Sayfa Yükleniyor...
Kimi absolut kulağı, kimi spora olan yatkınlığı ile yetenek sınavlarında kendini göstererek hayallerindeki liselere girmeye hak kazandı. Bu başarının mimarı ise okul bahçesinde nöbet tutan çok özel anneler oldu
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Eğitimde aşılması güç engellerle karşılaştılar, ilkokula kabul edilmeleri bile başlı başına bir mücadeleydi. Aileleri ve öğretmenlerinin desteğiyle okumayı, yazmayı, yüzmeyi, dans etmeyi, enstrüman çalmayı ve şarkı söylemeyi öğrendiler. Otizmli ve down sendromlu özel gençler, hayata bir adım geride başlamayı kendine engel olarak görmedi, bilakis bu onları daha da kamçıladı. Kimi absolut kulağıyla, kimi spora olan yatkınlığı ile yetenek sınavlarında kendini göstererek hayallerindeki liselere girmeye hak kazandı. Bu başarının mimarı ise özel çocukları eğitime devam edebilsin diye yıllarca okul bahçesinde nöbet tutan çok özel anneler oldu. Kendileri de adeta bir öğrenci gibi davranan anneler, yıllarca neredeyse tüm günlerini çocuklarıyla birlikte okulda geçirdi. İşte özel çocuklar ve özel annelerinin herkese ilham verecek azim dolu hikayeleri.
KULAKLARIYLA KAZANDI
İzmir’de annesiyle birlikte yaşayan 14 yaşındaki otizmli Kaan Aybacak, küçük yaşlarda tanıştığı müzikle hayata tutundu. Tüp bebek olarak dünyaya gelen Kaan, ilk zamanlar normal çocuklar gibi gülen, oynayan ve etrafına ilgili bir çocuktu. Daha sonra çevresine ilgisi azaldı, çağrıldığında yanıt vermemeye başladı. Oğlunun 18 aylıkken otizmli olduğunu öğrenen 43 yaşındaki anne Nevin Yörür, büyük bir şok yaşasa da pes etmedi. Yaşadığı ilk şoku atlattıktan sonra oğlunun müziğe olan yatkınlığını fark etti, özel ilgi ve eğitimle bunun üzerine yoğunlaşmasını sağladı. Oğlunun eğitim alabilmesi için araştırmalara başladı ve yolları İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nun kurucusu Orçun Berrakçay ile kesişti. 2013 yılından bu yana müzik eğitimi alan Kaan, cümleler kurmaktan ziyade şarkı söylüyordu. Annesi ve öğretmenlerinin desteğiyle Manisa Güzel Sanatlar Lisesi eleme sınavına giren Kaan, absolut kulağı sayesinde iki aşamadan oluşan süreci başarıyla geçerek müzik bölümüne girdi.
HAYALİ ALBÜM ÇIKARMAK
Kendi kendine albüm kapakları tasarlayan Kaan’ın en büyük tutkusu ise şarkı söylemek ve bir gün albüm çıkarabilmek. Gelecekte başarılı bir müzisyen olmak istediğini dile getiren Kaan Aybacak, “Çok mutluyum. Hocalarımın da desteğiyle Manisa Güzel Sanatlar Lisesi’ni kazandım. Çok sevdiğim bir alanda eğitim alacağım için heyecanlıyım. Müzikle uğraşmaktan zevk alıyorum. Gelecekte iyi ve başarılı bir müzisyen olmak istiyorum” dedi.
