fazla insana mutluluk kavramını anlatmayı hedefledim. Kişisel gelişim bu hayatın bir yolculuğudur. Ölene kadar devam eden bir süreçte diyebiliriz. Hayatta her an karşımıza yeni şeyler çıkıyor ve her an bizlerde bir şeyler öğreniyoruz. Bu yüzden kişisel gelişim üzerine kitap ve köşe yazıları yazdım. Ama doğa benim için çok ayrı bir noktadaydı. Sonrasında benim hayatımda doğa sporları daha ağır gelmeye başladı. İnsanlarla bir arada olmayı insanlarla bir şeyleri paylaşmayı zaten seviyordum. Doğa sporlarında bunun daha da yoğun olduğunu görünce doğa sporlarını daha da sevmeye başladım. Yaklaşık 6 yıldır da doğa sporları üzerine yöneticilik yapıyorum. Yaşamayı seviyorum. Aynı zamanda hayatı güzel buluyorum ve hayatı güzelleştirmek adına bir şeyler yapmak için çaba gösteriyorum. Hayatı güzelleştirmek isteyenler içinde naçizane örnek oluşturmaya çalışıyorum dedi.
EKİBİMLE BİRLİKTE MACERAYI KURDUK
Macera Kulübünün resmi kuruluşunun 2014 yılının Nisan ayı olduğunu söyleyen Özmen, aslında bu kulübün kökenine bakıldığında 6 yıllık bir fikir olduğunu da sözlerine ekledi. Özmen, öncesinde bir kamu kurumunun dağcılık ve doğa sporları kulübünü kurduklarını belirterek, Bu kulübü zamanla geliştirdik. Marka haline getirdik. Fakat bürokratik engellerden dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Zaten zaman içerisinde de o kulüp kapandı. Orada aslında ulaşmak istediğim şeylere çok yakındım. Ama bürokrasi işin içine girince olmayacağını gördüm. Sonrasında bir hastalık atlattım. Bir dinlenme süreci geçirdim. Üzerine tüm enerjimi toplayıp iyi bir ekip oluşturdum. Ekibimle birlikte Macera Kulübünü kurduk şeklinde konuştu.
İNSANOĞLU YAPTIKLARIYLA DOĞAYI YOK EDİYOR
Özmen, 2015-2016 sezonunun Macera Kulübü için devleşme yılı olacağını açıklayarak, Mutluluk nedir diye sorarsanız; mutluluk, anda kaldığımız anların verdiği duygunun bütünlüğüdür. Peki mutluluk kalıcı nasıl oluyor derseniz; daha fazla anda kalmak ile oluyor. Doğa, spor ve toprak ile uğraşan insanlarda mutsuzluk kavramının olmadığını görüyorsunuz. Genel olarak o insanların odaklandıkları bir şey var. Bir antidepresan görevi görüyor. Günümüzde artık insanların pek çoğu zaten antidepresan kullanıyor. Mutlu olduğumu ve mutluluğu sağladığını gördüğüm için eğildiğim bir konu. Bununla beraber doğanın içine girdikçe aslında doğaya ne kadar zarar verdiğimizi ne kadar bozduğumuzu ve ne kadar bozmakta olduğumuzu görüyoruz. İnsanoğlu hırslarıyla egosuyla yaptıklarıyla doğayı maalesef yok ediyor. Bina dikilen yerde artık yeşil alanlar azalıyor. Hatta yok olmaya yüz tutuyor. Bununla beraber oradaki mevcut ola canlı yaşamı da yok oluyor. Hayvanlar doğaya aitken biz hayvanları doğadan alıp şehre getiriyoruz. Doğalarını bozuyoruz. Ya da yaptıklarımızla o canlıları doğadan kaçırıyoruz. Bunları gördükçe bir şeyleri değiştirme ihtiyacı duyuyorsunuz. Bizde doğa kültürünü vermek üzere insanları doğaya götürmeye başladık diye konuştu.
