Ritim tutarak stres atın

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi, perküsyon sanatlarıyla ilgilenmek isteyenler için Afro Cuban, Brezilya Samba, Afrika ve Orta Doğu ritimleri konusunda çalışmalar yaparak, eğlence dolu müzik performanslarıyla insanları neşeli hale getiriyor. Ayrıca İzmir’de kurulan bu grubunun amacı vurmalı çalgılarla ritim tutarak katılımcılara stres attırmak


  • Oluşturulma Tarihi : 26.12.2015 08:01
  • Güncelleme Tarihi : 26.12.2015 08:01
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ritim tutarak stres atın haberinin görseli

EMİNE YALÇIN

Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde bulunan İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi sahibi Zuhal Ülkü ile birlikte atölyede yapılan çalışmalar hakkında konuştuk. Ülkü, her meslekten öğrencilerin olduğunu belirterek, “Mühendisler, doktorlar, psikologlar ve hastaları geliyor. Ayrıca çocuklarda hafta sonu gelerek burada güzel vakit geçirerek kendilerini geliştiriyorlar. Biz burada hem stres atıyoruz hem eğleniyoruz” dedi.

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi sahibi Zuhal Ülkü, eşi ile birlikte önce dans ile ilgilendiklerini sonrasında müzik alanına yöneldiklerini belirterek, eşi ile birlikte müzikle ilgilenmeyi sevdiklerini söyledi.

“HAMDİ AKATAY İLE ÇALIŞIYORUZ”

Ülkü, “Biz 3 yıldır müzik ile uğraşıyoruz. İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi’ni de 2 yıl önce İzmirlilerle tanıştırdık. Amacımız İzmir perküsyon olarak insanlara adımızı duyurmaktı. Çünkü İzmir’de perküsyon vurmalı çalgılar ile ilgili İzmir’de kurumsal bir yer yok. Zaman içerisinde enstrüman sayımızı artırdık. Darbuka yapımına başladık. Darbukada ünlü üstatlarımız var. Örneğin Hamdi Akatay ve Mısırlı Ahmet gibi. Şu anda biz Hamdi Akatay ile çalışıyoruz. İzmir genelinde İzmirlilerin bizi tanıdığını biliyoruz” dedi.

“DOSTLUK HER ŞEYDEN ÖNCE GELİYOR”

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi’ne katılmak isteyen herkesin başvurabileceğini anlatan Ülkü, her meslekten öğrencilerin olduğunu ifade etti. Ülkü, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Mühendisler, doktorlar, psikologlar ve hastaları geliyor. Ayrıca çocuklarda hafta sonu gelerek burada güzel vakit geçirerek kendilerini geliştiriyorlar. Biz burada hem stres atıyoruz hem eğleniyoruz. Aynı zamanda ritimde öğreniyoruz. Dışarda farklı organizasyonlar yaparak da birlikte vakit geçiriyoruz. En önemlisi insanlar buraya çok istekli geliyor. Bizim içinde dostluk her şeyden önce geliyor. Böyle olması da bizi çok mutlu ediyor. Dersimiz haftada 1 gün 1 saat 10 dakika kadar sürüyor. Ayrıca farklı etkinliklere katılıyoruz. Tüm İzmirlileri bekliyoruz.”

“MÜZİĞE HALK OYUNLARI İLE BAŞLADIM”

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi Eğitmeni Serdar Kuruner ise 2001 yılından bu yana profesyonel olarak müzisyenlik yaptığına dikkat çekerek, sanat ve müziğe halk oyunları ile başladığını söyledi. Kuruner, “Halk oyunlarındaki ritim beni çok etkiledi. Ritim çalmaya heves ettim. Kendime ufak bir enstrüman aldım. Bu şekilde yavaş yavaş başladım. Ailemde bana bu konuda çok destek oldu. Zaten ailem bana destek olmamış olsaydı eğer ben buralara kadar gelemezdim. Halk oyunları ekiplerine çalmaya başladım. Sonrasında ders verecek seviyeye geldiğim zaman ders vermeye başladım” diye konuştu.

“KARANLIK BİR YOLDA IŞIK TUTUYORUM”

Yaklaşık 2 yıldır İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi’nde ders verdiğini belirten Kuruner, “Buraya bize katılan öğrencilerimiz kısa süre içinde kendilerine olan güveni kazanıyorlar. Kukları gelişerek müzikal algıları gelişiyor. Koordinasyonları çok gelişiyor. Bizim için burada herkesin kendilerinin bir şey yapması. Ben sadece onlara karanlık bir yolda ışık tutuyorum. Burada enstrümanlar yapıyorum. Ayrıca Pazar günleri saat 15.00’de tanıtım derslerimiz var. Gelen kişilerle 1 ders işliyoruz. Kişiler enstrümanları tanıyorlar. Devam etmek isteyen olursa kaydını yaptırıyor. Son olarak da insanlar buraya neden gelmeli diye sorarsanız eğer farkındalık yaratmak ve kendilerini aydınlatmak için gelsinler diyebilirim” şeklinde konuştu.

