Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin Cumartesi Sohbetleri kapsamında düzenlediği etkinliklerin bu haftaki konuğu Yerel Tarih Araştırmacısı Levent Ertekin, Tirede Nevruz Bayramı konulu sunumu yaptı
SULTAN GÜMÜŞ
Milli değerlerimizden biri olan ve baharın gelişini simgeleyen Nevruz Bayramı birçok şehirde kutlanmaya başlayacak. Nevruz denilince akla gelen bir yer var ki oraya insanlar mart ayında gerçekten baharı getiriyor. Bahsi geçen yer elbette Tire. Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Tirede gerçekleştirilen nevruz bayramını merak etti ve bu haftaki Cumartesi Sohbetleri etkinliğinde Tireye yer vermek istedi. Tire'de bir nevruz bayramı gününde doğan şube başkanı ve Yerel Tarih Araştırmacısı Levent Ertekin bu kapsamda Tirede Nevruz Bayramı konulu sunumunu yaptı. Sunum sonrasında anlatılanlardan etkilenen katılımcıların çoğu Tiredeki nevruzu görmek için oraya gideceklerini belirtti.
NEVRUZ-U SULTANİ
Sunumunda Levent Ertekin öncelikle Nevruz Bayramının ne olduğuna değindi. Ertekin, Her millet, milli varlığını ve egemenliğini korumak için çeşitli kültürel motifler geliştirir. Ulusal kimliğini kültürel unsurlarla ortaya koyar. Bu nedenle tarihsel kökleri araştırmak, kültürü tanımak yaşayan kuşaktan çok gelecek kuşaklar için önem taşır. Bu kapsamda Nevruz Bayramı Türk toplumlarında milli benliğin ve milli kimliğin bir diriliş şuuru çerçevesinde oluşturulmasında büyük bir öneme sahiptir. Kısaca en eski Türk bayramı olarak tarihi kayıtlara geçen nevruz baharın gelişinin müjdecisidir. Orta Asya Türklerinde takvimler hep mart ayında başlar dedi. Nevruzun Sultan tanımlamasından bahseden Ertekin, tarihi önemine de yer vererek şöyle ekledi: Sultan tanımı Osmanlı dönemine rastlar. Osmanlılar döneminde 21 Mart günü padişahın nevruz tebriklerini kabul ettiği, halkın nevruzunu kutladığı; nevruzun şenlik günü olması sebebiyle 21 Martın Nevruz-u Sultani yani sultan tarafından veya sultanın katılmasıyla kutlanan nevruz günü anlamında Sultan Nevruz tanımlaması yapılmıştır.
TİRENİN TARİHİ
Tiredeki nevruza değinmeden önce Tirenin tarihinden bahseden Ertekin, İsterseniz Tiredeki yerel deyimle Sultan Nevruz geleneğine paragraf açmadan önce şehrin tarihi birikimine bir göz atmak istiyorum. Zira Sultan Nevruz Tire tarihi göz ardı edilerek anlatılamaz. Tire halkı; 1308 yılında ilk defa Germiyanoğlu Subaşısı Mehmet Bey ile Menteşoğlu Beyin damadı Sasa Beyin güçleriyle karşılaştığında yerel olarak Türk kimliğini tanır. Bu alt bilgileri aldıktan sonra Tirede İzmirin çevre ilçelerinden farklı olarak neden nevruz kutlamaları olmadığı soruları da çok açık ve net bir şekilde ortaya çıkmış olur. Çünkü Tire Beylik döneminden başlayarak Osmanlı Döneminde yoğun Orta Asya Türkmen boylarının göç ettiği ve toplu olarak iskan edilen mekanlardır. Nitekim 1402 yılında Ankara Savaşı sonrası savaşın galibi Timur yanında esir aldığı Yıldırım Beyazıt ile birlikte kışı Tirede geçirir. Dört ay boyunca kaldığı şehirde baharın gelişini şenliklerle tam bir Orta Asya geleneği içinde kutlarlar. Daha sonra Timur orduları ile birlikte Tireyi terk ederken geride bıraktığı yaşlılar, savaş gazileri Tirede kalır. Buraya yerleşenler zaten Orta Asya kültürüyle yoğrulmuş bulunan bölge halkı ile birlikte her yıl nevruz geleneğini büyük bir coşku ile günümüze kadar kutlarlar diye konuştu.
PAZAR GÜNÜ KUTLANIR
Tiredeki Nevruz Bayramından bahsetmeye başlayan Ertekin şöyle devam etti: Tireliler nevruzu kendi kendilerine, sevgi ve hoşgörü ortamı içinde yemyeşil kırlarda, mesire yerlerinde doğa bayramı olarak kutluyor. Nevruz Bayramını Horasan erenlerinin bölgeye getirdiği bir etkinlik olarak görmek daha doğru olacaktır. Tirede yaşayanlar özellikle son yüzyılda bu bayramı hep pazar gününe denk getirmişlerdir. Yağmur da yağsa, soğukta olsa Tire halkı kimse tarafından organize edilmeden adeta bir fikir birliği etmişçesine pazar günü kırlara nevruz kutlamaya çıkar. İzzet, ikram, sohbet, muhabbet, oyun, eğlence atmosferinde insanlar arası kaynaşma had safhadadır. Kırlarda gezintiye çıkılır, sarmaşık, kuzukulağı gibi otlar ile lale ve papatya gibi kır çiçekleri toplanır. Genç kızlara çiçeklerden taç yapılır. Yeni dostluklar kurulur, kızlar, oğlanlar birbirleriyle bakışır, gönüllerden gönüllere yollar kurulur. Kırlarda tüten ocakların dumanları, kuş cıvıltıları, çocukların gülüşleri insanların yaşama sevincine dönüşür. İnsanlar uzun süren soğuk kış günlerinin kasvetini üzerlerinden atıp, yemyeşil çimenlerin üstünde baharı coşkuyla karşılar.
NEVRUZ BAYRAMINDA YEMEKLER
Sultan Nevruzda dağıtılan yemeklerden de bahseden Ertekin, Sarma, kabukları boyalı haşlanmış yumurta, sini böreği, sini pidesi, yuka böreği, kol böreği katmer, poğaça, kurabiye, patates haşlama, pisi pisi, çerezler, zeytin, peynir, yoğurt, domates, taze soğan, maydanoz, salatalık, pirzola, köfte ve tavuk dağıtılan yiyecekler arasında diye aktardı. Tirede gerçekleştirilen Nevruz Bayramında oynanan oyun ve oyuncaklardan da söz açan Ertekin, Sultan Nevruza giderken bazı aileler çalgıcı da çağırırlar. Çalgıcılar çalar, zeybekler oynanır. Kızlar erkekleri uzaktan seyreder, oyun ortamına dahil olmazlar. Fakat onlar da kendi kendilerine başka bir köşede türkü söyleyip oyunlar oynarlar. Babalar çocuklarına uçurtma yapar. O kocaman alanda çocuklar uçurtmalarını uçurur, uçurtma hele bir de iyi uçuyorsa babalarını övgüye boğarlar dedi.
Sunumun ardından katılımcıların soruları cevaplandırıldı. Anlatılanlardan etkilenenler Tiredeki Nevruz Bayramına davet edildi.
Haber Merkezi