Sayfa Yükleniyor...
İzmirdeki sayıları geçmişte 18 bini bulan ancak bugün sadece bin kişi kalan Levantenlerin sayısı gün geçtikçe azalıyor. İzmire sosyal, ekonomik ve mimari alanda katkı sunan Levantenler şimdi ise mücadele veriyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Bir kültürün yok olmak üzere olması çoğu toplumlar için oldukça ürkütücü. Bu kültürü yaşatmak için mücadele verenlerden biri de Levanten kökenli kişiler. Ugo Braggiottinin kız kardeşi ile birlikte 10 yıl önce kurduğu Amatör Levanten Tiyatrosu, bu mücadelenin örnekleri arasında. Çünkü tiyatronun en büyük özelliklerinden ve kriterlerinden biri de oyuncuların Levanten kökenli olması. Böyle bir kriteri koyarak Levanten kültürüne sahip çıkmak isteyen tiyatro üyelerinden Braggiotti, geçmiş yıllara oranla İzmirdeki Levantenlerin yok olmaya yüz tuttuğunu belirtti. Levantenlerin kültürlerinden, İzmire sunmuş oldukları katkılardan ve İzmirde yer alan Levanten yapılarından da bahseden Braggiotti, gazetemize özel konuştu.
TÜRKİYEDE DOĞAN DÖRDÜNCÜ NESİLİM
Öncelikle okurlarımız için kendini tanıtan Ugo, Türkiyede doğan dördüncü nesil olduğunu belirterek şunlara yer verdi: 64 yaşındayım. İzmirin çok köklü, eski Levanten ailelerinden birinin torununun torunuyum. Anne ve babam da burada doğdu. Ben çok eski bir İzmirliyim. İzmirin nüfusunun 200-300 binlerde olduğu zamanlarda biz buradaydık. Hala daha burada yaşıyoruz. Ben Türkiyede doğan dördüncü nesilim benim çocuklarım ise Türkiyede doğan beşinci nesil oluyor. Türk İlkokulunu bitirdim. O zamanlar böyle bir mecburiyet vardı. Tahsilimi daha sonra İstanbulda Fransızca olarak devam ettirdim. Ardından Ege Üniversitesinde Endüstri Mühendisliğine başlayıp oradan mezun oldum. Üniversiteyi bitirdikten sonra, aşağı yukarı emekli oluncaya kadar babamla birlikte babamın kurmuş olduğu bir traktör dağıtım şirketinde çalıştım. 2001e kadar bu şekilde çalıştım. 2001de emekli oldum. Emekli olduktan sonra bu bitkisel ürünler ile ilgilenmeye başladım. Bir iş olarak bunları yapıyorum. Sosyal faaliyetlerim oldukça fazla. Müzikle ilgileniyorum, koro şefliği yapıyorum, 10 senedir de kız kardeşim ile birlikte kurduğumuz Amatör Levanten Tiyatrosunu yaşatıyoruz.
ŞİMDİ İSE BİN KİŞİ KALDILAR
İzmirdeki sayıları geçmişte 18 bini bulan ancak bugün sadece bin kişi kalan Levantenlerin tam olarak tanımını yapan ve Türkiyeye nasıl geldiklerini kaydeden Ugo, Osmanlılara göre Batılı, Avrupalılara göre Doğulular. Batı Avrupadan yola çıkıp Levanta yani Doğuya yerleşmişlerdi. Bu yüzden onlara Doğulu anlamında Levanten adı takıldı. Genellikle İtalyan, Fransız ve İngiliz kökenli, kozmopolit bir tüccar sınıfıydılar. Birçok dil biliyorlardı. Günlük hayatta kullanılan Rumca, okullarda öğrenilen İtalyanca veya Fransızca, özel ders alıp söktükleri İngilizce ve yaşadıkları ülkenin dili Türkçe. Esas işleri ticaret ve sanayicilikti. Ama içlerinde sanatla, zanaatla, mimariyle uğraşanlar da vardı. Osmanlı Devletinin onlara verdiği ticari ayrıcalıklar (kapitülasyonlar) sayesinde huzurlu bir şekilde yaşadılar. Lozan Anlaşmasından sonra ayrıcalıkları ellerinden alınan Levantenlerin büyük bölümü ülkelerine geri döndü. Ama içlerinde kuşaklar boyu yaşadıkları Türkiyede kalmayı tercih edenler de vardı. Aradan 80 yıl geçti. Levantenlerin sayıları hızla azalıyor. Son Levantenler İstanbul Pangaltı, İzmir Alsancak, Bornova ve Bucada kendi hallerinde yaşıyor. Oysa onları kendi hallerine bırakmamak gerekiyor. Yaşlılara tanık oldukları tarihi, gençlere dedelerinden, büyükannelerinden dinlediklerini anlattırmak, kayda geçirmek gerekiyor. Biz de anlamak ve anlattırmak için yola çıktık dedi.