Oğlunun başarılarıyla gurur duyduğunu aktaran anne Nevin Yörür, “Kaan’da tüm özel çocuklar gibi birçok zorluklarla karşılaştı. Okula almak istemediler, velilerin garip bakışlarına maruz kaldı. Neyse ki şansımız Nihat Gündüz Ortaokulunun öğretmenleri ve müdürünün ilgisiyle çok başarılı yıllar geçirdi. Kaan, 5 buçuk yıldır müzik eğitimi alıyor. Son bir yıldır güzel sanatlara yönelik dersler alarak yetenek sınavlarına hazırlanıyordu. Emeğinin karşılığını dereceyle aldı. Manisa Güzel Sanatlar Lisesi’ni yüksek bir puan alarak kazandı. Kaan’ın bunları ve daha da fazlasını başarabileceğini hayal edebiliyordum aslında. Çünkü küçük yaşlardan itibaren müziğe çok ilgiliydi. Onunla gurur duyuyorum ve iyi ki benim oğlum diyorum. Onun annesi olduğum için kendimi çok özel hissediyorum” diye konuştu.
KONUŞMAYI ŞARKILARLA ÖĞRENDİ
Dündar ile Birgül Öztürk çiftinin ikinci çocuğu olan 16 yaşındaki Selen’e 1,5 yaşındayken otizm teşhisi konuldu. Ailesi onun iyi bir eğitim alabilmesini istiyordu ama bu hiç kolay olmadı. Başvurdukları her okul onları geri çevirdi. Son çareyi özel okula göndermekte buldular. 6 yaşındayken renklerle piyano çalmayı öğrenmeye başladı. Daha sonra müzik eğitmeni Orçun Berrakçay tarafından kurulan ‘hayallerin korosu’, İZOT İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’na katıldı. Müzik tutkusundan hiç vazgeçmeyen Selen, konuşmayı adeta şarkılarla öğrendi. Ortaokulu bitirdikten sonra eğitimine devam edebilmek için bir yıl boyunca özel dersler alarak yetenek sınavlarına hazırlandı. Sınavı başarıyla geçen Selen, Kemalpaşa Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesine girmeye hak kazandı.
“ÖĞRETMENLERİ OKULDA İSTEMEDİ”
Selen’in en büyük destekçisi, bir an olsun yanından ayrılmayan annesi Birgül Öztürk. Uzun ve yorucu bir mücadeleden geldiklerini söyleyen anne Öztürk, “Çalıştığım dairedeki bir arkadaşım Selen’in 7 aylıkken farklı bir çocuk olduğunu fark etti. Bana sürekli uyarılarda bulundu ancak bir annenin bunu kabullenmesi çok zor. Hep böyle bir sorunun olmadığını söyledim. Ama hiç göz teması kurmuyordu. Anne ve babasının kim olduğunu tanımıyordu. Eğitimi için iyi bir kurum bulmakta çok zorlandık. Bir devlet okulunun anaokuluna yazdırmıştık ama ona yalnızca 3 hafta gidebildi çünkü öğretmenleri istemedi. Oradan alıp özel bir kreşe verdik. İlkokulu da özel bir kolejde bitirdi” dedi.
SEVDİĞİ ALANDA EĞİTİM ALACAK
Selen’in şarkı söyleyerek konuşmayı öğrendiğini ifade eden Öztürk, şunları söyledi: “Selen sürekli müzik dinliyordu. 6 yaşındayken renklerle piyano öğrenmeye başladı. 2 sene eğitim aldıktan sonra bir süre ara verdi. İZOT ile tanışmamızın ardından yeniden müziğin içine girmiş oldu. İZOT Selen’i çok değiştirdi. Şarkılara eşlik etmek konuşmasının artmasına neden oldu. Ayrıca sabırla beklemeyi öğrendi. Şimdi uyku haricinde tüm günü müzikle geçiyor. İZOT’taki öğretmenlerimizden dersler alarak yetenek sınavına hazırlandı. Kızımızın sevdiği bir alanda eğitim alacak olması bizi çok mutlu ediyor. Yolu açık olsun. Hayalimiz bize ihtiyacı olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmesi. Biz ömrümüz olduğu müddetçe hep yanındayız. İnşallah müzik eğitimine devam ederek iyi bir yerlere gelir.”
