Sayfa Yükleniyor...
Şiiri sokak ve mekânla buluşturma, insanların arasına katma, günlük işlerden biri haline getirme fikrinden beslenerek ortaya çıkan şiir sokakta anlayışı İzmir duvarlarını da süslemeye devam ediyor. Şiir sokaktanın İzmirdeki kurucularıyla yaptığımız keyifli röportajı sizlere aktarıyoruz
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL RÖPORTAJ
Şiiri sokağa çıkarıyoruz, otobüse bindiriyoruz, banklarda oturtuyoruz. Telefon kulübelerinde konuşturuyor, sessiz yığınların sesi yapıyoruz. Para üstünü ona veriyoruz, yolda yürürken başkası bulsun diye elimizden düşürüyoruz. İnsanlar şiiri evlerden ve kitaplardan dışarı çıkararak, insanı ve şiiri bir yere kapatmadan, şiirsel bir derinliğe indiriyor. Böylece şiir aslında her yerde. Özellikle de sokaklarda. Sosyal paylaşım sitesi Facebookta İkinci Yeni adlı sayfada başlatılan #şiirsokakta etkinliği, başladığı andan itibaren çok sayıda şiirsever tarafından destek gördü. Etkinlik sadece Facebookta kalmayıp, Twitter ve Instagram gibi sosyal paylaşım sitelerinde de hızla yayıldı. Sosyal paylaşım sitelerinde yapılanlar fotoğraf yüklemek, sohbet etmek ve komik videolar paylaşmaktan ibaret değil sadece. Kültürel ve sanatsal iletişim de sağlanabiliyor. Mülteci Yalnızlığım ve İçimdeki Haziran adlı iki şiir kitabı çıkaran Vedat Aras, şiirleri kitaplardan alıp duvarlara, sokaklara taşıdı. İzmirde etkinliği ilk başlatanlar arasından bulunan Aras sorularımıza içtenlikle cevap verdi.
Okurlarımıza kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
İnternet Gazeteciliği ve İktisat bölümü olmak üzere iki bölüm mezunuyum. Gazetem Ege, Yenigün Gazetesi ve Habertürk Gazetesi gibi kurumlarda çalıştım. 2000'lerin başında şiirle tanıştım. Şiirlerim çeşitli edebiyat dergilerinde yer aldı. 4 şiir ödülüm var.
Şiir sokakta akımını İzmir'de ilk başlatanlar arasındasınız. Sizi buna yönelten eğilimler nelerdi?
Akım demek doğru olmaz, alternatif şiir anlayışı ya da şiire yeni bir nefes verme biçimi denebilir. Sokaklar; sanat için halk ile buluşmanın en kolay yoludur. Şiiri dar alana, salonlara tıkmamak için sokakları tercih ettik. Yaklaşık 2 yıl boyunca Kemeraltı'nda Şiir Sokakta adı altında şiir dinletileri düzenledik. Dinletilere yaklaşık 30-40 şair katıldı. Şiir sokakta, insan içine çıktığında özgür olur. Bizde buna inandığımız için Şiir Sokakta dinletileri başlatmıştık. İlgi gayet güzel ve kalabalık oluyordu.
Daha önceden böyle çalışmalar yapılmış mıydı?
Buna benzer olmuş olabilir fakat şiirin geleceği için yaptıklarımız farklı.
Çalışmayı gerçekleştirdikten sonra olumlu olumsuz herhangi bir karşılık aldınız mı?
Denilebilir ki ismimi edebiyat dünyasına sokaklar duyurdu, aldığım ödülleri sokaklar sayesinde aldım. Bundan daha iyi ne olabilir ki? İlk başta küçük çaplı başlattığımız dinletirler bir süre sonra Türkiye çapına ulaştı. Çeşitli şehirlerden dinletilere katılmak isteyen şair/yazarlar oluyordu.
Neden duvarlar, neden sokaklar? Bu bir dışavurumculuk mu?
Şiirin iktidarı olmaz, şiir baskıya boyun eğmez. Sokaklar her zaman insan ve sanat için en büyük alternatiftir. İnsan tepkisini ve itirazını sokak değil de nereye yapabilir ki? Gezi olayları ile beraber duvar yazıları başladı diyebiliriz. Şiir adına iyi mi kötü tartışılır. Ama şunu belirtebilirim; Duvarda yazılan parça sözler akıl da kalıcı olabilir fakat parçalar bütünü yansıtmaz. Sanatın en iyi beslendiği ve en özgür olduğu yer sokaklardır. Birçok müzisyen arkadaşım, sokak müzisyenliği yapıyor. Sokak sanatçılarının en güzel yönleri egodan ve kibirden sıyrılmalarıdır.
ŞİİRLİYORUZ SOKAKLARI
İsmini vermek istemeyen bir diğer kurucu ise, Sokakta yayınevi yok, editör yok, seçiciler ve seçkinler yok, şiir yıllıkları yok, jüri yok, piyasa yok. #ŞiirSokakta, itaatsiz ve çıplak! dedi.
Kurucu, Sokaklara şiir yazma eylemine bir isim bile verdik; şiirleme dedik, şiirliyoruz dedik sokakları. Telefon kulübeleri ve bankları işaret ettik ilk gün, şiirin naifliğine uygun yerlerdi çünkü. Kirliliğe neden olmamalı, herkesin sahipleneceği bir hareket olmalı dedik. Her yere yapılmamalı ve slogan yazar gibi sprey boya ve badana fırçası ile yapılmamalı dedik. Şiirsel naifliği koruyacak yerlere ve kimseyi rahatsız etmeden yapılmasını istedik. Küfür ve argoyu kullanmamaya çalıştık. Kalem ve kitaplarla sokağa çıkmanın üstünü özellikle çizdik. Geldiğimiz noktada, herkesin sahiplendiği ve herkesi kucaklayan birleştirici bir akım oldu. Bazen insanlar istedikleri yöne çekse de akımı, ortaya çıkış amacı sadece ve sadece şiirdir. Kısaca tamamen özgün bir oluşumdur dedi.
Kamuya ait yerlere ve özel mülke giren yerlere şiir yazmayınız. Kimsenin yaşam alanına müdahale etmemek gerekiyor. Başkasının haklarına ve sınırlarına da saygı göstermeliyiz sözleri kurucularımızın sizden ricası. Sokak müzisyenlerini ele alırken bir kültürü yeniden inşa ettiklerini söyledik. Şiiri duvarlara, sokağa taşıyanlarda aynı şekilde birden fazla kültürü yansıtıyor. Yalnız kültürün ne şekilde aktarıldığı da önemli. Kimi duvarda yazılı şiirleri berduşluk olarak atfederken, kimi de sanat olarak nitelendiriyor. Dediğim gibi ne şekilde yansıttığınız önemli. Benite, Sanat; ne bir oyun ne de bir eğlencedir, o ancak ruhun dışarıya vurarak, kendisini göstermesi ihtiyacıdır der. Ruhunuzu sanatla doyurmanız dileğiyle.
Haber Merkezi