ARTIK TARİH OLUYORLAR
Osmanlı döneminde Avrupadan gelerek İzmire yerleşen Levantenlerin pek çoğunun istemeye istemeye de olsa İzmirden ayrıldığını söyleyen Ugo, Levantenler Türkiyede İstanbul, İskenderun ve İzmirde yaşadı. Bunların büyük bir kısmı İtalyan idi. İtalyanların dışında Fransız, İngiliz ve Almanlar da vardı. Levantenler artık tarih oluyor. Yeni kuşaklar Türkiyede kalmaktansa babalarının, atalarının memleketine dönüyor. Buradan ayrılmak ihtiyacını zaman zaman duymadım değil. Ama insan bütün hayatını bir yerde geçiriyorsa, oraya entegre olur diye konuştu. Aldığımız bilgiye göre İzmirin azınlık tarihi 1620de Sakız Adasından konsolosların İzmire gelmesiyle başlıyor diye konuştu.
İZMİRDE İLKLERİN SAHİBİ
İzmire yerleşen Levantenler genelde halı, incir, üzüm ve pamuk ticaretiyle uğraşmışlar, daha sonraları ise sanayi ile ilgilenmeye başlamışlar. Bugün sayıları 100lerle ifade edilecek kadar azalan İzmirli Levantenlerin İzmire sayısız katkısı da olmuş. Levantenlerin yapmış olduğu işlere de değinen Ugo, İzmirde ilk belediye Levantenlerin ve azınlıkların bir araya gelmesiyle kuruldu. İlk meclis üyeleri ise bu ailelerin mensuplarından oluşmuştur. İzmirdeki ilk bankayı da Levantenler kurdu. (İzmir Bankası- 1847) İzmirli Levantenler ayrıca ilk hava gazı ile elektrik şirketlerini kurmuş, yine İzmirde ilk demiryolu sistemini de onlar oluşturmuştur. Madenlerin büyük bir kısmını Levantenler işletti. Levantenler İzmirde kalsaydı şehir çok farklı olurdu. Avrupa Birliğine girme yolunda çok büyük mesafeler kaydedebilirdik. Kalsalardı uygar yaşama, çağdaş olma konusunda çok şey öğretilecekti. Levantenler gittiği zaman insanlar uzun süre elbisesini diktirecek terzi, ayakkabısını tamir ettirecek ayakkabıcı bulamadı şeklinde aktardı.
BİR MİMARİ SERVET YATIYOR
Size de olur mu bilmiyorum ama ben ne zaman eski bir bina görsem gözümün önünde siyah beyaz bir film canlanıverir ve orada bir zamanlar yaşamış insanların hayatları belirir. İzmirde belki hiç dikkat etmediniz ama yüzyıllar boyunca İzmiri İzmir yapan farklı diyarlardan gelen kişilerin bıraktığı bir mimari servet yatıyor. Belki de çoğumuz Frenk Sokağı neredeydi, şimdi o sokakta neler var bilmiyoruz. Frenk Sokağı adını Ugo Braggiottiden duyduk. Böylesine güzel bir kültürün tamamen yok olmadan sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Ugo, mimari yapılarına da yer verdi. Ugonun sıraladığı o mimari yapıları sizler için derledik.
