Şiddete maruz kalmış bireylerle iletişim

Doç.Dr. Leyla Baysan Arabacı, taciz ve şiddete maruz kalan kişilerle iletişime geçmenin son derece hassas bir konu olduğunu belirterek, iletişim teknikleri hakkında bilgi verdi


  • Oluşturulma Tarihi : 23.05.2018 07:56
  • Güncelleme Tarihi : 23.05.2018 07:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şiddete maruz kalmış bireylerle iletişim

NİLGÜN TAZE

Aile içi şiddet, aile bireylerinin birbirlerine karşı uyguladığı birtakım saldırgan ve kontrolcü davranışlar olarak tanımlanmaktadır ve bu davranışlar sıklıkla tekrarlayıcı davranış kalıpları olarak ortaya çıkar. Araştırmalar şiddet olaylarının büyük bir kısmının çocukların gözleri önünde yaşandığını ortaya koymaktadır. Aile içi şiddete doğrudan maruz kalma ya da tanık olma çocuklarda duygusal-davranışsal sorunlarla sonuçlanmaktadır.

Şiddete uğramış bireylere sorunlarını anlatabileceği ve yardım alma umudunun bulunduğu ortamlar yaratmak gerektiğini açıklayan Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Leyla Baysan Arabacı, “Taciz ve şiddete uğramış bireyler için güven ortamı oluşturmak son derece önemlidir. Hırpalanmış kadın, çocuk, eşi-ebeveyni tarafından okula getirildiğinde davranışları önemli ipuçları verebilir. Görüşme sürecinde mağdur ile yalnız görüşülmelidir. Eğer mağdur kadın çocuk ile beraber geldi ise ve çocuğun yaşı küçük ise görüşmeye alınabilir. Çocuğun yaşı anlatılanları anlayacak düzeyde ise bir görevlinin yanında tutulmalıdır” dedi.

İSTİSMARCI EBEVEYN

İstismarcı ebeveynin yetkililerle görüşmeye katılmayı isteyebileceğini ifade eden Arabacı şunları söyledi: “İstismarcı ebeveyn yönelttiğimiz sorulara rahatça cevap verebilir. Bu durumda mağdur kadın ya da çocuk kendisi hakkında konuşmaya istekli olmaz, çünkü istismarcı ebeveynin cevaplarıyla ters düşmekten korkar. Mağdurun elini sıkmamaya ve dokunmamaya özen gösterilmelidir. Birey dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korkabileceği için yüzü kapıya dönük şekilde oturmasına izin verilmelidir. Kendini rahat hissetmesi için bir bardak su ikram edilebilir. Bu süreçte ise bireye ‘Siz’ diye hitap etmek en doğru mesafede konuşmayı mümkün kılar. Karşımızdaki genç veya çocuk ise, izin alınarak ‘Sen’ diye hitap edilebilir.”

GİZLİLİK POLİTİKASI

Bireye konuşmaların gizli tutulacağı ve aileye bilgi verilmeyeceğine dair söz verilmesinin mağdurun duygularını daha rahat paylaşabilmesini sağlayacağını belirten Arabacı, “İstismarcı kişi başlarda karısının-çocuğunun gereksinimi olan bakımı sağlayan sevecen bir ebeveyn görüntüsündedir. Ancak görüşme sürecinde, Karısına yada çocuğuna ve iletişim kurmaya çalışan uzmana düşmanlık ve öfke sergilemeye başlar. Burada mağdur bireyin tavırları önemli bir ipucu olabilir. Görüşme süresince gözlerini kapatabilir veya göz kontağından kaçarak ilgisiz davranabilir” ifadelerini kullandı.

TACİZ SEMPTOMLARI

Arabacı, taciz ve şiddete uğrayan kişinin kapı her açıldığında irkilebildiğini ve odaya birisi girdiğinde korku belirtileri gösterebileceğini açıklayarak, “Bu tür bireyler çoğu zaman fiziksel travmalardan çok konversiyon ve kronik yorgunluk gibi ruhsal sorunlarla gelirler. Birey ruhsal olarak ağır tramvalar yaşıyor olsa da kendisine uygulanan şiddetin boyutlarını küçülterek, vücudundaki hasarın niteliği ve boyutlarıyla bağdaşmayacak şekilde ilgisizlik sergileyebilir. Görüntüsünden korktuğu, utandığı, bir şeyden kaçındığı anlaşılabilir ve ufak örselenmelere aşırı duygusallık gösterebilir. Şiddete ilişkin sorular, bireyin yanında kimse yokken sorulmalıdır. Hastayı sağlık kuruluşuna getiren arkadaşları, aile üyeleri şiddet hakkında bilgi verebilir” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi