‘Engelsiz’ erişim istiyoruz

Engelli vatandaşlar, ulaşım ve erişim sorunlarına çözüm bekliyor. Gündelik yaşamlarındaki her alanda karşılaştıkları bu probleme, özellikle yerel yönetimlerden daha fazla hassasiyet istiyorlar. Biz de bu durumu ve engelli sorunlarını, Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Başkanı Erdem Çerçioğlu’na sorduk


  • Oluşturulma Tarihi : 30.11.2015 08:42
  • Güncelleme Tarihi : 30.11.2015 08:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
‘Engelsiz’ erişim istiyoruz

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL RÖPORTAJ

Engelli vatandaşların erişim sorunlarına yeterli özen gösterilmiyor. Vatandaşlar kent içi ulaşımdan, sosyal imkanlara kadar birçok konuda ‘engele’ takılıyor. Kamu kurum ve kuruluşları bile engelli vatandaşlara yeterli imkanı tanımıyor. Engelliler hakkındaki kanunun takibi yapılmadığı için, erişim düzenlemesi yaptırmayan kurumlara yaptırım uygulanmıyor. Engelli vatandaşlarımızın hayat standardını iyileştirmekten uzak kalınıyor. Biz de tüm bu sorunları Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Başkanı Erdem Çerçioğlu ve engelli vatandaşlar ile görüştük.

Kanunen ne gibi uygulamaların yapılması zorunlu kılınıyor?

5378 sayılı kanuna göre, kamu kurum ve kuruluşlarına 1 yıllık bir süre verilmişti. Daha sonra o süre de uzatıldı ancak 7 Temmuz itibariyle tanınan süre bitti. Bundan sonrası için cezai işlemlerin uygulanması gerekiyor. Bu kanuna göre kuruluşlar, engelli vatandaşlarımız için hissedilebilir yüzey adını verdiğimiz, zemin döşemeleri gibi erişim imkanı tanıyan işlemleri yapmak zorunda. Bu yüzeyler engelli vatandaşlarımız için bir referans kaynağı. Bir bakıma da yol ve yön bulma materyali. Ancak bunun halen daha uygulanmadığı yerleri görüyoruz.

Bu alanda denetimler yapılmıyor mu? Yaptırmayan kurumlar var mı?

Bu uygulamanın yapılıp yapılmadığını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı il müdürlüklerinin komisyon kurarak incelemesi gerekiyor. Ancak kanunen süre dolmasına rağmen ne yazık ki bu denetimler yapılmıyor. Şuan için cezai işlem uygulanmıyor hiçbir yerde. Ancak ilerleyen dönemlerde bu denetimler yapılacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın harekete geçmesi, il müdürlüklerince faaliyetlerin başlaması gerekiyor. Çünkü tüm sorumluluk onlarda bulunuyor. Yapılan araştırmaya göre 33 bin civarında kamu kurum binası tespit edilmiş. Bunlardan yalnızca 3 bin 200 tane binada erişim imkanları iyileştirilip, dönüştürülmüş. Zaten bu binaların yüzde 100’ü de dönüşmüş durumda değil. Bir kısmına bu şekilde uygulama yapılmış. Bizi üzen nokta da bu. 2015 yılını bitiriyoruz fakat halen daha bu devirde bile engelli insanımız evinden dışarıya çıkmakta zorlanıyorsa, burada toplumsal olarak bizim düşünmemiz gerekir. Şapkamızı önümüze koyup muhakeme yapmamız gerekir. Çünkü medeni ülkeler bunları aşan ülkelerdir. Bizim bu çıtaya yaklaşmamız gerekiyor. Bu bilinç düzeyine gelmemiz için çalışmamız lazım. Eğitim almamız lazım.

Özel kuruluşlar ve şirketler nasıl bakıyor bu duruma?

Böyle bir tabloda, özel şirketlerin zaten bu imkanları sağlamasını beklemek hayalcilik olur. Bu şirketler zaten kamudaki kötü örnekleri görüyorlar, kendileri yapmıyorlar. Devletin binasında yoksa özel şirket binasında nasıl olsun. Önce kamu kurumlarında bu düzenlemeler eksiksiz olmalı. Oralarda denetlemeler yapılmalı. Ama dikkat edersiniz denetim yapılmıyor bile. Bu şartlar altında ticari amaç güden özel kuruluşlardan herhangi bir şey bekleyemiyoruz bile. Özel okul ve kolejlerin bile özrü olan öğrenciyi okula kabul edip, kayıt yaptırmadıklarına şahit olduk.