ÜNİVERSİTEDEN, FRENK SOKAĞINA
Ege Üniversitesinin pek çok binası gibi Rektörlük binası bir Levanten konağıdır misal. Epey büyük konaklarda ikamet eden Levantenlerin, ticaretle uğraşmalarından olsa gerek, varlıklı olduklarını ve geniş aile şeklinde yaşadıklarını söyleyebiliriz belki de. Levanten konaklarına o dönemde şehrin merkezine uzak sayılabilecek yerlerde daha çok rastlayabiliyoruz, bunun nedeni ticaret için kolay ulaşım hattında yer alması. Şehir içinde ise Karşıyaka ve Alsancakta, fakat genelde sıra evler şeklinde. Hemen başta bahsettiğimiz Frenk sokağına geri dönelim o halde; Frenk Sokağı Alsancakta sahilin hemen arka paralelinde yer alan sokak. Sıra evlerin yoğunlukta olduğu bu sokak aslında İzmirin sosyal hayatının kalbinin attığı yermiş. Bütün gümrük ve konsolosluk binalarının burada konumlandığı bilgilerine de dayanarak ticaretin en yoğun yapıldığı bu bölgede, Levantenlerin evlerine tekneleriyle ulaşabilmeleri de söz konusu. Tabii o zamanlar Kordon boyu için yapılan sahil dolgusu yok. Bu sıra evlerin cumbalı Rum evlerine benzemesine karşın, asıl dikkati çeken şehir dışındaki tekil büyük konakların Levantenlerin geldikleri ülkelerdeki dönem mimarisine benziyor olması. Rönesans döneminde İtalyada yine ticaretle uğraşan ya da devletin önemli kademelerinde yer alan aileler şehrin dışındaki konaklarda yaşamaya başladılar. Her ne kadar şehir merkezinde devam ettirseler de yaşamlarını, şehir dışına taşınmak popüler olmuştu. 17. ve 18. yüzyıllarda İzmire gelen Levantenler de bu akımı beraberlerinde getirmiş, benzer stil ve geometriye sahip konaklar inşa etmeye başlamışlar.
NESİLLERE AKTARMAK İÇİN MÜCADELE
Levantenlerin İzmirdeki tiyatro geleneği 1600lü yıllara kadar uzanır. Asırlar boyunca devam eden, savaşlardan dolayı ara verilmesine karşın hiç bir zaman vazgeçilmeyen tiyatro geleneği, kurulan amatör toplulukların, Frenk ve Fassula mahallelerinde, deniz kenarlarında, konsolosluklarda kendi dillerinde sergiledikleri oyunlar ile yaşatılır. İzmirdeki sayıları geçmişte 18 bini bulan ancak bugün sadece bin kişi kalan Levantenlerin dedelerinin başlattığı bu tiyatro geleneği, şimdi onların torunları tarafından sürdürülüyor. Dedelerinden kalan mirası yaşatıp gelecek nesillere aktarmak isteyen Levantenlerin kurduğu Amatör Levanten Tiyatrosu, 10 yıldır perde diyor ve elde ettiği gelirin hepsini kurumlara bağışlıyor. Amatör Levanten Tiyatrosu oyuncularının ikisi dışında hepsi Levanten, bu iki oyuncu ise Türk. Braggiotti, Türk oyuncuların gruba katılma hikayesini şöyle anlatıyor; Bir kural koyulduğunda onun açığı da bulunur. Biz de öyle yaptık. Grubumuzdaki iki Türkü eş durumundan dahil ettik. Arkadaşlarımız çok istekliydiler onları kırmadık. Bu şartı koymamızın sebebi ise Levantenleri unutturmamak. Düşünsenize yıllar sonra bir bakıyoruz ki 9 Türk bir Levanten kalmış. O zaman tiyatromuzun amacı gider.
İzmire hem ekonomik hem sosyal birçok yenilikler getiren Levantenlerin, mimari olarak da yeni akımlar getirdiğini söyleyebiliriz. Ancak nüfusları şu an neredeyse bine yakın olan Levantenler bu katkılarını artık sunamıyor ve tamamen yok olmamak için mücadele veriyor.
Haber Merkezi