- Yaşam
- 12.06.2025 11:27
Alsancak Devlet Hastanesinin yan tarafında bulunan taksi durağı önünde deri ayakkabısı satarak geçimini sağlayan Metin amca, el bebeği göz nuru ayakkabılarıyla semtin simgesi haline geldi
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Aslen Egeli olan 74 yaşındaki Metin amca, Alsancak Devlet Hastanesi yanında bulunan taksi durağı önünde deri ayakkabısı satıyor. Metin amca, 8 yaşından beri baba mesleği olan bu işi sürdürüyor.
Evinin bir odasına kurduğu küçük atölyesinde elinin emeğiyle yaptığı ayakkabıları onun bu hayattaki en büyük uğraşı. 8 yaşında tezgaha oturdum diyerek sözlerine başlayan Metin amca, zamanında sigortaya ödeme yapmadığı için şu an emekli maaşı alamadığını belirtti: İzmirin yerlisiyim. 8 yaşında tezgaha oturdum. 74 yaşındayım. Kısa bir süre Çimentaşta çalıştım ama sonra yapamayacağımı anlayınca bırakıp tekrar deri ayakkabı yapımına devam ettim. Evimin bir odasını atölyeye dönüştürdüm. Orada yapıyorum ayakkabılarımı. Haftada 6 ya da 7 çift yapıyorum. Yaşlandığım için sadece bu kadar yapabiliyorum. Elimden daha fazlası gelmiyor. Tansiyon hastasıyım bir de oda yapmam için bir engel. Çiftini 35 TL ye satıyorum. Gerçek deri olanları ise 40 TL. Tek model yapıyorum, farklı modeller yapamıyorum. Daha doğrusu önceden yani gençken, babamla çalışırken farklı modeller yapıyordum ama şu an maalesef sadece bunları yapmakla yetiniyorum. Emekliliğim yok günlük harçlığımı çıkarmak adına bu işi sürdürüyorum. Zamanında sigortaya ödeyemedik şimdi de ceremesini çekiyorum.
MESLEK YOK OLMAYA YÜZ TUTMUŞ
İşi öğrenmek isteyen insanın olmadığını açıklayan Metin amca, deri ayakkabı için malzemenin de zor bulunduğunu ifade etti: Satış fazlada olsa yapamam. Çünkü talep çok olduğu zaman gidip ayakkabıyı yapacak, dikecek gücüm olmuyor. Çırak olarak birini yetiştirmek istesem bu işi öğrenmek isteyen insan yok. O kabiliyette insan bulunmuyor. Çünkü para kazanan bir iş değil. Babamlar 4 kardeşti. Hepsi de ayakkabıcıydı ve rahmetli oldular. Bu iş babadan oğula geçti bize. Ben ne yazık ki oğluma gösteremedim. Dediğim gibi bir getirisi yok. Ben bu sebepten çocuklarıma öğretmek istemedim. Birde emeklilik durumu da yok. Zaten bir oğlum tek var. Diğerleri kız. Onlarında yapabileceği bir iş değil. Malzemesi de zor bulunuyor. Gaziantepten getiriyorum malzemeyi, kimi zamanda Işıkkentten alıyorum. Gaziantepte yapılan ayakkabılar çarık biçiminde daha çeşitli ve zengin. Orada deri ayakkabıcılığı gelişmiş durumda. Bakırcılar Çarşısına bir gidin çarşı ayakkabıdan geçilmiyor. Bir kültürü yaşatmaya devam ediyorlar. Fabrikalaşmaya karşı çıkıp onlara inat adamlar elleriyle ilmek ilmek işliyor ayakkabıyı. Burada öyle değil ama. Hazıra alışmış büyükşehir insanı. İnsan gücünden çok makine gücünün önemi var artık.
HAK ETMEDİĞİM BİR PARAYI ALAMAM
Yaşlılık maaşı alma imkanı olmasına rağmen bundan yararlanmak istemeyen Metin amca Benden kötü durumda olan insanlar var diyerek sözlerine ekledi: Bazı arkadaşlar yaşlılık aylığı için müracaat et diyorlar. Hak etmediğim bir parayı almak istemiyorum. Elimin emeğiyle harçlığımı çıkarıyorum zaten az çok. Fazlasında gözüm yok. Benden daha kötü durumda olan yaşlılar görüyorum. Çoluk çocuğu bakmıyor. Onlar daha çok ihtiyaç sahibi. Benim alacağım maaş onlara gitsin.
Ben elimden geldiğince çocuklarıma dahi muhtaç kalmamaya çalışıyorum. Bana maddi anlamda yardımcı olmaya çalışıyorlar ama kendi ihtiyaçlarımı var gücümle kendim karşılamaya çalışıyorum. Yaşlılık maaşı alırsam var diye ona güveneceğim. Sonra da işi bırakacağım tembellik yapıp.
