Sayfa Yükleniyor...
Türkiye Yazarlar Birliğinin, Cumartesi Sohbetleri kapsamında düzenlediği etkinliklerin bu haftaki konuğu Sözlü İslam Edebiyatı Geleneği Halk Aşığı Gülabi Karasu. Geleneğin son temsilcilerinden biri olan Karasu, Hz. Yusufun yaşamlarından kesitler sundu
SULTAN GÜMÜŞ
Gülabi Karasu, Sözlü İslam Edebiyatı Geleneğinin en son temsilcilerinden biri. Karasu, bu hafta Türkiye Yazarlar Birliğinin konuğuydu. Halk aşığı olan Karasu, çevresi tarafından üstat olarak çağrılıyor. Peygamberler Tarihi ve Ehl-i Beyt üzerinden sürekli sohbetler yapan Karasu, Hz. Yusuf hakkında bilgiler verdi, onun yaşamış olduğu hikayeleri katılımcılara aktardı. Yusuf ile Züleyhanın aşkından da bahseden Karasu, diğer kaynakların aksine ikisinin ne yazık ki kavuşamadığını belirtti.
KALELERİN ÖNÜNDEKİ ASKER
Sezai Karakoçun, Şimdi hiçbirinden eser yok. Gitti o geceler o cenk kitapları. Dağıldı kalelerin önündeki askerler. Çocukluk güzün dökülen yapraklar gibi şiiriyle davet edilen ve kendisine Kalelerin önündeki asker tanımı yapılan Gülabi Karasu, öncelikle Hz. Yusufun kardeşleri tarafından kuyuya atılma hikayesini aktararak şöyle başladı: Hz. Yakupun on iki evladından biri olan Yusuf, kardeşleri tarafından hain bir planla kuyuya atılır. Çünkü babasının çok sevdiği Yusufun ileride ne kadar önemli bir şahsiyet olacağını, Allah katında da önemli olduğunu bilirler. Bunun olmaması için de onu kuyuya atıp ölüme terk ederler. Baba Yakupa ise vahşi hayvanların onu öldürdüğünü söylerler. Yakup öncesinde de diğer çocuklarına güvenmezdi ve onların bu söylediklerine itimat etmedi. Yusufun artık olmayışı onu gün geçtikçe kahretti.
ZÜLEYHAYI ANLAMAK
Yusufun kuyudan çıkarılış hikayesine ve Yusuf ile Züleyha aşkına da yer veren Karasu, Hz. Yusufu kuyudan çıkaranlar onu Mısıra getirip köle pazarında satılığa çıkardıklarında, Mısır Azizi yani maliye işlerine bakan vezir, Yusufu görür görmez gönlüne bir sevgi düştü ve onu satın aldı. Azizin hiç çocuğu olmamıştı. Onu zevcesi Züleyhaya getirip Buna güzel bak. Umulur ki bize faydası olur veyahut evlat ediniriz dedi. Çocukları olmadığı için, güzel yüzlü temiz yaradılışlı Yusufu evlatlık olarak yanlarına aldılar. Mısır Azizi ile evli olan Züleyha ise Mısırın en güzel kadınlarından biridir. Yusuf a çocukluğunda bir nevi evlat gözüyle bakan Mısır Azizinin hanımı Züleyha, gün geçtikçe serpilip gelişen ve ellerinde büyüyen bu delikanlının güzel haline, ahvaline ve muhteşem güzelliğine şahit oldukça hisleri değişti ve sonunda tutkuyla bağlanıp bütün kalbiyle ona aşık oldu. Züleyha aşkından öyle bir hale geldi ki, her şey ona Yusufu hatırlatıyordu. Onun dikkatini çekmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Züleyhanın Yusufa duyduğu aşkın tarifini yapmak mümkün değildi. Denilir ki, Züleyhanın yetmiş deve yükü mücevher ve gerdanlığı vardı ancak hiçbir şey gözünde değildi. Bugün Yusufu gördüm diyen, ondan haber veren herkese mücevherlerini dağıtırdı. Aşkın ateşi ile yanan Züleyha baktığı her yerde Hazreti Yusufu görür, karşılaştığı herkesi Yusuf diye çağırırdı. Bütün servetini hazreti Yusufun aşkı uğruna feda etti. Çok zordu Yusufu görmeyen gözün Züleyhayı anlaması. Aşkını Yusufa itiraf ettikten sonra o, Ben bana yardım eli uzatan adama ihanet edemem cevabını aldı dedi. Diğer kaynaklarda Züleyhanın Yusufa kavuştuğu aktarılıyor. Ancak Karasu kavuşamadıklarını belirterek şunları ekliyor: Züleyha yıllar sonra dilenmeye başlıyor ve bir gün sokakta Yusufu görüyor, onu tanıyor. Ancak Yusuf Züleyhayı tanıyamıyor. Züleyha Yusufu görür görmez bir Ah çekmeye başlıyor. Bu ah sonucu Yusufun elindeki asa yanıyor.
OKUL YÜZÜ GÖRMEMİŞ
Gülabi Karasu, Züleyhanın Yusufa yazmış olduğu şu şiiri de katılımcılara okudu: Ey içimdeki yıldızların mütercimi, ölü olmayan kuşlarım benim. Mısırın ruhuna mürekkebinin kokusunu uçuran Yusufum. Nilin sularına dökülmüş kandillerin aydınlığı. Gizli bahçelerden geçen yeşillerin ıslak çoğulluğu. Konuşan ağacım bana, konuşan ırmağım benim. Işıklı yağmurum. Gözlerimle gören ey, ey gözleriyle gördüğüm. Gülabi Hocanın okuduğu tek şiir bu değildi elbet. Yaşına rağmen her hikaye arasında ezberindeki şiirlere yer veren Karasu, katılımcıların da takdirini kazandı. Birliğin önceki başkanlarından Mahir Adıbeş ise bir kez dahi okul yüzü görmeyen Gülabi Karasu hakkında şöyle konuştu: Kendisi adeta bir derya, bir üstat. Geleneğin de son temsilcilerinden diyebiliriz. Okulda okuma-yazma öğrenmiş bir insan değil. Bu çok önemli bir nokta. Bu yüzden söyledikleri katıksızdır. Doğrudan anlatılır. Dikkat ettiyseniz çok orijinal kelimeleri vardır. Yesir gibi. Yesir esir anlamına gelir. Yöresel kelimeleri çok fazla. Bunların hepsi bir dönemin yansıması. Araştırılacak kelimeler söyler. Bu dünya çapında olan hikayeyi üstadımızın ağzından dinledik. Gülabi Dedemize sahip çıkmamız lazım. Emekli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Mehmet Yazıcı da, Derler ki İran şiirlerinde Yusuf ile Züleyhanın aşkı kabul edilmiyor. Fakat bu aşk doğrudur ve biz sonuna kadar anlatmaya çalışıyoruz. Gülabi Dedemiz sayesinde tekrar dinleme şansına eriştik ifadelerini kullandı.
Gülabi Karasunun anlatımının ardından kendisine teşekkür belgesi takdim edildi.
Haber Merkezi