Sporu yaşam tarzınız yapın

Fitness Eğitmenleri Yiğit Özkızılkaya ve Umutcan Akdaşçı, yaz aylarıyla birlikte spor salonlarına artan ilgiyi dile getirerek, spor ve beslenme konusunda önemli açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 30.06.2017 06:56
  • Güncelleme Tarihi : 30.06.2017 06:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sporu yaşam tarzınız yapın

EMİRCAN IŞILDAK - ÖZEL HABER

Fitness Eğitmenleri ve Bireysel Antrenörler Yiğit Özkızılkaya ile Umutcan Akdaşçı, spor ve beslenme konusunda önemli ipuçları verdi. Yaz aylarının gelişiyle her geçen gün spor salonlarına artan ilgi ve rağbeti de değerlendiren Özkızılkaya ve Akdaşçı, yıl boyunca düzenli egzersizin önemine dikkat çekti. Özkızılkaya, yağ yakımının ve formda kalmanın sırrının sporun hayatın değişmezi olmasına bağlarken, Akdaşçı ise doğru beslenmenin altını çizdi. Başarılı antrenörler fitness sporuna yeni başlayanlar için de sabırlı olmaları konusunda tavsiyelerde bulundu.

FİT VÜCUDUN TANIMI

“Fit bir vücudu tanımlamak gerekirse yağ oranı düşük, kas oranı yüksek ve herhangi bir sağlık problemi bulunmayan vücut olarak gösterebiliriz. Fitness sporunun da tam olarak hedeflediği nokta budur. Bu sporu yapan bireyler kitlesel olarak düşük yağa ve yoğunluklu olarak kas hacmine sahip olmak isterler. Bu amaç da insan sağlığı açısından en verimli yöntem denilebilir” diyerek söyleşinin başında fit vücudun tanımını yapan Antrenör Yiğit Özkızılkaya, yağ oranının düşük olmasının sağlık açısından da önem teşkil ettiğini vurguladı. Antrenör Umutcan Akdaşçı ise her zaman formda ve fit olmak için doğru insanlardan yardım alınması gerektiğine vurgu yaparak, “Kilo almak ya da vermek isteyenlere yapacağım önerilerin başında, beslenme programlarının gözden geçirilmesi ve profesyonel destek geliyor. Her şeyden önce planlı, programlı ve en önemlisi de bilinçli bir şekilde spor yapmaları gerekiyor. Kesinlikle şehir efsanelerinden uzak durmak, doğru bilgileri yetkin kişilerden almak önem taşıyor” şeklinde konuştu.

HAYATINIZA DAHİL EDİN

Yaz aylarındaki spor salonları doluluğuna da vurgu yapan Özkızılkaya, “Yaz aylarının gelişiyle birlikte spor salonlarının kapasitesinin zirveye çıkması hepimizin malumudur. İnsanlar yaz aylarına formda ve fit bir şekilde girmek için çaba sarf ediyorlar. Ancak böyle bir sonuca ulaşmak maalesef çok kısa bir sürede gerçekleşmiyor. Her şeyden önce insanlarımızın salonlarda yapacağı bir saatlik antrenmanlarla sportif olmayı beklemekten vazgeçmeleri gerekiyor. Aslında bu insanların genetiği ve daha önceden yöneldikleri spor branşları ile spor geçmişleri ile alakalı bir durum. Yani bütün kış spordan uzak kalıp, yaz aylarındaki birkaç aylık çaba ile ayna karşısında formda bir görünüm kazanmak çok olası bir durum değil. Bunun yerine sporu günlük hayatımıza entegre etmemizde fayda var. Sporu yalnızca bir sorumluluk olarak görmek değil tam tersine sporu hayat tarzı olarak benimsemek gerekiyor. Bu şekilde bir yaklaşım kesinlikle sonuca ulaşmamızda hızlandırıcı olacaktır” diyerek egzersizlerin bir yaşam tarzı haline getirilmesi tavsiyesinde bulundu.

BESLENMENİN ÖNEMİNE DEĞİNDİ

Sportif bir yaşamın olmazsa olmazı olarak kabul edilen doğru beslenmeye de değinen Özkızılkaya, dengeli beslenmenin altını çizdi. Bireylerin standart listelerden ziyade kendi vücutlarına uygun bir beslenme planına sahip olmaları gerektiğini dile getiren Özkızılkaya, “Beslenme hiç şüphesiz sporumuzu taçlandıracak bir olgu. Doğru beslenme olmadan spordan kazanım sağlanamaz. Bu yüzden belki de en atlanmaması gereken konuların başında geliyor. Her zaman dengeli beslenmeyi öneriyorum. Spor yapan insanlara da kendilerini kandırmamaları gerektiğini söylüyorum. Üç ana bileşen olan protein, yağ ve karbonhidrattan doğru oranda almalıyız. Çünkü üçü de sağlığımız ve vücudumuz açısından büyük önem taşıyor. Eğer kendimizi doğru analiz edebilirsek, kendimize en uygun diyet programını da ortaya çıkarabiliriz. Onun dışında genel geçer bir diyet programının, basmakalıp listelerin her vücuda uymayacağını söyleyebilirim” diye konuştu.