“İNSANLAR SANAT İLE İÇ İÇE OLMALI”

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi öğrencisi Elif Yüceşen de İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi’ne ilk olarak terapi amaçlı ve bir enstrüman öğrenmek için katıldığını belirterek, yıllarca bankacılık yaptığını şu an içinde yaşam koçu olduğunu söyledi. Yüceşen, “İsmi müzik atölyesi ama aslında insanların dinlenebilecekleri güzel hoş vakit geçirebilecekleri bir yer. Ben bu atölyeyi sosyal medyada yayınlanan reklamlar sayesinde tanıdım. Sosyal medyanın aktif olarak kullanılması benim gibi öğrenciler açısından etkili oluyor. Çünkü artık insanlar vakitlerinin çoğu kısmını internet ortamında geçiriyor. Buraya geldikten sonra gerçekten müziğin ruhun gıdası olduğuna inandım. Yoğun iş temposunun için yeniden ruhumuzu keşfetmeye ihtiyacımız var. Kendi içimize dönebilmeye kendimizle baş başa kalmaya ihtiyacımız var. Bir süre sonra burada aile gibi oluyorsunuz. Coşkulu olarak gelen insanlardan bir tanesi de kesinlikle benim. İnsanların kendilerini burada mutlu edeceği bir ortam olarak görüyorum burayı. Benim düşüncem insanların yoğun tempodan bir şekilde uzaklaşmaya ciddi ihtiyaçları var. İnsanların sanat ile iç içe olması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden burası insanların kendilerini geliştirebileceği bir yer” dedi.

BİR PAKET PROGRAM GİBİ DÜŞÜNÜN

İzmir Perküsyon Ritim Atölyesi’ne gelmesindeki başka bir sebebi ise matematiksel olduğunu açıklayan Yüceşen, “Müzik ve resim gibi sanat dalları insanın sağ ve sol beynini aktif olarak kullanmasını sağlıyor. İnsanlar ağırlıklı olarak beyinlerinin hep bir tarafını kullanıyor. Bende mesela ağırlıklı olarak yaptığım işten ötürü sol beynimi kullanıyormuşum. Ama ben sağ beynimi de aktif olarak kullanmak istiyorum. Bu yüzden bir araştırma yaptım. Yaptığımız araştırmalar sonucunda bir enstrüman ile ilgilenmeyi tercih ettim. İnsanların da müzikle ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar profesyonel bir hizmet almak istiyorlarsa, beyinlerini aktif olarak kullanmayı hedefliyorlarsa ve işten arta kalan zamanda huzur bulmayı hayal ediyorlarsa bir paket program gibi düşünün hepsi bir arada gerçekleşebilir. Herkesin mutlaka yolu bir gün İzmir Perküsyon’a düşsün isterim” diye konuştu.

SERDAR KURUNER KİMDİR

1983 yılında İzmir'de doğdu. 1997 yılında halk danslarıyla tanıştı ve ritme olan ilgisi artmaya başladı. Lise yıllarından başlayarak hem dansçı hem müzisyen olarak sahnelerde yer almaya başladı. İspanya, Macaristan, Fransa, İtalya, Almanya, Sırbistan gibi ülkelerde festivallere katılıp dansçı ve müzisyen olarak ülkemizi temsil etti. 2003 yılında Ege Üniversitesi Türk Halk Oyunları Bölümü’ne girdi. Okul yıllarında çeşitli guruplarda perküsyoncu olarak yer aldı. Yavuz Darıdere ile Folk Jazz isimli bir proje gerçekleştirdi. Tayvan’da yapılan Ten Drum Art adlı dünyaca ünlü festivalde Türkiye'yi temsil etti. Devlet Tiyatroları'nda perküsyoncu olarak görev yaptı. Finladiya’da Kaustinen Folk Music festivaline katıldı. Halen İzmir Blue Note ve Kırmızı Reçete gruplarında çalmaktadır. Ferhat Göçer, Emre Kaya, Selami Şahin gibi birçok ünlü isime sazıyla eşlik etmiştir. Kuruner Percussion adı ile profesyonel olarak enstrüman imalatı da yapmaktadır.

PERKÜSYON NEDİR?

Perküsyon ya da vurmalı çalgılar, müzikte ritim yapısı kurulmak için kullanılır. Vurmalı çalgıdır. Ritim, eski Yunanca da ‘akış’ anlamına gelmektedir. Değişen uzunlu ve vuruşların ortaya çıkardığı ses bütünlükleri ve serileri ritimleri oluşturur. Modern müzikte ritim yapıları, genellikle perküsyon aletleriyle icra edilir. Üzerine elle veya başka bir cisimle vurularak, çalkalayarak, sürtülerek veya ovularak ses elde edilen her obje vurmalı çalgıdır.