ENERJİ GENÇLİKTE
Macera Kulübünün aslında bir gençlik kulübü olarak kurulduğunu ifade eden Özmen, İzmirde doğa sporları dendiğinde genel olarak yaş ortalamasının yüksek olduğunu ileri sürdü. Macera Kulübünün gençlerin gidebildiği bir kulüp haline geldiğini söyleyen Özmen, Bir yaş limiti koyduk. 45 yaş sonrasını almıyoruz. Yaş limitimizi aşan kişileri diğer kulüplere yönlendiriyoruz. Biz gençlerin gidebileceği etkin olabilecekleri bir kulüp olsun istedik. Çünkü enerji gençlikte. Gençler eleştirilerini daha yapıcı yapabiliyorlar. Bu görevleri yarın biz gençlere bırakacağız. Kulübümü en iyi noktaya getirdiğimde bu bayrağı ben başka birisine bırakacağım. O kişide genç biri olmalı ki yeni bir enerji gelsin ifadelerini kullandı.
HER GÜNE BİR ETKİNLİK
Özmen, Macera Kulübünün neredeyse her gününde bir etkinlik olduğunu belirterek, hayata geçirdikleri faaliyetleri şu şekilde sıraladı: Doğa yürüyüşleri yapıyoruz. Kaya tırmanışları yapıyoruz. Gittiğimiz yerlerde mevcut olana mağaralara ve dere yataklarına giriyoruz. Kanyonlarda yürüyoruz. Rafting yapıyoruz. Bir noktadan başka bir noktaya kayarak tel üzerinde gidiyoruz. Dalış yapıyoruz. Bisiklet sürüyoruz. İzmirde bir ilk olarak Yıldız Pikniği yaptık. Çocuk etkinlikleri olarak piknikler düzenliyoruz. Kolejleri doğa sporları ile tanıştırdık. Arkadaş gezileri yapıyoruz. Denizin farklı koylarını görebilmek adına tekne e mehtap turları yaptık. Bowling turları düzenliyoruz. Dost buluşmaları yapıyoruz. Maskeli balolar yapıyoruz. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Onkoloji Bölümüne yardım amaçlı bir eğlence düzenledik. Elde etmiş olduğumuz gelir ile oradaki çocuklarımıza televizyon aldık. Haftada bir gün o çocuklarımızı motive edebilmek adına eğlendirmeye gidiyoruz. Soma kazası olduktan 40 gün sonra hem Karşıyaka Çarşı çıkışında hem de Kıbrıs Şehitleri Caddesinde bulunan Sevinç Pastanesi önünde lokma döktürdük. Eğlenirken insanlar iyi şeyler yapabilir sloganı ile İl Sağlık Müdürlüğü ile irtibat haline geçtik. Organ bağış kampanyasında bulunduk. Ramazan ayı dolayısıyla 3 kere Yeryüzü Sofrası kurduk.
