Çocuğu okula başlayanlar dikkat!

Çocukların ve ailelerin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri, çocukların ilkokula başlama dönemidir. Bayramdan sonra başlayacak 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı’nda çocuğu okula yeni başlayacak olan aileler için Uzman Psikolog Aslı Yıkgeç Şen’den öneriler aldık


  • Oluşturulma Tarihi : 25.09.2015 08:28
  • Güncelleme Tarihi : 25.09.2015 08:28
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çocuğu okula başlayanlar dikkat!

ANIL YIKGEÇ

(ÖZEL HABER)

İlkokul döneminin çocuğun hayatında büyük ölçüde değişikliği beraberinde getirdiğini belirten Şen,  bu dönemde çocukların, yetişkinle dünyasına büyük bir adım daha yaklaşmış olduklarını ifade etti. İlkokul çağlarında üst düzey zihinsel işlevlerin geliştiğini söyleyen Uzman Psikolog, “7 yaşlarından itibaren çocukların problem çözme yetenekleri, mantık yürütme becerileri, soyut kavramları, karmaşık kuralları anlama, sembolik oyun oynama düzeyleri ve karşısındakinin niyetini, bakış açısını anlama becerileri gelişir ve yetişkinlerinkine benzemeye başlar. İlkokul çağlarında üst düzey zihinsel işlevler planlama, zaman kavramı ve zamanı planlayabilme, organize olma, kendini kontrol etme gibi, hızla gelişir. Çocuk, bu yaşlarda okul öncesi (0-6 yaş) dönemden daha çok yönlü düşünebilmeye başlar. Okul öncesi dönemde çocuklar benmerkezcidir, çok yönlü sınıflama yapamazlar, başkalarının niyetlerini bakış açısını anlamada zorlanırlar, mantık yürütme, sembolik oyun oynama becerileri sınırlıdır. Bunun yanı sıra ilkokul çocuğun daha fazla sorumluluk aldığı, daha bireyselleştiği ve bağımsızlaştığı bir süreç. Anasınıfları ve kreşlerde öğretmenle çocuk ilişkisi daha annevaridir, ilkokul döneminde öğretmen çocuklara daha fazla sorumluluk verir; öğrenciden kendi görevlerini takip etmesini, sorumluluk taşınmasını kendini planlayıp organize edebilmesini bekler. Dolayısıyla öğretmen rolü daha hakimdir” dedi.

ÇOCUĞUNUZ OKULA HAZIR MI?

İlkokulun, çocuğun hem bilişsel açıdan hem de sosyal ve psikolojik açıdan farklı bir ortamın içine girdiği dönem olduğuna dikkat çeken Şen, çocuğun ilkokula ne kadar hazır olduğunun çok önemli olduğunu belirtti. Çocuğun ilkokula ne kadar hazırsa adapte olmasının o kadar kolay olacağını dolayısıyla çocukların okula hazırlık düzeyinin bilinmesi gerektiğini ifade eden Şen, “Çeşitli okul olgunluğu testleri çocuğunuzun okula hazır olup olmadığını anlamanıza yardımcı olabilir. Ancak okul öncesi dönemde ortaya çıkmış olan sıkıntılar var ise bunlar bizim için daha çok yol göstericidir. Örneğin, çocuğun anaokulu ya da kreşe adapte olmakta beklenenden fazla güçlük çekmesi, bazı kavramları öğrenirken sürekli birbiriyle karıştırması, bazı nesne ya da kavramların isimlerini ısrarla karıştırması, konuşma gecikmesi, çizim becerileri beklenenden zayıf olması, arkadaş ilişkilerinde beklenenden fazla sorun yaşaması, dikkatinin beklenenden daha dağınık ya da aşırı hareketli olması gibi göstergeler varsa mutlaka bir uzmana başvurup daha ayrıntılı bir gelişimsel değerlendirme yapılması gerekir. Okula sosyal ya da gelişimsel olarak hazır olmayan bir çocuğun adapte olması beklenemez” diye konuştu.

“OKULDAN POZİTİF OLARAK BAHSEDİN”

Ailelerin çocuğa okulla ilgili olumlu ve güzel şeyler anlatması gerektiğini de söyleyen Şen, “Okula adaptasyondaki önemli noktalardan biri çocuğun okulu pozitif yönleriyle algılamasını sağlamaktır. Çocuklar ilkokulun farklı bir sistem olduğunun, onlardan daha fazla şey bekleneceğini fark ediyorlar, okuma-yazma öğreneceklerini biliyorlar ve bu durum çocuklar üzerinde oldukça stres yaratan bir durum. Çünkü herkesin dört gözle kendisinin okumayı sökmesini beklediğini biliyorlar ya da erken okuyan çocukların toplumda ne kadar öne çıktığının farkınalar. Daha önce pek üzerinde durulmayan ödev kavramı hayatlarına giriyor ve rekabetin daha yüksek olduğu bir ortama geçiyorlar. Sonuç; okul kaygı verici bir yer. Dolayısıyla okula karar verme sürecinden başlayarak kendi okul anılarınızı anlatmaya kadar hiçbir süreçte çocuğa okulla ilgili negatif bir geribildirim vermemeye ya da negatif bir paylaşımda bulunmamaya dikkat etmek önemli. Çocuklar sizi dinlemiyor gibi görünse de çevrelerindeki konuşmaların farkındadırlar, çocukların duymayacağı zamanlarda olumsuz düşünceleri paylaşmak gerekir. Okul değerlendirmelerini çocukların yanında yapmamalı, okulun olumlu yönlerinden bahsedilmelidir. Elbette bu olumlu yönleri çok abartırsak yapay görünecektir. Bu paylaşımları günlük hayattaki konuşmaların içine yedirmeliyiz, diğer türlü doğallığını ve inandırıcılığını yitirir” ifadelerini kullandı.

ALIŞMA SÜRESİ BİRKAÇ HAFTA

Hangi okula gedeceği ile ilgili çocuğa fikir sorulmaması gerektiğine de değinen Uzman Psikolog Aslı Yıkgeç Şen, şöyle konuştu; “Bu yaşlarda çocuklar çok yönlü düşünüp karar veremezler, bu yetişkinlerin alacağı bir karadır. Okula karar verildikten sonra çocuk dönem başlamadan önce gideceği okula götürülmeli fiziksel olarak gösterilmelidir. Bu çocuk için önemli bir geçiş sürecidir. Okul ilk başladığında çocuğun ayrılmak istememesi, ağlaması beklenen bir durum. İlk birkaç hafta annenin okula bırakıp evde karşılaması ya da okuldan alması çocuğun alışma süresini daha rahat geçirmesine yardımcı olur. İlk adaptasyon sürecinin 2-3 hafta içinde son bulması beklenir. Çocuk 3 haftadan daha uzun süre ağlama, okula gitmek istememe, fiziksel yakınmalar gibi şikayetlerde bulunuyorsa sınıf öğretmeni ve okulun rehber öğretmeniyle iletişime geçip çözüm aranmalıdır. Eğer buna rağmen şikayetler devam ediyorsa mutlaka bir uzmandan destek alınması gerekir.”

Uzman Psikolog Şen, ilkokulun çocuğun daha fazla sorumluluk aldığı, daha bireyselleştiği ve bağımsızlaştığı bir dönem olduğunu söyledi.

Haber Merkezi