Sayfa Yükleniyor...
Engeli bulunan okul çağındaki çocukların birçoğu, kayıt olacak okul bulamıyor. Hastalıklarla mücadele ederken karşılarına bir de okul engeli çıkıyor. Eğitim alma şansı yakalayan çocuklar ise dışlanma sorunu yaşıyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Eylül ayında açılacak 2018-2019 eğitim yılı ile milyonlarca öğrenci ders başı yapacak. Bazı öğrenciler ise yaşıtları kadar şanslı değil. Engeli bulunan ilkokul çağındaki çocukların birçoğu, kayıt olacak okul bulamıyor. Hastalıklarla mücadele ederken karşılarına bir de okul engeli çıkıyor. Eğitimcilerin engelli öğrencilerin sorunlarını ön plana çıkartarak bu öğrencileri okullarına kabul etmek istemediklerini belirten anneler, kabul edilseler bile engellilerin; öğretmenler, öğrenciler ve aileler tarafından dışlandığını belirtiyor. Çocuklarının eğitimi için mücadele veren anneler, yaşadıkları zorlukları gazetemize anlattı.
AYDA 8 SAAT YETERSİZ
37 yaşındaki Elif Ulaş, Gaziemir’de oturuyor. 8 aylıkken gelişim geriliği teşhisi konulan yüzde 70 engelli kızı Öykü, şimdi 6,5 yaşında. Çocuğunun konuşma geriliğini gidermek ve gelişimini hızlandırmak isteyen anne, özel derslerin ücretlerinden şikayetçi. Ulaş, “Hamileliğim boyunca her şey normaldi. Doğumdan sonra ne süt emdi, ne kıpırdama… Hiçbir şey yoktu. Öykü’de bir farklılık olduğunu hissettim. Hastaneye kaldırdık, 50 gün boyunca hastanede yattı. Tahlillerde bir şey çıkmadı. Aylarca bir teşhis koyamadılar. 8 aylıkken gelişim geriliği teşhisi konuldu. Çok geç yürümeye başladı. Hala konuşamıyor. Devletin ücretsiz olarak verdiği konuşma terapisi ayda yalnızca 8 saat. Ama bu çocuklarımız için çok yetersiz. Fazladan ders aldırmak istiyoruz ama ücretler çok pahalı; saati 80 lira. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Çocuklarımızın gelişimini hızlandırması için verilen bu derslerin saatlerinin artırılmasını istiyoruz” dedi.
DESTEK İSTİYORUZ
Evli ve 3 çocuk annesi Ayşe Tan, 44 yaşında. Yüzde 91 ağır engelli raporu bulunan 6,5 yaşındaki kızı Belinay, doğuştan serebral palsi hastası. Bu yıl ilkokula başlaması gerekiyor fakat “yer yok” denilerek hiçbir okul tarafından kabul edilmiyor. Kızı Belinay’a saha fazla özel eğitim dersi aldırmak istediklerini ancak ek ders ücretlerinin çok fazla olduğunu söyleyen Tan, Ailede yalnızca eşim çalışıyor. Üniversiteye hazırlanan bir çocuğumuz daha var. Hangisine yeteceğimizi bilemiyoruz. Kızımın bu sene ilkokula başlaması gerekiyor ama okullar kabul etmiyor. Çocuğumun hastalığını söylediğim zaman okullarda yer olsa bile yok diyorlar. Bir de çocuklarınızı normal okula yollayın ki sosyalleşsinler diyorlar. Devletin çocuklarımızı eğitim alanında daha fazla destekleyip onların önünü açmasını istiyoruz. Çocuğumun alacağı en ufak bir eğitim ilerde benden bağımsız yaşayabilmesi için çok önemli” diye belirtiyor.