NEFES OLURDU BANA
4 çocuğu olan Metin amcanın eşi 14 yıl önce mide kanseri rahatsızlığından vefat etmiş. Çocukları mağdur olmasın diye evlenmeyen Metin amca, Yaşlı adamım kızım. Eşimde yok. Çocuklarım mağdur olmasın, üvey anne sıkıntısı çekmesin diye evlenmedim de. Ama biraz pişmanım keşke evlenseydim. Bir nefes olurdu bana. Vaktim geçsin diye o nefesi burada, yıllardır yaptığım bu işle almaya çalışıyorum. Diğer insanlar gibi kahveye gidip oturamam. Sevmem öyle boş oturmayı. Buradan geçen insanların bana selam vermesi bile maddi kazançtan daha değerli. Birkaç gazeteci daha gelip haberimi yapmaya çalıştı. Hakkımda olumsuz şeyler yazılmış. Kızım gösterdi sonradan. Maddi anlamda çok kötü durumda olduğumu, insanların bana değer vermediğini, kimsenin emeğime saygı göstermediğini anlatmışlar. Hâlbuki böyle bir durum asla olamaz. Bir gün camiye gitmesem hemen anında ararlar, Metin amca bir şey mi oldu nerede kaldın, neden gelmedin, göremedik seni diye. Hatta 17 senedir burada bu ayakkabıları sattığım için el emeği var diye emek var diye, ihtiyaçları olmamalarına rağmen gelip benden alanlar var. Sadece ayakkabı almak için değil benimle bizzat muhabbet etmek için gelenler dahi var. Çünkü yıllardır bu taksi durağının önünde, bir adım yana kaymadan, hep aynı taş üzerinde oturan bir insan olduğum için, İzmir insanını gözlemleyip çok iyi tanımaya başladım. Haliyle anılarda, sohbetlerde fazlalaştı. O eski İzmir nerede diye soranlar cevabı almak için benim yanıma geliyor. Bu taksi durağının önü dışında başka hiçbir yere gitmiyorum. 17 yıldır müşteri beni burada görmeye alıştı. Birde oturmam gereken bir yer olmalı, ayakta duramıyorum. Burası da rahat o açıdan diye konuştu.
Konu açılmışken Eski İzmir insanı nasıldı diye sormaktan da geri kalmadık. Metin amca şöyle tanımlıyor: İzmirin eski yerlileri daha münevver daha hatır naz insanlardı. Şimdiki insanlar gününü geçirmeye bakıyor.
ÇOK YORULDUM
Makine kullanmayan, yaptığı ayakkabıları tek tek eliyle işleyen Metin amca bir çifti 70 kere elden geçirdiğini açıkladı: Önceki hafta toplamda 8 çift yapıp bıraktım. Çünkü çok yoruldum. Daha fazlasını yapmam imkansız zaten. Benden şimdi 20 çift isteseler mümkün değil yapabilmem. Bir çırak alsam kazandığım para ne beni kazandırır ne de onu. Eskiden babamlarla çalıştığım zaman günde 10 çift yapardım. Çünkü o zamanlarda televizyon, telefon yoktu. Bizi meşgul eden araçlar olmadığı için ilgimizi hep bu işe vermiştik. Şimdi öyle mi bu araçlar yüzünden insanlar hem işten hem kendilerinden uzaklaşmış. Sabah 6da otururduk tezgaha akşam 11 e kadar. Ama şu an sabah 11 de geliyorum akşam 4te evde oluyorum.
BU İŞİ YAPTIĞIM İÇİN PİŞMANIM
Metin amca işi devam ettirdiği için yaşadığı pişmanlığı anlattı: Keşke bu işi yapmasaydım dediğim zamanlar oldu elbet. Hem kazandıran bir iş değil hem de çok yorucu. Farklı meslekleri tercih eden yaşıtlarım varlık sahibi oldu, çok güzel yerlere geldi. Ama ben yıllardır yerimde sayıyorum. İşi yapmamaya karar verdiğim dönemde annem ve babam rahatsızlandı, üstüne birde evlendim, çoluk çocuk derken birikim yapmaya, başka bir alana kaymaya vakit olmadı. Sonra çocuklar büyüdü onları okuttum. Onların üniversitesiyle uğraşırken kendimi emekli yapamadım.
Yine de çok şükür demeyi unutmayan Metin amca, insanlık ve dostluk vurgusu yaparak, Bunlara değer vermek varken iki üç kuruş için birbirimizle savaşmak çok garip. Bana yoldan geçen biri selam verdiği zaman beni ihya ediyor.
METİN AMCA DURAK İSMİ GİBİ OLDU
Metin amcanın önünde oturup ayakkabı sattığı taksi durağı şoförlerinin de görüşlerine yer verdik: Kimseye zararı olmayan bir insan Metin amca. İnsanlığıyla, efendiliğiyle dikkat çekiyor zaten. Hele el emeği bu ayakkabıları muazzam. Zabıtalarla da bir sıkıntısı yok amcamızın. Çünkü onlarda onun varlığına alıştılar ve kendisini her gün burada görmekten keyif alıyorlar. Müsamaha gösteriyorlar. Zaten büyük bir ticarette yapmıyor Metin amca. Kim gelip ona sen şu suçu işliyorsun diyebilir ki? Bir sıkıntı yaşadığı zaman biz bölge esnafı olarak anında müdahale ediyoruz. O Alsancakın simgesi neredeyse. Her ne kadar çok tanınmasa da. Burada el emeğiyle işini yapan, kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleğin son ustalarından olan bir Metin amcamız var, bilmeyenlerde varsa gelip tanışsın. Çünkü onun istediği birkaç kuruş para değil bir samimi sohbet. Dilinden dostluğu, sevgiyi esirgemeyen bir insandan kötü işler çıkmaz zaten. Biz taksici arkadaşlarla birlikte burada Metin amcayla bağdaştık adeta. Metin amca durak ismi gibi bir şey oldu. Nereye götürelim diyoruz Metin amcanın olduğu yere diyorlar. Gelmediği gün muhakkak gözlerimiz onu arıyor. Direk kendisine ulaşmaya çalışıyoruz. Yaptığı iş gerçekten saygı duyulacak bir iş. Bu işi yapacak insan yok artık.