SADECE SALON DA YETMEZ

Fitness ve vücut geliştirme iki ayrı branştır. Aralarında farklılıklar vardır. Bizim her zaman birinci hedefimiz sağlık olduğu için uyguladığımız programlarda iki branştan da faydalanıyoruz” diyerek en çok karıştırılan iki branşın farklılığına da dikkat çeken Özkızılkaya, yağ yakmak isteyenlere de önemli tüyolar verdi. Özkızılkaya, “Yağ yakma ya da yağsız olma çabası herkesin temel endişesi ve amacı olarak öne çıkıyor. Ancak burada atlanmaması gereken bir durum söz konusu. Spor yapan insanların antrenmanlarda sarf edecekleri efor ve buna bağlı olarak yine spor esnasında yakabilecekleri kalori aşağı yukarı bellidir. Yani bu miktar gün boyunca bizim için yeterli olamaz. Daha az yağlı olmak için spor salonunda çalışmak yetmez. Bunun için günlük hayatımızda da hareketli bir yaşam tarzını tercih etmek gerekiyor. Eğer ciddi bir sağlık problemimiz yoksa, tükettiğimiz gıdalara ve besinlere de dikkat ettiğimiz takdirde yağ yakma konusunda başarılı oluruz. Çünkü yağ yakma zaten vücudumuzun doğal bir işleyişidir. Önemli olan bunun sürekliliğini sağlamak ve artırmaktır” ifadelerini kullandı.

BAHANELERİ BIRAKIN

“Spor için muhakkak spor salonlarına gitmek gerekmez. Kısacası spor salonları, spor yapmak isteyenler için tek adres değildir. İstenildiği takdirde egzersizler hemen hemen her yerde bulunan imkanlar dahilinde yapılabilir. Burada önemli olan istek ve arzudur. Bu yüzden egzersiz yapmak ve formda olmak istiyorsak, zaman elbette ki yaratılabilir. Bu sebeple bahanelerin ardına sığınmadan iyi bir planlamayla sporu hayatımıza dahil edelim. Spor salonları bunun için en ideal noktalar fakat gidemiyorsak da güzel havalarda dışarıda yapabiliriz. Sahil kenarındaysak, tatildeysek koşabiliriz, yürüyüş yapabilir ya da yüzebiliriz. Bunlar sağlıklı egzersizlerdir ve bizi forma sokmaya yardımcı olur” diyerek sporun ve egzersizin hayatın her alanında ve her istenilen yerde yapılabileceğine dikkat çeken Özkızılkaya, yeni başlayanlara da, “Spora yeni başlayanlar her şeyden önce bu sporun sağlık için ve sağlıklı olma amacıyla yapıldığını unutmasınlar. Sağlıklı olma amacından asla vazgeçmesinler. Bunun yanı sıra hem fitness hem de vücut geliştirme sporları sabır ve emek isteyen işlerdir. Formda bir görünüm ve fit bir vücut için gerçekten uzun çalışma süreci ve emek gerekir. Bunu unutmayıp sabırlı davranmaya özen göstersinler. Sporun her branşı güzel ve özeldir. Bu yüzden sporu asla bırakmayıp, kötü alışkanlıklardan uzak durup kurallara mutabık kalmaya çalışmalılar” tavsiyelerinde bulundu.

PLANLI ÇALIŞMA VURGUSU

Akdaşçı ise spor yapan kişilere planlı ve programlı çalışma tavsiyesinde bulunarak, “Öncelikle ciddi bir rahatsızlığı bulunmayan herkese spor yapmalarını, sporu yaşamlarının bir köşesinde bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Tabi spor yaparken de ne şekilde yapılacağının bilinmesi gerekiyor. Eğitmenlik yaparken herkese ilk önce ne istediklerini bilmeleri ve ona göre planlama yapmalarını tavsiye ederim. İnsanların plan ve programsız asla verim alamayacaklarını bilmeleri gerekir. Çünkü bir yola çıkmış oluyoruz ve bu yolda nereye, nasıl gideceğimizi önceden belirlememiz gereklidir. Spor yapan kişiler hem antrenman metotları hem beslenme şekillerini içeren bir programla istedikleri formu yakalayabilirler. Tabi bunu yaparken de yeniliklerden haberdar olmak, bilimsel araştırmaları takip etmek önem taşıyor. Sonuçta spor endüstrisi de giderek büyüyor. Üzerine araştırmalar yapılıyor. Gelişmelerin ve gündemin gerisinde olmamak lazım” değerlendirmesini yaptı.

SPORU ÇEŞİTLENDİRİN

Fitness eğitimlerinin yanı sıra öğrencilerine verdiği özel derslerle ilgili de bilgi veren Akdaşçı, “Fitness eğitmenliğinin yanında spinning ve crazy band derslerini veriyorum. Dersler oldukça yoğun ve hareketli geçiyor. Özellikle spinning kardiyovasküler ağırlıklı bir ders. Hareket zamanı ve yoğunluğu yüksek olduğu için, yapan kişilerde kalori yakımına yol açıyor. Bu sayede yağ yakımı ve kondisyon üst düzeyde oluyor. Crazy band derslerimiz de en çok talep edilen özel derslerimizden biri. Derslerimiz aşırı şekilde eğlenceli geçiyor. İnsanlar bir yandan eğlenip, bir yandan da spor yapıyorlar” dedi.

Haber Merkezi