Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, gazetemize çok özel açıklamalarda bulundu
EMİNE ŞEKER
Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, dernek olarak engelli vatandaşlara danışmanlık yaptıklarını ifade ederek, işadamları ile ilgili kurum ve kuruluşlara birlikte projeler yapma önerisinde bulundu.
BANKA VE NOTERLERDE ŞAHİT İSTİYORLAR
Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, olabildiğince kendini geliştirmeye çalıştığını vurgulayarak, Doğuştan beri görme engelliyim. En temel problem erişilebilirlik problemi bizim için. Bina girişleri, kaldırımlar, rampalar ve otobüse biniş ve inişler hepsi bir problem. Mesela internet siteleri görme engellilerine göre değil. İnternette araştırma yapamıyoruz. Bunların dışında ayrımcı uygulamalardan şikâyetçiyiz. Bankalarda ve noterlerde aleyhimize bir hüküm olmamasına rağmen sırf kendilerini garantiye almak için şahit konusu gündeme geliyor dedi.
ENGELLİ MERKEZLERİN ARTMASI GEREKİYOR
Dernek olarak birçok kurslar açtıklarını belirten Arıkan, En temel işlevimiz engelli vatandaşlarımıza her konuda danışmanlık yapıyoruz. İzmirde yerel yönetimle ilgili temel problemler söz konusu. Yerel hizmetlerde son yıllarda bazı gelişmeler olmakla birlikte yapılan hizmetlerde problemler ortaya çıkıyor. Örneğin belediye otobüslerinde nereye geldiğimizi ya da gittiğimizi belirten sesli uyarı sistemleri var. Ama bunlar zaman zaman kısılıyor ya da kapatılıyor. Tabi kaldırım işgalleri hala devam ediyor. Kaldırımlara araç park ediliyor. İzmirde engelli vatandaşların sosyal hayata katılabilecekleri merkezler yeterli değil. Sadece İnciraltında engelli merkezi var. Evet, çok güzel ama gerçekten çok uzak. Bu şekilde engelli merkezlerin başka yerlerde de artması gerekiyor şeklinde konuştu.
İZMİRİN ÇOK YOL KAT ETMESİ LAZIM
Arıkan, Engelli Hizmetler Daire Başkanlığının yeni kurulduğunu ifade ederek, Bu daire başkanlığının içeriği doldurulması gerekiyor. Engelli derneklerinin yaptığı tüm kursları aslında İzmir Büyükşehir Belediyesinin yapması gerekiyor. Engellilerin istihdama, eğitime, sosyal hayata katılıma yönelik kurs ve eğitimler verilmesi gerekiyor. Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi engelli rehabilitasyon merkezleri ve engelli bakım merkezleri açması lazım. Zaman zaman fırsat buldukça da biz toplantılarda bu isteklerimizi dile getiriyoruz. Ama İzmirin bu konularda biraz daha yol kat etmesi gerekiyor. Belediyeye ait birçok kurs var. Yok değil ama engelli vatandaşların evde oturmamaları için daha çok daha farklı kurslar açması lazım diye konuştu.
10 TRİLYON CEZAYI ÖDÜYOR ENGELLİ ÇALIŞTIRMIYOR
Eskiye göre devlet dairelerinde engelli vatandaş sayısı kotasının doldurulmaya çalışıldığına dikkat çeken Arıkan, bu durumun yeterli olmadığını söyledi. Arıkan, 2012 yılı itibari ile sınav yapılmaya başlandı. 2 yılda bir sınav yapılıyor. Yılda bir de alım yapılıyor. Daha çok engelli vatandaşların ekonomik özgürlüğünü kazanması için alım sayıları artırılmalıdır. Özel sektörde ise alınan engelli vatandaş sayısı çok az. Birçok kurs açılıyor ya da eğitimler veriliyor. Öncelikle işadamlarının engelli vatandaşların neler yaptığını ve neler yapabileceğini görmeleri gerekiyor. Engelli vatandaşların başarabileceklerine inanmaları lazım. Engelli vatandaşlarında kendilerini geliştirip donatması lazım. Engelli vatandaş çalıştırmayanlara cezai yaptırımlar var. Ceza çözüm değil. Özendirici olması gerekiyor. İşadamları ile ilgili kurum ve kuruluşlara önerim; birlikte projeler yapalım. Kendileri hangi alanda engelli çalıştırmak istiyorlarsa birlikte kurslar açalım ve eğitimler yapalım. Eğitimden başarılı olan engelli arkadaşlarımız istihdam etsin. Bu işi birlikte başarabilirsek çözebiliriz. Engelli çalıştırmayıp 10 trilyon ceza ödeyen kurumlar var. Yine 10 trilyon cezayı ödüyor ve engelli çalıştırmıyor dedi.
BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRENMELİYİZ
Engellilere özel engelli parkaların açılmasını istemediklerini ifade eden Arıkan, sözlerine şöyle devam etti: Sadece engellileri ayrıştıran parklar açılmasın. Kentin birisi engelli kenti yapmış. Bir yerde engelli tatil köyü yapılmış. Biz böyle şeylere karşıyız. Ayrıştırıcı olmayan birlikte yaşamayı özendirici faaliyetler olmalıdır. Dernek olarak yaptığımız bir araştırmada insanların çoğunun engelli komşu istemedikleri ortaya çıkıyor. Ya da engelli bir kişiyle çalışmak istemiyor. Engelliyi tanımıyor. Tanımak istese bile bir çaba sarf etmiyor. Birlikte yaşama kültürünün yolunu bir şekilde bulmak zorundayız. Engellileri dışlayan bir yapı olursa istihdam, eğitim ve sosyal hayata katılım da artmaz. Biz ayrı dünyamızda yaşamaya devam ederiz. Sizin için ne yapabiliriz? değil de, Birlikte ne yapabiliriz? yaklaşım tarzı olmalıdır. Hayatı birlikte paylaşalım.
Haber Merkezi