Sayfa Yükleniyor...
43 yaşındaki Bahar Kartal, tüp bebek tedavisi sonrasında sahip olduğu kızı Lorin’i kaybedince tüm çocukların annesi olmaya başladı. Savaş bölgelerindeki çocuklar olmak üzere ihtiyacı olan herkese bez bebek ulaştırdı
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Çıkamaz çocukluğundan dışarı kimse.
Kardeşliğimiz bundandır.
Mavi sularla binlerce yıl.
Çıkamaz çocukluğundan dışarı kimse.
Bundandır inanmamamız
Kocaman bombalara…
İzmir Müzisyenler Derneği’nin bağlama kursunda yer alan 43 yaşındaki Bahar Kartal, hem derneğin ‘Oyuncak Köprüsü’ projesine destek sağlıyor, hem de 4 yıldır faaliyette olan çalışmayla dünyanın dört bir yanına bez bebek ulaştırıyor. Öğretmen eşinin atamasından dolayı 3 yıldır İzmir’de yaşayan ve 23 yıllık evli olan Bahar Kartal, uzun bir zaman tüp bebek tedavisi gördükten sonra çocuk sahibi oldu ancak adını dahi koyduğu kızını henüz doğmamışken kaybetti. Anlamı ‘ninni’ olan kızı Lorin’i yaşatmak için kendini oyuncak yapımına adayan Kartal, aslında birçok çocuğun annesi oldu. Tıpkı oyuncak gönderdiği ve her an ölüm haberini duymaktan korktuğu kanser hastası bir çocuğun annesi olduğu gibi, tıpkı bez bebeklerini ulaştırdığı İsviçre’deki çocukların annesi olduğu gibi, tıpkı hızmalı bebeklerini gönderdiği savaş bölgelerindeki çocukların; Nusaybin, Şırnak, Mardin’deki çocukların annesi olduğu gibi… Savaşın çocuklarına kokusuyla dokunan Bahar Kartal’ın şimdiki hedefi ise kaybettiği kızı Lorin’i öykü kitaplarında yaşatmak.
TÜM UMUDUMU KAYBETMİŞKEN
Kars’ın Sarıkamış bölgesinden İzmir’e gelen Bahar Kartal, hikayesini şöyle anlatmaya başladı: “Ben 23 yıllık evliğim. Bu 23 yıllık evlilik sürecinde çocuk sahibi olamadım. Çocukluğumda ise bebekleri çok severdim. Annemle yaptığım bez bebekler vardı. O dönem fabrikasyon bebekler yoktu. Annem de çok yetenekli bir kadındı. Evde bizlere rengarenk bebekler yapardı. Evlendikten sonra çocuk sahibi olamayınca o bebeklere olan aşkım hiç sönmedi. Tedavi süreçlerim başladı. Uzunca bir ara tedavi gördükten sonra ümidimi kaybettim. Tüm umudumu kaybettiğim bir anda internetteki kampanyayla karşılaştım. İstanbul’da bir dernekte çocukların yararına kıyafet, yiyecek, içecek kampanyası düzenleniyormuş. Bunları herkes veriyor ancak ben çocukların yüreğine dokunmak istedim. Hem kendim rahatlayayım, hem de çocukların hafızasında bir anı olarak kalsın istedim. Oturup çoraplardan bebekler yapmaya başladım. 1 ayda yaklaşık 100 tane bebek oldu. Onları tamamlayıp gönderdim. Oyuncaklar çocuklara ulaşınca çok mutlu oldular, onlar mutlu oldukça ben de mutlu olmaya başladım. Ve bu olumlu geri dönüşlerden ötürü işin peşini bırakmadım. 4 yıldır devam ediyorum.”
KANSER HASTASI BİR ÇOCUK
Evinin bir odasını oyuncak atölyesi haline getirdiğini belirten Kartal, birçok kez çocuklarla birlikte kendi hayallerindeki bebekleri yaptığının altını çizdi. Kartal, şöyle ekledi: “Evimde ilk olarak küçük bir masada bebek yapmaya başladım. Sonra büyük masaya geçtim. Şimdi de bir odada atölye oluşturdum. Bizim gözümüzde bir bebek yapmak küçük bir şeydir. Bir çoraptan bir bebek çıkıyor belki. Ama onlar için bir oyuncak bebek yapmak çok değerli.” Türkiye’nin dört bir yanına hatta yurt dışına oyuncaklar gönderdiğini kaydeden Kartal, “İsveç’e kadar gitti. Ülke içinde ise Mardin, Nusaybin, Şırnak ve İstanbul’a gönderdik. Onun dışında hastanelere bağış yaptık, sayfamı takip eden kişiler ricalarda bulundu. Mesela size çok etkilendiğim bir olayı anlatayım. Birkaç yıl önce bir baba sosyal medyadan ulaşıp beni aramıştı. ‘Çocuğum kanser hastası. Sizin bebeklerinizi görüp çok beğenmiş ve çok istiyor. Bizlere de ulaştırabilir misiniz’ dedi. Bu şekilde hasta çocuğumuza da bir tane bebek gönderdik. Bu durum beni çok duygulandırdı. Çocuğun yaşamını kaybettiğini duymak istemediğimden takibini yapmadım. Sadece bebeğe ulaştığı bilgisini aldım” dedi.
