Sayfa Yükleniyor...
Çok sayıda engelli birey, akülü aracın girememesi, asansör olmaması ve engelli rampası bulunamaması nedeniyle ev bulamıyor. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Kuyumcu, sektörün erişilebilir konuta odaklanması gerektiğine dikkat çekiyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Engelli bireyler, kimseye bağımlı olmadan rahatça girip çıkabilecekleri evlerin hayaliyle yaşıyor. Ancak, bahsedilen evleri bulmak şu an için imkansız görünüyor. Çünkü onların deyimiyle ‘engelsiz konut’ üretilmiyor. Özellikle bedensel engelliler, özel durumlarına uygun asansörlü, rampalı, kapı genişliği tekerlekli sandalyeye uygun evler bulmakta zorlanıyorlar. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, “İnşaat sektörü ve mimarlar erişilebilir konut dendiğinde gereksiz ekstra iş, maliyet ve sorun algılıyor. Bugün yapılan konutlar; hiçbir engeli olmayan, sağlık sorunu olmayan, yaşlanmayacak olan kişiler için yapılmaktadır. Bence Türkiye’de üretilen konutlar hiç kimse için uygun değil. Çünkü konutlarda erişilebilirlik, ulaşılabilirlik yok” diyor.
HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİRLİK
Engellilerin her evde oturma şansı olmadığının altını çizen Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, “Erişilebilir konut tek başına özgürlük sağlamaz. Erişilebilirlikte kentin tamamı, sosyo-kültürel mimari çevre, peyzaj alanları, okullar, iş yerlerinin bütün olarak erişilebilir olmasından bahsetmemiz gerekiyor. Tekerlekli ve akülü sandalye kullanıcıları, baston kullanıcıları, çocuk arabası sürenler, yürüteç kullananlar, işitme engelliler, görme engelliler, zihinsel engelliler, koli ve valiz taşıyanlar, yaşlılar için herkes için erişilebilir mimari zorunludur. Öncelikle konuya bakış açısı değişmeli. Maalesef toplumu oluşturan her bir insan engellilere acınacak, zavallılar olarak baktığı için ürün ve hizmet üretimi yapmıyor. Erişilebilirlik herkes için gerekiyor. Kimse engelli olmasın adayı da olmasın ancak herkes erken ölmezse yaşlanacak ve yaşlılıkta da erişilebilirliğe ihtiyaç var. Bugün yapılan konutlar; hiçbir engeli olmayan, sağlık sorunu olmayan, yaşlanmayacak olan kişiler için yapılmaktadır. Bence Türkiye’de üretilen konutlar hiç kimse için uygun değil. Çünkü konutlarda erişilebilirlik, ulaşılabilirlik yok” dedi.
SORUNLARLA KARŞILAŞIYOR
Bir engellinin konut alabilmesi için öncelikle kendini satıcıya kabul ettirmek gibi bir zorluğu olduğunu ifade eden Kuyumcu, “İnşaat firmalarının satıcıları, engellilere konut satmak istemiyorlar. Bu yanlış zihniyetlerinin kaynağı da engelliler olursa başkaları konut almaz zihniyetidir ve tamamen yanlıştır. Otoparka bakıyoruz, maalesef uygun değil. Otopark var konuta ulaşım yok. Otopark var, konuta ulaşım için asansör uygun değil. Asansöre ulaşımdan önce çoklukla merdiven var. Bina girişine düz mü diye bakıyoruz, merdiven ve uygun rampaya bakıyoruz. Olması gereken rampa eğimi yüzde 6, yapılanların eğitimi ise hayati tehlike oluşturacak kadar yanlış. Rampanın genişliği minimum 120 cm olması gerekiyor, tutunma barı gerekiyor bunların hiç biri yok ya da yanlış. Asansörler küçük, kapılar dar, görme ve işitme engelliler için gerekenler yapılmamış, yani asansör tehlike yaratıyor. Konut katına çıkmayı başarırsak giriş kapısına ve iç kapılara bakıyoruz. Giriş kapısının minimum 90 cm olması gerekiyor ama değil. İç kapılar da çok dar ve genellikle hem içte hem de dış kapıda eşik var. Mutfak ve banyonun kullanımına bakıyoruz maalesef hiç biri uygun değil. İnşaat firmalarının çoğu inşaata başlamadan konutları satışa sunuyorlar, bu aşamada ‘konutlarında erişilebilirlik düzenlemesi isteyenler için mimari düzenlemeleri ücretsiz yapıyoruz’ duyurusu yapmaları talebi arttıracaktır. Bu noktada otopark, ana girişler, asansörler, kapılar herkesin kullanımına uygun standartlar da yapılacağını varsayarak, konut içinde de minik mimari değişiklikler konutu engelsiz erişilebilir hale getirecektir. Konut satışını arttıracak ve herkes rahat, huzurlu ve konforlu yaşayabilecektir” ifadelerini kullandı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM!
Kentsel dönüşümün erişilebilir konut açısından önemli bir fırsat olduğunu savunan Kuyumcu, şunları söyledi: “Bunu ilgili bakanlıklara defalarca bildirdik, talep ettik. Ancak kentsel dönüşümdeki en önemli müteahhit olan TOKİ bile erişilebilirlik standartlarına uymuyor. Sadece ruhsat almak için zorunlu oldukları mimari düzenlemeleri yapmış gibi yapıyorlar. İyi sonuç almak için mimarların ve inşaat firmalarının konuyla ilgili alanda saha çalışması yapan ve talepleri bilen danışman bulundurmaları gerekiyor. İnşaatları tasarlayan mimarların herkes için tasarım ilkesine göre mimari tasarım yapmaları gerekiyor. Denetleyenlerin erişilebilirlik konusunda kesinlikle taviz vermemeleri gerekiyor. Türkiye’de belediyelerin örtülü ödeneklerini müteahhitlerden karşıladıklarını bunun için de inşaatlarda kanunsuzluğa göz yumduklarını biliyoruz ve bunu söylemeliyiz ki bu yanlış sistemi değiştirebilelim.”
GEREKSİZ MALİYET ALGISI
İnşaat sektörü ve mimarların engelliler için erişilebilir konut anlayışını değerlendiren Kuyumcu, “İnşaat sektörü ve mimarlar erişilebilir konut dendiğinde gereksiz ekstra iş, maliyet ve sorun algılıyor. Bu algıyı değiştirmenin yolu, konuyu zavallı engellilere konut yapımı olarak görme yanlışını bırakıp erişilebilir konut herkese lazım bana da lazım olacak düşüncesiyle hareket etmeleri lazım. Kullanıcılar ise giriş kapısından başlayarak, asansörü, otoparkı ve konut içini başka birinin yardımı olmadan özgürce rahat ve güven içinde kullanabileceği konut olarak algılıyor ve talep ediyor. Sektör de engelsiz erişilebilir konut üretimini sorunlu görmekle birlikte satılamaz olarak görüyor. Sektörde çalışan insanların engellilerle ilgili algıları yanlış olduğu için hizmet ve sunumları da yanlış oluyor. Engelliler ve ailelerine nasıl davranacaklarını dahi bilmiyorlar. Taleplerinin ne olacağını bilmiyorlar, bunları bilmedikleri için de konunun dışında kalmak istiyorlar. İnsanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar ve uzak dururlar. Bu konuda bizler iletişim, davranış ve talepler konusunda eğitimler verip sonrasında da danışmanlık yaparak bakış açılarını değiştirmeye çalışıyoruz. İmar yönetmeliğinde engelsiz erişilebilirlikle ilgili birçok madde olmasına rağmen mimarlarda uymuyorlar ya da sadece ruhsat alabilmek için uyuyormuş gibi görünüyor. Buna örnek otoparklardır. Otoparkları yanlış çiziyorlar, yan yana otoparklardan tekerlekli sandalyeli birinin nasıl ineceğini bile düşünmüyorlar. İnme mesafesi zorunlu olmasına rağmen tasarıma koymuyorlar. Zorunluluk hissetmiyor olmalarının sebebi konunun yeterince denetlenmeyecek olduğunu biliyorlar ya da rüşvet çarkı ile çözüleceğini biliyorlar. Erişilebilir olmasa da projelerinin onaylanacağını biliyorlar” dedi.
ERİŞİLEBİLİR TASARIM YEMİNİ
Erişilebilir mimari konusunda eğitimcilerin yeterince duyarlı olmadığını söyleyen Kuyumcu, şu ifadeleri kullandı: “Mesleki eğitimlerde, öğrencilere engelsiz erişilebilir yaya yolu, okul, tuvalet, konut, sosyal tesis, turizm tesisi gibi yerler tasarlamalarını istiyorum. Tasarlıyorlar ancak maalesef bölüm hocaları erişilebilirlikle ilgili olanları ‘bunlar gereksiz niye çizdin’ deyip çocukların şevkini kırıyorlar. Maalesef öğretmenlerimizin birçoğunun tavrı engel yaratıyor. Engelsiz erişilebilir mimari konusunda eğitimcilerin yeterince duyarlı olmaması önemli engeldir. Mimar doğru çizerse, mühendis doğru uygularsa, belediye doğru denetlerse engelsiz erişilebilirlik konusunda doğru yol alırız. Mimarlara neden erişilebilirliğe dikkat etmiyorsunuz diye sorduğumda, ‘Bana parayı müteahhit ödüyor onun istediğini çizmek zorundayım’ diyor. Bende bu söyleme karşı ‘O halde mimarlık fakültelerini kapatalım mı, müteahhit daha çok para kazanmak için kafasına göre bina yapsın mı, mimarlara gerek yok mu, mimarlık eğitimi varsa müteahhidin istediğini neden çiziyor’ diyorum. Mimarlar Odası, herkes için erişilebilir tasarıma uygun olmayan projelere onay vermemelidir. Erişilebilirlik standardına uymayan mimarların ruhsatını iptal etmelidir. Kanunlar ve standartlar varsa ve uygulanmıyorsa konu bireylerin keyfiyetine kalmış demektir.”
Haber Merkezi