İmzaları kabul görmüyor!

Görme engelli vatandaşlardan, özel ve kamu kuruluşlarındaki işlemlerde ve Kızılay’da kan verirken şahit isteniyor. Görme engelliler çağ dışı uygulamanın son bulmasını istiyor


  • Oluşturulma Tarihi : 29.06.2017 08:18
  • Güncelleme Tarihi : 29.06.2017 08:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İmzaları kabul görmüyor!

EMİRCAN IŞILDAK -  ÖZEL HABER

Görme engeli bulunan vatandaşlardan özel ve kamu kuruluşlarındaki resmi işlemlerinde ve son olarak da Kızılay’da gönüllü kan verme işlemlerinde imza atmaları için şahit isteniyor. Bazı kurum ve kuruluşlar keyfi uygulamalarla göremeyen vatandaşları tek başlarına bir birey olarak kabul etmezken, bu keyfiyetin hukuksal karşılığı ise bulunmuyor. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun söz konusu 206. Maddesindeki ‘İmza atamayanların durumu’ isimli düzenleme görme engelliler için böyle bir tasarruf belirtmiyor. Şahit mağdurlarından Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, ikinci üniversitesini okumasına rağmen bazı bankalar tarafından okur-yazar olarak kabul görmüyor.

“ŞAHİT DE DOLANDIRABİLİR”

Mağduriyet ile ilgili düşüncelerini gazetemize anlatan Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şube Başkanı Salih Arıkan, ikinci üniversitesini okuduğunu fakat bazı kurum ve kuruluşlar tarafından kendisi gibi birçok arkadaşının okur-yazar olarak görülmediğini ifade etti. Şahitlik istenmesinin tamamen güvence oluşturamayacağını da sözlerine ekleyen Arıkan, “Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’ndaki genel hüküm şudur; Görme engelliler ister şahit bulundurur, isterlerse de şahit bulundurmazlar. Yani engellinin inisiyatifine kalmıştır. Noterlik Kanunu’nda ise okuryazar olma şartı aranıyor. Görme engellinin kendi el yazısıyla okuyup yazabilmesini istiyorlar. Okuryazarlığın ölçütü nedir? Diğerleri mürekkep baskıyla okuyup yazabilir, bizler de breil alfabesiyle okuyup yazabiliriz. Breil alfabesini kabul etmeyenler, bizleri okuryazar olarak görmüyor. Ben şahsen ilk üniversitemi sosyal bilgiler öğretmenliği bölümünde bitirdim. Hatta sosyoloji alanında da ikinci üniversitemi okuyorum. Yani ben şimdi okuryazar değil miyim? Demek ki onlara göre değilim. Bankalarda, noterlerde sorun çıkarıyorlar. Örneğin bankadan çektiğiniz paranın eksik olması problemi yaşanabilir diye söylüyorlar. Bunun önüne rahatlıkla geçilebilir. Kamera kayıtları var, her şey tespit edilebiliyor. Yani beni bir ya da iki kişi de bir araya gelip kandırabilir, şahit de beni dolandırabilir. Dışarıdan şahit mi toplayalım. Öyle ki şahit götürdüğümüz arkadaşlarımızın kimlik bilgilerini de istiyorlar. Bazı arkadaşlarımız bunu kabul etmiyor, kimlik bilgilerini paylaşmak istemiyor” dedi.

KAN DA ALMIYORLAR

Banka ve kuruluşların şahit istemesinden sonra bir benzer durum Kızılay’da da yaşanıyor. Gümüş madalyalı gönüllü bağışçı olduğunu da belirten Arıkan, Kızılay’daki bu muameleden de son derece rahatsız olduğunu vurguladı. Arıkan, “Bir de bunların üzerine Kızılay hadisesi patlak verdi. Ankara’da bir olay yaşanmış. Ankara Üniversitesinden Orhan isimli bir görme engelli arkadaşımız kan vermek istemiş, kendisinden şahit istemişler. Benzer şekilde ben de geçtiğimiz günlerde kan vermek istedim. Kan verirken benden de şahit istediler. Yanımda arkadaşım vardı, şahit olup imzaladı. Çok itiraz etmedim fakat daha sonra yazılı bir şekilde nedenini sordum. Benim Kızılay’dan gümüş madalyam var, çok kan veriyorum ve bunu da düzenli bir şekilde yapıyorum. Bana şahitlikle ilgili gelen yazıda, kanın değerli olduğundan bahsediyor. Kanınızda bir problem çıkması halinde maddelerin okunup okunmadığını tespit etmek için şahit bulundurma zorunluluğu konuluyor. Yazıyı birçok yer ve dernek ile paylaştık. Sorun çıkmaması için de kan verme merkezlerindeki personel şahit olabiliyor. Ancak biz şahit istemiyoruz. Konunun çözümü için Breil alfabesiyle bir form hazırlanabilir. Sorunun çözümü için e-posta ya da telefon kodu gönderilebilir. Elektronik imza ile imzalama yapabiliriz. Şahit istemeye gelinceye kadar binbir türlü yol var. Bunlar çağ dışı uygulamalardır. Borçlandırıcı bir durum da değildir. Biz kan veriyoruz, gönüllülük yapıyoruz” diye konuştu.

BDDK UYARMIŞTI

Konunun çözümü için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 2014 yılında Türkiye Körler Federasyonu’nu bilgilendirmiş, sorun hakkında gereğinin yapılmasını tüm bankalara bildirdiğini açıklamıştı. BDDK’nın gönderdiği yazı ile Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği bilgilendirilmişti.

Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 206. maddesinde: “İmza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliği taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlıdır. İmza atamayan kimselerin, cüzdanla iş yapmayı usul edinmiş kuruluşlarla olan işlemlerde kullanacakları mühür, kazınmış imza, işaret veya parmak izinin, işlemin başlangıcında hesap defterine veya cüzdanına basılmış olması veya önceden noterde bir örneği saklanmak üzere onanmış bulunması yeterli olup, her işlemde ayrıca onamaya bağlı değildir” ifadeleri yer alıyor.

Haber Merkezi