İSİG Meclisi: O zaman hemen şimdi çocuk işçiliği ile mücadeleye

Kasım ayında iş cinayetlerinin en yüksek seviyeye ulaştığını vurgulayan İSİG Meclisi, çocuk işçiliğinin de alarm verdiğini hatırlattı

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
İSİG Meclisi: O zaman hemen şimdi çocuk işçiliği ile mücadeleye haberinin görseli

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Türkiye’de iş cinayetleri ve çocuk işçiliği konusunda kritik iki acil başlığa dikkat çekti. Meclis, Kasım 2025’in, pandemi dönemi, Maraş depremleri ve Soma faciası ayları hariç tutulduğunda, bugüne kadarki en yüksek iş cinayeti sayısının kaydedildiği ay olduğunu duyurdu. İSİG Meclisi’nin açıklamasına göre, 216 işçi ölümüyle Kasım ayı, verilerin tutulmaya başlandığı 2011’den bu yana en ağır tablolardan biri olarak kayıtlara geçti. Yaz aylarında mevsimlik tarım işçiliğinin yoğunlaştığı dönemlerde bazı ayların 200’ün üzerinde can kaybıyla kapandığı ancak Kasım ayında bu seviyenin görülmesinin özel bir önem taşıdığı belirtildi.

Açıklamada, özellikle inşaat sektöründeki can kayıplarının tarihi bir seviyeye ulaştığı, 71 inşaat işçisinin ölümüyle güvencesizliğin geldiği noktanın görünür hâle geldiği ifade edildi. Dilovası’nda kadın ve çocukların sigortasız, uzun saatler ve düşük ücretlerle çalıştırıldığı insanlık dışı koşullar da ‘görülmeyen katliamlar’ olarak nitelendirildi.

EN FAZLA ASGARİ ÜCRET ALABİLDİKLERİ BİR DÜZEN

İSİG Meclisi, çağrısını şu sözlerle duyurdu: “Önümüzde duran acil iki başlık var… Birincisi, ilk iş cinayetleri raporunu yayınlamaya başladığımız 2011 yılının Eylül ayından bugüne 2025 yılı Kasım ayında iş cinayetleri en yüksek seviyeye ulaştı. (Koronavirüs pandemisi dönemindeki 7 ay, Maraş depremlerinin meydana geldiği 2023 Şubat ve Soma katliamının gerçekleştiği 2014 Mayıs hariç). Diğer yandan mevsimlik tarım işçiliğinin yoğunlaştığı yaz aylarında da 200 işçi ölümünün üzerinde aylar oldu ama 216 işçi ölümünün Kasım ayında meydana geldiği de ayrıca not edilmeli. Yine ölen inşaat işçilerinin sayısını hiç bu kadar yüksek kayıt altına almamıştık. 71 inşaat işçisinin ölümü, güvencesiz çalıştırmanın geldiği noktayı özetliyor. Ayrıca her ay onlarca benzeri yaşansa da görülmeyen katliamlar Dilovası’nda en çıplak biçimde gözler önünde serildi: Kadınların ve çocukların sigortasız ve günde 12 saat çalıştırıldıkları en fazla asgari ücret alabildikleri bir düzen.”

ÇOCUK İŞÇİLİK KIRSALDAN KENTLERE TAŞINDI

Açıklamasına devam eden İSİG Meclisi, “İkinci başlığa gelelim… Türkiye’de çocuk işçiliği özellikle tarım sektörü merkezli olarak her zaman vardı. Ancak son on beş yıldaki politikalar (eğitim, yoksullaştırma vb.) çocuk işçiliğini kitleselleştirdiği gibi eksenini kırsaldan kentlere taşıdı. Artık kentlerin fabrikaları, atölyeleri, inşaatları, dükkanları ve AVM’lerinde yüzbinlerce çocuk işçi çırak ya da stajyer adıyla çalıştırılıyor. Sonuç ortada: 2024 yılında kayıt altına aldığımız 71 çocuk işçi ölümü en çok çocuk iş cinayetinin gerçekleştiği yıldı. Bu yıl Kasım ayı sonunda ise ölen çocuk işçi sayısı 85. Yaralanmalar, hastalıklar, fiziksel ve ruhsal şiddet sayılara dökülemeyecek düzeyde. İsa, Metehan, Nursefa, Tuğba, Nisanur, Cansu, Muhammed, Hikmet, Onur, Sedat, Yakup, Alperen ve Mustafa. 14 ila 17 yıl yaşadılar. Daha doğrusu ne yaşadılar ki? Bu düzen onlara çocukluklarını yaşatmadı. Hayatta oldukları sürenin birçoğunda çalıştılar. Atölyede yanarak, işkence görerek, inşaattan düşerek, yollara savrularak ve traktörün altında ezilerek öldüler… O zaman hemen şimdi ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadeleye’…”

Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.