LORİN’İ ÖYKÜLERDE YAŞATACAK
“Oyuncak her yerde var. Yok değil. Ancak böyle elle yapılan oyuncakların bir anlamı oluyor” ifadelerini kullanan Kartal, “Şu an oturduğumuz ortamda, onlara bu bebekleri yaparken dahi bir güzellik oluşuyor. Hiç tanımadığımız insanlar bir araya geliyor ve birlik beraberlik sağlanıyor. Oyuncakları yaparken dayanışmamızı, sevgimizi, güzel olan tüm duyguları katıyoruz. Böylece oyuncaklar çocuklara ulaştığında da bir anlamı oluyor. En azından kokun çocuklara ulaşıyor” diye konuştu. Kaybettiği kızı Lorin’in hikayesinden söz açan ardından bir sonraki hedefini de bizlerle paylaşan Kartal, şöyle devam etti: “Ben bu bebeklerin daha doğrusu bir bebeğimin kitaplaşmasını istiyorum. Öykü kitabının içerisinde bir karakter olarak yer bulmasını istiyorum. Tüp bebek aracılığıyla aslında bir kez bebek sahibi oldum. Ama onu dünyaya getiremedim. Onun adını Lorin koymuştum. Lorin ‘ninni’ anlamına geliyor. Bu oyuncaklar, bebekler bir nevi Lorin’in anısını yaşatmak amacıyla yapılıyor. Lorin’i bir kitaba taşımak istiyorum. ‘Lorin nasıl doğdu, Lorin’in hikayesi, Lorin’in maceraları’ şeklinde ilerleyecek. Kitabın içerisinde bulunan karakterin bir de bez bebeği olacak. Yayınevleri ile irtibat halindeyim. Bu sene içerisinde oluşturmayı planlıyorum. Kaybettiğim evladım Lorin’i yaşatmaya çalışacağım. Lorin’i yaşatırken beraberinde diğer çocukları mutlu etmeye gayret göstereceğim, kültürümüzü de gün yüzüne çıkaracağım. Dokunamadığım, ulaşamadığım çocuklara kendi el emeği oyuncaklarımı, kokumu, duygularımı göndermek istiyorum.”
‘HER BEBEK BİRAZ LORİN’DİR’
Sözlerine devam eden Kartal, “Her bebek biraz ‘Lorin’dir. Çünkü ‘Lorin’ bebeğin ninnisidir. Dünyada gelişen bütün bu olumsuzlukların içerisinde güzel bir şey bırakmak istiyoruz. Çocukların hafızalarında oyuncaklar ile onların gülüşlerinde artık bir anı bırakmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Kartal’ın yapmış olduğu bebekler gördüğünüz tüm bebeklerden oldukça farklı. Hızmalı, saçları uzun ve örgülü bebekler dikkatimizi çekerken Kartal buna şöyle açıklık getirdi: “Bebeklerimizde bir kültürü de pekiştiriyoruz. Mesela burnunda hızması olan bebekler, bindallı bebekler… Kendi kültürümüzü yaptığımız birçok şeye yansıtmamız gerektiğini düşünüyorum. Modern, fabrikasyon bebekler bizleri çok da yansıtmıyor. Yapmış olduğum bebeklerde cinselliği öne çıkarmaktan kaçınıyorum. Herkesin elinde olan Barbie bebekler vs. bebeklerde kadın vücudu çok fazla ön planda. Ben bunları çocuklar için çok faydalı bulmuyorum.” Kartal cümlelerini şu sözlerle sonlandırdı: “Kızım Lorin’i hep uzun saçlı, saçları iki yandan örgülü halde hayal ediyorum. Bahar gibi bir Lorin yani.”
Haber Merkezi