BABA İLE OĞUL MAÇA GİTMEK YERİNE KAMPA GELSİN
Bir yere bağlılık olacaksa gönül bağı ile olsun diyen Özmen, resmi üye sayılarının ortalama 35 olduğunu ifade etti. Özmen, Sosyal medyada 12 bin kişilik bir gruba hitap ediyoruz. 12 bin üyenin takibi çok zor. Bunun için biz minimum üye sayısı ile hareket ediyoruz. Bizim için önemli olan resmi üye sayısı değil. Hadi şuraya gidiyoruz dediğimizde yaklaşık 200 kişi ya da binler toplanıyorsa çok büyük bir kulübüz demektir aslında. Profesyonellerinden AKUT ve AFAT eğitmenlerinden eğitim alarak kendi içimizde bir arama kurtarma ekibi oluşturuyoruz. Bunu da olağanüstü hallerde müdahale edebilmek için yapıyoruz. Bundan sonraki etkinliklerimiz daha adrenali yüksek olacak şekilde planlıyoruz. Anneler ve çocuklar ve Babalar ve çocukları olarak bir kamp planımız var. Aileler arasında bazı bağları değiştirmek adına. Baba ile oğul maça gitmek yerine kampa gelsin diyoruz. Onları yarıştıralım diyoruz. Engellilere yönelik uluslararası bir projemiz var. Bu proje bir belgesel projesi. Alt yapı çalışmaları bitmiş durumda. Şimdi hayata geçme zamanı. En kısa zaman içerisinde planlayarak hayata geçireceğiz. Adımız macera ama bir spor kulübüyüz aslında. Biz hayatın bir macera olduğuna inanıyoruz. Hedefimiz sporun farklı alanlarında var olabilmek. Amaç herkesin bir araya geldiği bir organizasyon gerçekleştirmek. Bizim Türkiyenin en iyi spor kulübüyüz şeklinde bir iddiamız yok. Biz sadece iyi etkinlikler yapan özel bir kulüp olmayı planlıyoruz. Aynı zamanda bizim ticari kaygımızda yok. Biz kaliteli iyi insanlardan oluşan iyi bir kulübüz. Daha da iyi olmak istiyoruz dedi.
ÖZGÜVEN BİR NUMARALI ÖLDÜRÜCÜ UNSUR
Özmen, yapılan faaliyetlerin riskli olduğuna dikkat çekerek, özgüveninde bu noktada bir numaralı öldürücü unsur olduğunu söyledi. Mümkün olduğunca insanları uyardıklarını belirten Özmen, En büyük sorun insanların egoları. Ben bilirim ya da ben yaparım diye düşünüyorlar. Geçtiğimiz yıl bir etkinlikte bir arkadaşımızı neredeyse havada yakaladım desem yeridir. Çünkü elimi uzattım tutmadı. Adımını attı. Ayağı kaydı. Son anda yakaladım. Eğer ki yakalamasaydım o arkadaşımızı orada kaybetmiştik. Yine o arkadaşımızın o andaki özgüven boşluğu. Çünkü elimi tutsa hiçbir şey olmayacaktı. Biz eleyici bir kulüp olduğumuz için herkes gelemiyor bu kulübe. Beklentileri yüksek ya da toplumca mız mız dediğimiz insanlar gelemiyor. Standartlarımız var. Ama standartlarımızı insanlara göre oluşturmuyoruz. Genel kitleye göre standartlarımızı oluşturduk. Gelenler bile bir etkinlik sonrası eleniyorlar. Daha çok biz aile gibiyiz. Genciz. Çılgınız. Her an her şeyi yapabilecek kadar deliyiz. Ama bir o kadarda kaliteli ve dengeliyiz. Çünkü toplumsal değerler çok önemli bizim için. Çocukların gözü önünde yanlış olan bir şeye doğru diyemeyiz. Kendi yanlış bulduğumuz bir şeye başkasının yapmasına müsaade edemeyiz şeklinde konuştu.
BAYRAM GİBİ OLALIM
Bayramlarının, barışı, kardeşliği, sevgiyi anlatan günler olduğunu vurgulayan Özmen, sözlerini şu şekilde tamamladı: İzmirde sevginin, barışın, hoşgörünün ve saygının şehirdir. Ramazan ayında yapmış olduğumuz etkinliklerde de İzmir gibi olmalıyız dedik. İzmirde bu seviyede kitle çok yüksek. Biraz daha egolarımızdan uzaklaşalım istiyoruz. Biraz daha insanları kabul eden daha birleştirici olmalıyız diye düşünüyorum. Herkesin Ramazan Bayramını kutluyorum. Bununla beraber bayramı kutlarken bayram gibi olalım diyorum. Hayatın bir köşesinde mutlu olun da nasıl olursanız olun. Herkesi doğaya davet ediyorum.
Haber Merkezi