KÖTÜ MUAMELEYE MARUZ KALIYOR
3 çocuk annesi 45 yaşındaki Semiha Karadağ, küçük yaşta kızı Melike’de bir farklılık olduğunu anladı. Fakat teşhis konması kolay olmadı. 7 yaşında gelişim geriliği teşhisi konulan Melike, şu an ilkokula gidiyor. Melike’nin okulda kötü muameleye maruz kaldığını anlatan Karadağ, “Okulda çocuğuma normal çocuklar gibi davranmıyorlar. Özellikle öğretmenler hiç ilgilenmiyor. Çocuklar bazen vuruyor, hırpalıyor ama öğretmen hiçbir şey yapmıyor. Geçen yıl yaklaşık 3 ay boyunca çöp kovasının yanında tek başına oturtmuşlar. Hep dışlanıyor, kötü muamele görüyor. 2 senedir özel eğitim alıyor. Biz annelerin bu çabasına devletin biraz daha destek olmasını istiyoruz. Diğer türlü iyice içimize kapanıyoruz ve yalnız kalıyoruz. Bir yere gittiğimizde bize farklı gözle bakıyorlar. Kendi hayatını kendi sürdürebilsin diye çabalıyoruz. Bu yıl yine aynı okulda devam edecek. Biliyoruz ki gene aynı sorunları yaşayacağız. ‘Anne benim neden okulda hiç arkadaşım yok, neden benimle hiç kimse oynamıyor’ diyor. ‘Derste parmak kaldırıyorum, öğretmen beni neden görmüyor’ diye sorular soruyor. En arkada oturtuyorlar. Çocuklar ıslatıyor, sırılsıklam eve geliyor. Öğretmen ise çocuklara hiçbir şey söylemiyor” diyor.
ACIYAN GÖZLERLE BAKIYORLAR
31 yaşındaki Yasemin Parmaksız da 3 yaşındaki kızı Eylül için mücadele veren bir anne. Eylül, doğduktan sonra 21 gün kuvözde kaldı. 5 aylıkken gelişim geriliği teşhisi konulan Eylül’ün yüzde 75 oranında engelli raporu var. Destek almadan yürüyemiyor, konuşamıyor. Fiziksel olarak da gerilik olduğu için yürümesine yardımcı olacak bazı cihazlar kullanması gerekiyor. Devlet cihazların ücretinin tamamını karşılamıyor. Anne Parmaksız, şunları söylüyor: “Ayakları çok çarpık olduğu için düzeltici cihazlar kullanması gerekiyor. Yürümesine faydalı olması için fiziksel olarak yardımcı oluyor. Devlet yarısını karşılıyor. 6 ayda bir biz bunları karşılamak zorundayız. Sadece eşim çalışıyor. Asgari ücretle geçiniyoruz. Eğitimde olduğu gibi hastane ve cihaz masraflarında da destek alamıyoruz. Bütün bu masraflar hayatımızı çok zorluyor. Çocuğum konuşamıyor, terapiye göndermek istiyorum ama imkanım yetersiz. Küçük yaştan başlatmak istiyorum ki ilerleyen zamanlarda zorluk yaşamasın. 3 sene sonra okula gidecek orada arkadaşları ile iletişim kuramayacak, dışlanacak. Şu anda bile çocuğumu dışarı çıkarıp parka götüremiyorum. İnsanlar sanki farklı bir insan görmüş gibi başka bir dünyadan gelmiş gibi çocuğuma bakıyorlar. Herkes bana acıyan gözlerle bakıyorlar. Bunları yapmalarına gerek yok.”
NÖBET GEÇİRİYOR
Hacer Mayda, 34 yaşında. 6 yaşında oğlu Adar, doğumdan sonra kalp ameliyatı oldu. Doktorlar, yoğun bakımda oksijensiz kaldığı söyledi. Epilepsi hastası, sürekli nöbet geçiriyor. Annesi Hacer, bu yüzden okula kabul etmediklerin söylüyor. Anne Mayda, “Yüzde 85 engelli raporu var. Özel eğitime yolluyoruz. Bireysel dersler, el becerisi ve fizik tedavi alıyor. Haftanın dört günü özel eğitim alıyor. Bunun bize aylık maliyeti 600 TL’yi buluyor. Son bir senedir düzenli olarak gönderebiliyorum. 3 çocuğum var. Eşim mobilyacı. Konuşamıyor, denge sorunu aşıyor. Yürürken düşüyor. 8 aylıkken eğitimlere başladı. Tek sıkıntımız fazla ders alamaması” diyor.
Haber Merkezi