Kent içi ulaşımda nasıl zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Bizler kentte ulaşım zorluğunu neredeyse her alanda çekiyoruz. Yani engelli insanlarımız zaten evinden çıkamazken, o kaldırımları aşamazken, nasıl otobüs duraklarına ulaşsın. Biz Büyükşehir Belediyesi ile bir toplantı gerçekleştirdik. Belediye toplu taşıma araçlarında engellilere yönelik düzenlemeleri yapıyor. Ancak çok büyük eksiklikler göz ardı ediliyor. Biz bu toplantıda dile getirdik. Yani insanları evinden çıkarıp, o otobüs duraklarına getiremedikten sonra araçlara yapılanlar anlamsız kalıyor. İnsanlar evinden çıkıp o duraklara, o noktalara erişemiyorlar zaten. Çok büyük sorunlar var. İnsanları önce dışarı çıkartmalıyız. Sonra sosyal etkinliklere ulaştırmalıyız. Ama her şeyden önce o vatandaşı evinden çıkaralım.

Engelli vatandaşlarımızın ne gibi eğitim sorunları var?

Eğitim olmadan erişim bekleyemezsiniz. Özürlü Memur Seçme Sınavı adı verilen bir sınav çıkarıldı. Eğitim veremeden bir sınava tabi tutmak yanlış bir uygulamadır. Bu sınavda vatandaşlarımızın başarılı olmasını beklemek gerçekçi olmaz. Engelli vatandaşlarımız yeterince eğitim alamıyor. Belediyeler nüfusa oranla kişi başına pay alıyorlar. Hükümetten destek alıyorlar.  Ancak sürekli alınan destekleri kendi kafalarına göre kullanıyorlar. Bizleri hesaba katmıyorlar. Yollar yapılırken, çevre düzenlemeleri yapılırken bizler hep göz ardı edilmişiz. Mesela otobüslerin engellilere neden ücretsiz olduğunu bilmemiz lazım. Sağlıklı her bireye sağladığı hizmeti engellilere sağlayamadığından dolayı engellilere ücretsizdir. Eşit davranılmadığı için ücretsizdir.

Başka projeleriniz ve çalışmalarınız var mı?

Engellilere yönelik kurslarımız oluyor. Dışarıdan okullarını sürdüren arkadaşlarımız var. Onlara yönelik destekleyici kurslarımız var. Yeni bir projemiz daha var. Sabun üretimi başlattık. Onunla ilgili de çalışmalarımız sürüyor.

Dernekte bulunan engelli vatandaşlar da sorunlarını dile getirdi. Vatandaşlar özellikle özel işletmelerin hizmetlerinden faydalanamadıklarını ve rahat seyahat edemediklerini belirtti. Engelli dernek üyelerinden Süreyya Karagülle yapılan uygulamaları yetersiz bulduklarını ifade etti.

Ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Aklıma ilk gelen şeyi söylemek istiyorum. Örneğin ben 1980 yılında ilkokula başladım. Aradan 35 yıl geçmiş. Normal şartlarda mutlaka çok daha iyi durumda olmamız, koşulların iyileşmiş olması lazım. Ama gelin görün ki çocukken okuluma yokuş olduğu için ulaşamıyordum. Şimdi merdiven yapılmış. Yanaşmak bile mümkün değil. Bunun dışında mesela herhangi bir kafeye gidip oturamıyoruz. Vakit geçiremiyoruz. Çünkü maalesef kafelerde rampalar mevcut değil. Özel işletme oldukları için de gider olarak görüyorlar. Zaten bir kafeye otursak bile, tekerlekli sandalyemiz olduğu için fazla yer işgal ettiğimizi düşünüyorlar. Onların da işine gelmiyor bu durum. Ticari boyutunu düşünüyorlar.

Seyahat edebiliyor musunuz?

Kesinlikle seyahat edemiyoruz. Şehir dışına çıkamıyoruz. Otobüsler bunlara uygun değil. Ama bizim de şehir dışında yaşayan akrabalarımız, arkadaşlarımız, sevdiklerimiz var. Onları ziyaret edemiyoruz. Seyahat özgürlüğümüz anayasal hakkımız. Ama bu özgürlüğümüzü kullanamıyoruz. Bunların haricinde en basiti, cenazemiz olsa çoğu zaman ona bile katılamıyoruz. Kaybettiğimiz yakınlarımızın mezarını ziyaret edip, başında bir dua bile edemiyoruz. Geçiş yerlerimiz uygun değil.

Yerel yönetimlerden ne gibi talepleriniz var?

Bizim bunca engelimiz ve özrümüz varken birçok konuda sıkıntı çekerken, bizi en çok üzen şey yöneticilerin yaptıkları açıklamalar, konuşmalar oluyor. ‘Ne verirsek onunla yetineceksiniz’ düşüncesi bizleri umutsuzluğa sevk ediyor. Bizler en başta bir yerden bir yere rahatlıkla ulaşmak istiyoruz. Her gün gittiğimiz yollarda, kaldırımlarda çalışmalar yapılıyor. Taşlar konuyor. Bunları yaparken biraz olsun bizleri ve tüm engellileri de düşünmek zorundalar. Bu gibi basit şeyleri halledelim, daha sonra güzel işler de yapılır.

 

Haber Merkezi