+1 FARKLA ENGEL TANIMIYOR
Henüz 1 aylıkken down sendromu teşhisi konulan Selin Durgut, en büyük sıkıntıyı ilkokul yıllarında yaşadı. Ailesi kayıt yaptırmak için okul bulmakta zorlandı çünkü öğretmenler ve veliler Selin’i istemedi. Ama o pes etmedi, uzun uğraşlar sonucu kaydının yapıldığı okulda yalnızca okumayı yazmayı değil; yüzmeyi, dans etmeyi öğrendi. Özel sporcular için düzenlenen cimnastik şampiyonalarında 20 madalya kazanan Selin, 2015 ve 2016’daki turnuvalarda da Türkiye şampiyonu oldu. Yaklaşık 4 yıldır buz pateni dalında antrenörü Neşe Olcay Hünerli’den dersler alıyor. Eğitimine devam edebilmek için bir yıl boyunca özel dersler alarak liseler için yetenek sınavına hazırlandı. Sınavı başarıyla geçen Selin, Uşak Spor Lisesinde eğitim görme hakkı kazandı.
“O DERSTE BEN BAHÇEDE”
Selin’in iyi bir eğitim alabilmesi için çalışmayı tercih etmediğini belirten anne Fatma Durgut, “Bir aylık bebekken teşhis konuldu. Down sendromu nedir bilmediği için insan ilk anda bir korkuya kapılıyor. İlk seneler ne yapacağımızı, nelerin bizi beklediğini bilmiyorduk. Sürekli ağlama krizleri ve neden ben soruları ile geçen bir yıl… Onun için elimizden geleni yapacağız ve kimseden bunu gizlemeyeceğiz dedik. Duyduğumuza göre o yıllarda bazı aileler bunu saklıyormuş, şimdi daha bilinçliler. 2 yaşından beri Selin’i özel eğitime götürüp getiriyorum. 9 sene boyunca o içerde derste, ben bahçede bekliyorum. Zor bir süreçti onu büyütmek. Her şeyi öğreniyorlar ama daha fazla emek daha fazla zaman gerekiyor. Bir annenin 3-4 çocuğa birden harcadığı emeği biz bir çocuğa harcıyoruz. Okula geç başladı, anasınıfındayken uzun süre ben de derslere girdim. Özürlü diyen, uzaylı diyen, korkup kaçan çocuklar oldu” ifadelerini kullandı.
“OKUL BAHÇESİNDE BEKLEDİĞİMİZE DEĞDİ”
Öğretmenlerin ilk zamanlar Selen’i sınıfta istemediğini ancak zamanla kabullendiklerini kaydeden Durgut, “Öğretmenimiz Selin’i tanıdıkça ve azmini gördükçe yardımcı olmaya başladı. Kızım arkadaşlarına çok şey öğretti. Pes etmemeyi, vicdanlı olmayı, yardımlaşmayı, küçük şeylerden mutlu olmayı ve sorumluluk duygularının gelişmesine sebep oldu. Emek verdik ama emeklerimizin karşılığını aldık. Hırslı ve azimli bir çocuğa sahibim. Çabalarımız boşa gitmediği için mutluyuz. Spor lisesine gitme şansı olduğunu öğrendik ve bu şansı değerlendirmek için elimizden geleni yaptık. Yetenek sınavına girdi ve başarılı oldu. Gurur duyuyoruz. Böyle bir okula gitmesi ona çok artı sağlayacak. Spor hocası bulmakta zorlanıyorduk, şimdi öğretmenleri olacak. Onu yönlendirecekler. Diğer çocuklardan öğrendiği şeyler çok daha fazla olacak. Daha önce acıyan gözlerle bakanlar oluyordu ama artık herkesin gözünde hayranlık görüyorum. Çoğu aile çocuklarının güzel sanatlar veya meslek lisesine gidebilme şansı olduğunu bilmiyor. Özel çocukların topluma karışabilmesi için kaynaştırma eğitimi almaları gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi